logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-This War of Mine

Thursday, June 8, 2017 9:44:10 PM

This War of Mine Review (flaneurX)

Mutfakta çok iyi olan Bruno, pazarlıkta üstün yetenekli Katia, en büyük taşıma kapasitesine sahip Marko ve ekibin elinden her iş gelen 'handyman'i Marin dörtlüsüyle oynamak oldukça keyifli oluyor. İki defa üst üste aynı combo'yla oynadım, fazla riske girilmezse hiç insan kaybı olmadan refah seviyesinde tamamlanabiliyor oyun. (Refah seviyesi derken; evde sürüsüne bereket mobilya, dolu bir buzdolabı, her tezgâhın -workshop- en gelişmiş halleri, bolca ilaç, silah ve mühimmatı kastediyorum.)
İşi 'random'a bırakmadan, belirli kriterlere kendim karar vermek istediğim için 'Write My Own Story' seçeneğiyle başladım oyuna. İstediğim dörtlüyü oluşturduktan sonra, 40 gün gibi bir oyun süresi belirledim. Kışlar filan normal (moderate) geçiyor, koşulları çok zorlu hale getirmedim. Bu şekilde birkaç oyundan sonra, daha farklı yetenekleri olan karakterlerle oyuna devam edilebilir. Ya da daha zorlu koşullar (sert geçen kış, ateşkese kadar daha uzun süre, vs) seçilerek neler olduğu denenebilir.
Tavsiyem, oyuna başlamadan önce, oyunla ilgili web sitelerinden karakterler hakkında bilgi almak. Bu bilgiler neler olabilir? Karakterlerin duygusal durumları, iyi bekçilik yapıp yapamadıkları, savaş ve kavgadaki yetenekleri, bağımlılıkları (kahve, sigara, vs)...
Bu sitelerden birkaçı:
http://thiswarofmine.gamepedia.com/
http://this-war-of-mine.wikia.com/
İsteyenleriniz, Youtube'da direkt oyun mekânlarını inceleyebilir. Ya da sürpriz seviyorsanız oyuna balıklama dalabilirsiniz. Bir süre sonra, zaten farklı mekânlardaki karakterleri, oralarda bulunan kaynakları, varsa pazarlık yapılan 'item'ları, pazarlıkçıları, haydut ya da askerlerin nasıl haklanacağını, vs öğreniyorsunuz.
"Radyo" edinmek oldukça önemli. Şehirde neler olduğunu, saldırıların sıklaşıp sıklaşmadığını, karaborsaya düşen item'ları, vs radyodan takip edebiliyorsunuz. Ayrıca oradan müzik dinleyerek karakterlerinizin üzgün ya da depresyonda olma durumlarını nispeten düzeltebilirsiniz. Her gün bir kez açmakta fayda var. Zaten müzik (klasik ve rock diye iki seçenek var) bütün gün açık olsa daha iyi. Tabii gitar varsa evde, iyi de gitar çalan, o zaman moraller daha iyi olabiliyor. (Zlata harika gitar çalıyor; iyi çalanlar var, Katia ya da Roman gibi; bir de hiç çalamayan garibanlar var, Anton, Boris gibi.)
Karakterlere 'çok aç' olmadan yemek vermek bence gerekli değil. Bruno gibi, aç olduğunda söylenen ya da sırf bu yüzden üzgün hale gelebilen bir tipe arada yemek verebilirsiniz. Ama ben 40 gün boyunca sadece çok aç olduğunda yemesini sağladım, hiçbir sorun çıkmadı. Tabii sigarasını eksik etmemek lazım adamın, o ayrı.
Oyunu kimseyi öldürmeden bitirmek mümkün. Yukarıda sözünü ettiğim combo'yla iki kez oyunu rahatlıkla bitirdim. Sivilleri, yaşlıları soymasınlar, öldürmesinler yeter. O zaman moraller dibe vurmadan oyun güzel güzel ilerliyor sorunsuzca. Bazen kendini savunma amaçlı birisiyle kavgaya tutuşulabiliyor, ya da ölebiliyor karşıdaki tip, o zaman moral o kadar düşmüyor gözlemlediğim kadarıyla. Bir de, zaten gangster ya da haydutsa öldürülen tip, yine bizim ana karakterlerin moralinde olumsuz bir etkiye neden olmuyor.
Mekânlardan Decrepit Squat'la Ghost House'un bir süreliğine kapandığına şahit oldum. Ama sonra yine açılıyorlar. Kapanmaya oradaki çatışmalar ya da yoğun kış şartları neden olabiliyor. Steam'de birisi önce uzak yerlere gidilmesi gerektiğini, sonra bunlara gitmenin zorlaşabileceğini yazmış. Benim böyle bir deneyimim olmadı. Decrepit Squat'la Ghost House orta uzaklıkta yerlerdi. (Bu arada, ben oyunu İngilizce olarak oynuyorum, o yüzden belki Türkçe versiyonda bu oyun yerlerinin adları Türkçeye çevrilmiş olabilir, bilemiyorum.)
Bir mekândan ayrılırken, o anda evde eksik olan şeyleri, ya da değiş tokuş yapabileceğiniz alet edavatı götürmeniz daha yi oluyor. Oraya bir süre sonra dönebilir ve daha az acil olanları alabilirsiniz nasılsa. Tabii bir de sırt çantası büyüklüğü Boris (17) ya da Marko (15) gibi bir karakter değilse yağmayı yapan, tek seferde çok fazla şey götüremeyebiliyor yanında, malum.
Yine Steam'de, Marko'nun her gece yağmaya gönderildiğinde, bir süre sonra isyan edip evden gidebildiğini yazılmış. Ben 39 gece üst üste Marko'yu yağmaya göndermeme rağmen böyle bir şeyle karşılaşmadım hiç. Yine de oyunda random özellikler var, belli olmaz.
Bekçilikte herkes aynı yetenekte olmuyor. Gece evde bekçi olarak bıraktığım karakter, yukarıda saydığım Bruno-Marko-Katia-Marin dörtlüsünde hep Bruno oldu. Marko da Bruno'ya yakın, bekçilikte. Katia o ikisinden biraz daha kötü, en kötü bekçi de Marin. Zaten Marin evin en faal adamı oluyor, yağmacıdan sonra. Gece dinlense daha iyi.
Evdeki atölyeleri birbirine mümkün olduğunca birbirine yakın yerlere yerleştirmek, süre tasarrufu açısından çok önemli. Su kollektörlerini aktive etmek ya da sobayı yakmak, ya da fare kapanlarındaki etleri toplamak için biraz yol yapılıyor evin içinde mecburen. Ama o anda evde yorgun/uyuyor olmayan birden fazla kişi varsa, bunların hepsine bir iş vermek mümkün.
Uyuyup dinlenmiş karakterlere bir iş yaptırmadığınız zaman, bir sandalyede, ya da daha iyisi bir koltukta oturtmak işe yarıyor. Yoksa mal mal ortada dolaşabiliyorlar. En azından oturup bir sigara yakmaları, bir kitap okumaları çok daha iyi oluyor onlar için. Ya da en azından ben böyle gözlemledim.
Günü hemen bitirmeyi sevmiyorum. Artık birisi gelmese bile (takasçı Franko gibi), bazen hazır olan bir şişe Moonshine, ya da sebze, sigara, vs gibi şeyler, gece yağmasına çıkarken sırt çantasına atılabiliyor, pazarlıkta kullanmak için. O yüzden, eğer böyle bir şey söz konusuysa, saati gelmeden gece moduna geçmiyorum.
Çok güzel bir oyun yapmışlar gerçekten, müziğiyle, grafikleriyle, hikâye örgüsüyle sizi alıp götürüyor. Kendinizi o evde hissediyorsunuz. Bir yorumcu oyun için 'sanat' ifadesini kullanmıştı, ben de aynen katılıyorum bu yoruma... Müthiş!..