Wolfenstein: The Old Blood Review (gokdenizguner)
HİKAYE
Wolfenstein New Order ın yaklaşık 20 yıl öncesinde geçen Old Blood da yine William Blazkowicz ile beraberiz. İlk oyuna nazaran skalası daha küçük bir hikaye olsa da bu hikayenin daha odaklı olmasını sağlamış. Oyun boyunca genel olarak hep tek bir amaç doğrultusunda ilerliyoruz. Yani hikaye çok daha düz ilerliyor. Pek de şaşırtıcı denilecek olay yok oyunda. Dediğim gibi bayağı düz akıyor. Biraz da Blazkowicz in başından geçen bir askeri operasyon tadında kalmasını istemişler. Blazkowicz in sürekli yaptığı operasyonlardan birisi sadece demek istiyor olabilir oyun. Sonuçta savaşta gerçekleşen her olay dünyanın kaderini baştan aşağı değiştirmiyor. Konu ve olaylar olarak da genel gidişatı beğendim. Adam öldürmeye geldik deyip hikayeyi kenara atmadan takip ettim oyunun sonuna kadar. Sonlara doğru da bir şekilde hikayeyi New Order a bağlamaları hoşuma gitti.
OYNANIŞ
Oyunun oynanışı ilk oyunun neredeyse aynısı. Tek fark bir tane borumuz var. Sağa sola tırmanmaya falan yarıyor. Mekaniksel çok ufak tefek yenilikler var sadece. İlk oyuna bayağı benziyor. Benzer olması kötü olduğu anlamına gelmiyor. Bu denli hızlı bir oyuna yakışır mekanikler var. Combat hala sağlam, hızlı, vahşetli ama yeterli yenilik yok. Gizlilik kısımları da aynı kalmış. Bir gizlilik oyununa göre kalas kalıyor ancak ben gizliliği severim hayır demem. Bunda da hiç farklı bir şey yok ilkinin aynısı. Oyunda arayüzler bile aynı kalmış daha ne diyeyim.
GÖREVLER
İlk oyundaki görev çeşitliliğini takdir etmiştim. Oyun bir Doom klonu gibi sadece adam öldürme üzerine kurulu değildi. Yine amaç oydu ama bunu farklı şekilde süsleyerek veriyordu oyun. Old Blood da ise gizli gitmeniz gereken sekanslara bayağı ağırlık vermişler ve ilk oyundaki süslemeleri kullanmamışlar. Bazı görevler istisna olsa da oyunun genelinde gizli gitmeniz gereken yerlerde aksiyona da dalsanız bir şey değişmez. Gizli gitmenizin bir nedeni yok. İlk oyunda bayağı gizliliği kasmıştım ancak burada görüldüğüm an aç köpek gibi saldırdım. Ben burayı gizli geçmeliyim demedim hiçbir yerde. Aksiyon sağlam olduğu için bunlar o kadar dert olmuyor. Bana düşman ver mermi ver ben sabaha kadar savaşırım. Oyun o eski still fps tarzından hiç ödün vermemiş ama biraz daha görevleri çeşitlendirmek için uğraşılsaymış keşke. Son çeyrekteki zombili kısımlarda yeni şeyler denemişler ama bende onları pek sevmedim açıkçası.
TEKNİK
Teknik bir sıkıntıyla karşılaşmadım. Bethesda olunca her zaman bir tedirginlik oluyor ama bu oyunda ben hiçbir teknik sıkıntı yaşamadım.
SONUÇ
İncelemenin gidişatında oyunu beğenmediğim algısı oluşabilir ancak ben oyunu beğendim. Bayağı sağlam bir fps oyunu bence. Sadece ilk oyuna bu denli benzemesi, hikayenin ana olay örgüsüne pek katkı sağlamaması, oyunun süresinin kısa olması gibi faktörler oyunu biraz New Order ın DLC siymiş gibi hissettiriyor. Zaten bence en başta DLC olarak planladılar bu oyunu. İlk oyunla arasında bir sene bile yok. Ya da Bethesda çok az zaman verdi de bundan çok benzer bir şey yaptılar bilmiyorum. Ama olsun yine de oynanır. İlk oyunda iyiydi bu da iyi.
SKOR: ★★★☆☆