logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-The Witcher

Sunday, May 1, 2016 3:41:39 PM

The Witcher Review (NightBlade)


The Witcher ; meşhur serinin ilk oyunu kendisi. Andrzej Sapkowski abimizin romanlarından esinlenmiş muhteşem bir oyun bizlere sunulmuş. CD Projekt Red tarafından geliştirilen RPG oyunun yapım yılı 2007. Bu yüzden bende daha çok o döneme göre bir inceleme hazırladım. Benim kendi görüşüm her oyunu kendi dönemine göre değerlendirmek, karşılaştırmak gerekir. Ben oyunu baya baya bir zaman sonra oynadığım için Enhanced Edition sürümünü tecrübe ettim. Sanırım bu versiyonu eklemeler yapılmış, bazı hatalar giderilmiş, oyun yeniden elden geçmiş versiyonu oluyor.

Geralt of Rivia …. The White Wolf. Karakterimizle oyunun başlarında hafızasını kaybetmiş olarak tanışıyoruz. Bizi bulanlar ise Kaer Morhenden diğer Witcher dostlarımız. Bizi alıp kalemize götürüyorlar. Kendini toparlamaya başladıktan kısa bir süre sonra kale Salamandra adındaki bazı haydutların saldırısına uğruyor. İşte biz burada hikayeye dahil oluyoruz.
Gerisi spoiler içerdiği için üzerinde durmayacağım. Burada değinmek istediğim nokta, hikaye size bazı noktalarda seçimler bırakıyor ki buda oyunun ilerleyişinde farklı yollara sapmamızı sağlıyor. Size tavsiyem böyle seçimlerin olduğu noktalarda save almanız olacaktır. Eğer sonradan geri dönüş yaparsanız acaba söyle yapsam ne olurdu? Peki ya diğer adama inansaydım? İşte bu gibi sorular kafanızın etini yerken, sizde hikayede ilerliyorsunuz.

Oyunun Türkçe yaması da internette bulunmakta. Biraz araştırarak elde edebilirsiniz. Oyun içi ansiklopedi, hikaye ve kitaplar gibi yerleri daha çok araştırmak, öğrenmek isterseniz bu yama ile istediğiniz herşeyi bulabilirsiniz. Tüm hikayeyi anlayarak özümseyerek oynamak gibisi yoktur tabi, bunu söylemeye bile gerek yok.

Gameplay yani oynanışa gelirsek, işte burada ne yazık ki döneme bağlı kalamıyorum. Peki neden? Cevap basit “tıklama” dostlar. Oyundaki dövüş veya saldırı mekaniğimiz tıklama üzerine kurulu arkadaşlar. Şimdi o dönemde çıkmış oyunlara bakıyorum da genelde FPS türü oyunlar önde gibi. Ne yani adamlar bu kadar mı “tıklama” dan etkilendiler diye soruyo insan kendine. Yine o döneme bakarsak Mass Effect veya Elder Scrolls gibi efsanelerde görüyoruz. Keşke biraz onlara da baksaydınız be diyorum.
Peki nedir bu tıklama olayı dostlar? Şu şekilde çalışan bir sistem yapmışlar; saldırılarımız tıklama ile yapıp bu sırada Geraltın saldırmasını izliyoruz. Saldırı sonuna doğru tekrar tıklarsak, 2. Saldırımız başlıyor ve yine saldırı animasyonun bitmesini bekliyoruz. Tabi bu sırada olurda sabırsızlanıp tekrar tekrar tıklarsanız combomuz bozulmakla kalmayıp birde saldırımız kesiliyor.
Evet yerden yere vurmamızın ardından elimizde ne var ne yok bakalım. Biz bir Witcherız. Çok şaşırdınız dimi? Neyse Oyunda bizimle haşır neşir olan 3 şey var; yetenek ağacımız, büyülerimiz ve simyager yeteneğimiz.

Envanterimizde topladığımız maddelerin bileşenlerinden yapabileceğimiz iksirler, oyunda büyük öneme sahip. Simyager yeteneğimiz sayesinde yaptığımız iksirler hayatımız kurtarıyor dostlar. Kimi iksir bize can, dayanıklılık ve zehirlenme üzerine etkisi varken kimisi de saldırımızı daha güçlü kılıyor.
Yetenek ağacımıza bakarsak, burada da olay 4 e ayrılıyor. İlki Kuvvet, Beceri, Dayanım, Zeka olarak ayrılan kısım Özniteliklerimiz olarak geçiyor. Burada oyun tarzınıza göre seçim yapmak daha etkili. Ben burada daha çok Kuvvet ve Beceri üzerine daha çok gittim, diğer kısımlara daha az yüklendim. Burada skillere önceden bir bakıp ona göre bir yol çizmenizi öneririm.
Yeteneklerde diğer bir olayımız büyü güçlerimizi güçlendiren, daha etkili hale getiren işaretler kısmımız. Burada her büyü gücümüze daha etkili özellikler veren, daha farklı kullanımlara imkan verebilmemiz güzel olmuş. Ama şuna değinmem gerek oyunun sonlarına doğru daha çok büyü kullanmaya başladığım için buraya sonlara doğru yüklendim.

Yeteneklerde bir diğer olayımız kılıç yeteneklerimiz. Şimdi bilmemiz gereken en önemli şey; Canavar için Gümüş, İnsan için Çelik. Canavarları Gümüş kılıcımızla keserken, diğer düşmanları çelik kılıcımızla kesiyoruz. Dolayısıyla buradaki yeteneklerimiz de kılıçlarımızla alakalı. Hangi kılıcımızı daha çok kullanıyorsak ona yönelmek daha doğru olur. Ben daha çok yaratıklarla uğraştığım için Gümüş yetenekler üzerine daha çok düştüm sonradan Çeliğe de yöneldim.
Büyülerimize değinecek olursak: Aard, Igni, Quen, Axii ve Yrden. Bunları açıklayacak olursak sırayla; itme, ateş, kalkan, ele geçirme ve tuzak. Burası tamamen sizin oyun şeklinizle alakalı dostlar. Ben burada en çok Aard ve Igni ile ilgilendim. Çok nadiren tuzak kurdum, Zaten sonunda düşmanı keseceğim için ele geçirme pek kullanmadım, kalkanda da saldırıları önlese de biz saldırınca kaybolduğu için ilgilenmedim. Yetenekler bölümünden bu güçlerimizi geliştirebiliyoruz.


Grafiklere değinecek olursak dostlar, bulunduğu dönem için gayet güzel. Karakter çizimleri, zırhlar, silahlar ve atmosfer olmuş diyebiliriz. Tabi ister istemez şimdiki dönem oyunlarıyla karşılaştıracak olursak yani herşey gözümüze baya eski görünecektir. Ama atmosfere bir alışırsanız gerisi çorap söküğü gibi geliyor. Müzikleri zaten tamam arkadaşlar. Sizleri rahat bir şekilde Witcher olmaya itiyor. Arayüz zaten bizden yana, oldukça basit ve aradığımızı bulması kolay.

Son sözümüz ne peki? Hala bu maceraya çıkmadıysanız, tıklama sorununu da dert etmezseniz, iyi bir RPG de arıyorsanız bu güzel seriye başlayabilirsiniz. Herkesin dilinde Witcher olmak dolanıyor. Sizde merak ediyorsanız, ya bu ne olaki? yenip içilir bir şey mi diye soruyorsanız, işte size bir fırsat. Çıktığı zamana bakarsak grafikler hoş, hikaye müthiş, müzikler ve atmosfer zaten sizi çağrıyo, oynanışı şekli de sizi rahatsız etmez ve diğer diğer özelliklerine bakarsanız… Eeee hadi daha ne bekliyorsunuz? Kendinizi bu oyundan mahrum etmeyin. Rivialı Geraltın macerasına sizde tanık olun derim. Şimdiden iyi oyunlar sizlere dostlar!