This War of Mine Review (Melisandria)
Bende bu kadar derin ve duygusal bir iz bırakmayı başaran tek oyun.
Diğer tüm savaş oyunlarının aksine, asker olarak değilde savaşta hayatta kalmaya çalışan siviller olarak oynuyoruz. Oldukça depresif bir oyun, bazen ağlamamak için kendinizi tuttuğunuz, bazense sebepsizce mutlu olduğunuz bir oyun. Oyunun grafikleri ise diğer tüm oyunlardan farklı olmasına rağmen gözünüze batmıyor ve ya rahatsız etmiyor.
Hikaye
Oyunda siz, devlete karşı ayaklanan isyancılar ve isyancıları kontrol altına almak için uğraşan ordunun sebep olduğu iç savaşta arada kalmış sivillersiniz. Hayatta kalmak için yiyeceğe, ilaçlara ve malzemelere ihtiyacınız var.
Oynanış
Oyuna başlarken 3 ya da 4 karakterle başlıyorsunuz. Her karakterin kendine ait özellikleri var.
Şu an başlayabileceğiniz 2 farklı ev var. -Gelecekte update'le farklı evler gelebilir.- Başladığınız ev savaş bitene kadar karakterlerinizin barınağı olacak. İlk başta evde kırık dökük yerler, yıkıntılar, içinde hala loot bulunduran kilitli/kilitsiz dolaplar var. İlk gününüzü evinizi temizlemeye, evdeki tüm lootları almaya ayırmak en iyisi.
Her akşam, saat 8 olduğunda karakterlerinizden birini scavenge'e çıkarabilirsiniz. Böylece şehirdeki farklı yerlerden yiyecek, malzemeler, odun, silahlar ve ilaçlar bulabilirsiniz. Fakat dikkatli olmalısınız, bazı mekanlarda sizi öldürmek isteyebilecek insanlar olabilir.
Bazı geceler soyguna uğrama tehlikeniz var, her gece en az bir kişiyi nöbette bırakmak sizin için en iyisi.
Başka sivillerle takas yapabilirsiniz, hatta bazı günler sabahları kapınıza bir takascı geliyor fakat özelliği 'pazarlıkçılık' olan Katia karakterini kullanmadığınız sürece takasta kazık yiyorsunuz. Mesela takasta bir konserve yiyeceğe karşılık bir konserve yiyecek alamıyorsunuz.
Oyundaki eksikler
Oyunun combat ağırlıklı olmadığını biliyorum, fakat size şunu söyliyebilirim ki oyundaki combat'ta bazı eksiklikler var.
Örnek; Military base'desiniz. Tüm silahlarınızı topladınız geldiniz tüm askerleri öldürüp lootlamak için. Merdivenlerden yukarı çıktınız, etrafı gözleyen adam sizi farketmedi, arkasından bıçakla tek aldınız. Şuana kadar herşey iyi, güzel. Sonra, hala merdivenin başındayken alt kattaki askere silah doğrultuyosunuz, askerler sizin orada silahla merdivenin başında beklediğinizi biliyorlar fakat hala salak gibi üst kata koşuyorlar, sizde orda merdivenin başında dikilip üst kata çıkanı direk indiriyorsunuz. Bazen zekilik yapıp, 'Yukarıda birisi var, en iyisi burada bekleyip bu bölgeyi koruyayım.' diyenlerde var tabii. Hatta sanırım şu ana kadar gördüğüm en zeki asker, beni gördüğü gibi bodrum kattaki asker arkadaşlarına koşup haber verendi sanırım. Sonra 3 kişi birlikte bana dalmışlardı. :(
Bonuslar -Spoiler Alarmı-
Oyunda beni en çok üzen an: Garaja gitmiştim, o süreçte evdeki karakterlerim baya açtı ve yemek bulmakta zorluk çekiyordum. Garajda da bir oğlan ve onun hasta yaşlı babası yaşıyor, gittiğimde oğlan babası için ilaç istedi benden, bende bir tane ilaç verdim fakat bir ilaç karşılığında alabileceğim yemekler yeterli gelmedi. Bende gidip oğlanı öldürdüm, üstündeki herşeyi alıp kaçtım. -Evet biliyorum iğrencim :( - Bir sonraki akşam geriye kalanları toplamak için gittiğimde yaşlı adamı yatağında ölü buldum.
Oyunda beni en çok mutlu eden an: Süpermarkete gittim, yanımda bıçakta vardı. Arkadan bıçakla tek atabilen bir karakterle gelmiştim, süpermarkette de bir asker bi kıza tecavüz etmeye çalışıyordu, arkadan askere tek attım, kız kaçtı kurtuldu bende beleşe ak-47, 20 mermi ve içki sahibi oldum. Hem evdeki tüm karakterlerimin morali yükseldi hemde ak-47 ile birçok yerden güzel loot topladım. :>
Okuduğunuz için teşekkür ederim, umarım size oyun hakkında biraz bilgi verebilmişimdir. ♥