logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-The Witcher 3: Wild Hunt

Saturday, May 27, 2023 7:59:30 AM

The Witcher 3: Wild Hunt Review (holyboomer76)

Merhabalar,
The Witcher 3: Wild Hunt'ı bitireli aylar oldu. Ancak değerlendirme yazımı "geç" yazıyor oluşumdan rahatsız değilim, zira olumlu ya da olumsuz, sıcağı sıcağına yapılan değerlendirmelerin her zaman daha coşkulu duygularla yazıldığı kanaatindeyim. Aradan biraz zaman geçtikten sonra ise o coşkulu duygular demlenir, süzülür ve geriye işin tortusu kalır.
Evet, aradan aylar geçmesine rağmen The Witcher 3: Wild Hunt oyunculuk hayatım boyunca oynadığım en güzel oyunlardan biri oldu diyebilirim. Ve bunu geçkin yaşıma rağmen söylemekten mutluluk duyuyorum. Çünkü insanın delikanlılık çağındaki o deli kanlı hali yerini daha ağırbaşlı ve olgun bir evreye bırakıyor.
Peki Witcher 3'ü oynayanda bu denli unutulmaz yapan nedir diye soracak olursanız, bunun birçok nedeni olduğunu belirtebilirim. Ancak benim gibi edebiyatla haşır neşir birinin bir numaraya koyacağı neden, elbette ki oyunun köklerini bir edebiyat eserinden alıyor oluşu olacaktır. Köklerini edebiyattan alan ürünler doğru ellerde çoğunlukla başarılı birer yapıta dönüşürler.
Wittcher 3 de işte bunun en güzel örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar oyun Andrzej Sapkowski'nin hiçbir kitabına karşılık gelmese de, yapımcıların elinde karakterleri, evreni, dramatik yapısı ve sağlam bir olay örgüsü ile hazır ve bütünlüklü bir memba bulunuyordu. Yapımcılar da bunu en iyi bir şekilde değerlendirmeyi bilmişler.
"Oyun, Slav mitolojisine dayanan kurgusal bir fantezi dünyası olan, paralel boyutlar ve ekstra boyutlu dünyalarla çevrili bir kıtada geçiyor. Kıtada insanlar, elfler, cüceler, canavarlar ve diğer yaratıklar bir arada yaşar, ancak insan olmayanlara farklılıkları nedeniyle sıklıkla zulmedilir. Kıta, kuzey krallığını işgal eden ve İmparator Emhyr var Emreis tarafından yönetilen Nilfgaard İmparatorluğu ile Kral Radovid V. tarafından yönetilen Redanya arasındaki savaşa sahne olmaktadır. Oyun, Özgür Şehir Novigrad, Redanya şehri Oxenfurt, Sahipsiz Topraklar Velen, yakın zamanda fethedilmiş olan Temerya'nın eski başkenti Vizima, Skellige Adaları (birkaç İskandinav-Gaels Viking klanına ev sahipliği yapan bölge) ve Witcher Kalesi Kaer Morhen de dahil olmak üzere çeşitli bölgelerin yer aldığı bir dünyada geçer."
Elbette üstteki paragrafta kısaca değinilen oyunun konusunu bir paragrafla anlatmaya çalışmak oyuna biraz haksızlık oluyor. Çünkü bu oyunun hikayesi 7 yayımlanmış cilde sığdırılan bir evreni kapsayan fantastik bir edebiyat başyapıtı. Witcher evreninde geçen bir yan karakter hakkında bile sayfalarca yazılabilir, üzerine saatlerce konuşabilirsiniz. Evet, bu oyunun en güzel yanlarından biri sadece ana/baş karakterlerin değil, yan ve kötü karakterlerin de arka planı hakkında çok fazla, derinlikli bilgiye sahip olabilmemizdir. Büyük çoğunluğunun geçmişini, onların hedefleri doğrultusunda hareket etmelerini sağlayan motivasyonlarını, zaaflarını, zayıf noktalarını, dilemmalarını, ahlaki değerlerini güçlü yönleriyle birlikte öğreniyor oluşumuz, bu karakterleri biricik kılan ve bizi onlara kolayca bağlayan en temel unsur oluyor.
Yine oyunun en güzel yönlerinden biri "kahraman"ların ve karakterlerin romantik dönemdeki siyah-beyaz gibi keskin ayrımlarla iyi-kötü karakter indirgemeciliğinden uzak olup, kimin iyi kimin kötü olduğu konusunda bizi kuşkuda bırakması ve şaşırtmayı başarmasından ileri geliyor.
Oyunda birçok defa oynadığımız karakterler üzerinden kimi seçimler yapmak ve kararlar vermeye mecbur bırakılıyoruz ve bu seçim ve kararlarımız da oyunun gidişatını doğrudan etkileyen sonuçlar doğuruyor. Bu durum da yine oyunu keyifli kılan unsurlardan biri.
Ayrıca oyun ana hikayesi dışında, öyle yan hikayeler barındırıyor ki, bu yan hikayeler de adeta ana hikaye kadar başarılı biçimde yazılmış ve kurgulanmış. Tüm bu hikayeler zaman zaman bizi duygulandırabilecek, üzebilecek yahut öfkelendirebilecek kadar bir tesire sahipler.
Size bol bol ekran görüntüsü aldıracak kadar güzel manzaralara sahip bu oyun müzikal anlamda da akılda yer eden ve oyunun vermek istediği duyguları notalarla pekiştiren nefis eserler barındırıyor.
Oyunu monotonlaşmaktan ve tekrara düşmekten kurtaran görev çeşitliliğinin de altını çizmek gerekiyor. Kimi zaman kendimizi basit bir çiftçinin ayak işlerini yaparken buluyor kimi zaman da hatırlamak istemeyeceğimiz kadar esrikleşerek bize biçilen rollerin dışında eylemlerde bulunabiliyoruz...
Tüm bunların yanında oyunun içinde Shakespeare'den Tolkien'e kadar büyük ustalara ve eserlere göndermelerde bulunan küçük sürprizlerin bulunması da oyunu zenginleştiren ve oyundan duyulan hazzı arttıran öğeler olduğunu söyeleyebiliriz.
Evet, kısaca oyunu bu şekilde değerlendirdiğimi belirtebilirim. Elbette sadece fantastik oyun dünyasının değil ve fakat tüm oyun dünyasının başyapıtlarından biri kabul edebileceğimiz The Witcher 3: Wild Hunt burada kısaca değindiklerimden çok daha fazlasının söylenmesini hak eden bir oyun. Ancak oyunun grafikleri, oyun mekanikleri vb. teknik konulara gerek Steam değerlendirme yazılarında gerekse de diğer internet platformlarında çokça değinildiği için, bunlardan özellikle kaçınarak farklı bir yaklaşımla oyunu değerlendirmek istedim. Umarım bunu bir ölçüde de olsa başarabilmişimdir. Bir başka değerlendirme yazısında görüşmek dileğiyle...