Vampire Survivors Review (Audiodragon)
Erken erişimden çıktı, çıktığı gibi basıyorum artıyı, şukuyu, onayı artık ne dersen işte
Epeydir bu kadar erkenci değildim, o yüzden bence bunu yazarak bile çok şey başardım yehu
Şimdi bu oyunda tek derdin hayatta kalmak. Herhangi bir ateş etme olayın yok, bütün olayın hareket etmek ve seviye atlayıp yeni silahlar/ eşyalar almak. Düşmanlar geliyor, otomatik ateş ediyorsun, 30 dakika hayatta kalmaya çalışıyorsun. Bir porsiyon en fazla 30-33 dakika yani.
Adamlar oturmuş bu formülü bulmuş, sonra onun üzerine önce ev, onun üstüne villa, onun üstüne apartman, onun üstüne gökdelen kasmış. Sana da 40 liraya kiralık diyor.
Yahu daha ne olsun? Bu kadar basit bir formüle bu kadar fazla gizlilik ve çeşitlilik sığdırmak zor vallahi. Açacak 63 karakter (o 63 olmasa da çok anla işte), 5-6 yeni 'stage' (Türkçesi ne ola ki?), ne bileyim alternatif müzik, alternatif karakter kostümü, yok işte ek statlar falan derken günde 1 saat bile oynasan bir sürü şey başarmış gibi oluyorsun. Durmadan bir şeyler açılıyor, ve yeni bir silah, yeni bir eşya falan keşfediyorsun.
Zaten bak bu oyun sonrasında pek çok farklı başka oyun türetti. Hani bir zamanlar 'ooo souls gibin' diyordun ya, şimdi roguelike/ bullet hell civarlarında 'Vampire Survivors gibin' deniyor.
Ama görsellere vs. bakıver önce. Bu böyle ciddi oynanılacak oyun değil, beynin fişini çekmelik oyun. Arkada yayın falan açıp izliyorsun bunu, günün stresini atıyorsun. Beyin olmadan isaac oynamak gibi aslında. Dediğim gibi en büyük derdin düşmanlardan kaçıp kite'lamak, o yüzden wasd yetiyor oyunu oynamaya. Kite gelimesini de Türkçe'ye çevirsek, kitelaman ne ola ki? Kaçmak desen olmaz, neyse anladın herhalde.
Bence iyi ya. Her oyun da fiçır, haydarpank, godofvar falan olacak değil.