The Witcher 3: Wild Hunt - Blood and Wine Review (cedric Silvain)
CD Projekt Red ve DLC Kalitesi
CD Projekt Red, DLC yapma konusunda gerçekten bir numara olduğunu Blood and Wine ile bir kez daha kanıtladı. Ana oyun tadında ilerleyen bu içerik, yalnızca hikayesiyle değil, aynı zamanda oyunculara bir "yurt" kazanımı sunmasıyla da farklı bir deneyim yaşatıyor. Adeta bağımsız bir oyun gibi hissettiriyor ve oynarken kaliteyi her an hissettiriyorsunuz.
Fantastik İlişkilerin Absürtlüğü
Witcher evreninde, hem oyunlarda hem de kitaplarda yer alan sevişme sahneleri bazen fantastik sınırları aşarak absürd bir boyuta ulaşıyor. Bulutların üzerinde sevişmek gibi bir detay, yalnızca bir hikaye unsuru olmaktan çıkıp insanda merak uyandırıyor! Gerçekten, o anın nasıl bir his olduğunu düşünmekten, gerçek hayattaki ilişkilerin sıradanlığına olan ilgi bile azalabiliyor. Anlık düşüş hissi ve arzunun birleşimi, gerçekten büyüleyici bir hayal... Ah Geralt, nasıl bir hayat yaşıyorsun böyle!
Küçük Eleştiriler ve Puanlama
Ancak, Witcher evreninde bir vampir ya da yaratıkla ilişkiye giremiyor oluşumuz bir eksiklik gibi geliyor. Şaka bir yana, bu küçük detaylardan dolayı 0.1 puan kırıyor ve Blood and Wine için 9.9 puanı uygun görüyorum. Bu küçük eleştiriyi bir kenara bırakacak olursak, baştan sona tatmin edici bir hikaye sunduğu kesin.
Dolu Dolu Bir Deneyim
Blood and Wine, yalnızca kısa bir görev serisinden ibaret olmayan, dolu dolu bir DLC. 45 saatlik bir deneyim sundu ki bu sürenin ne kadarı görevlerle, ne kadarı at üstünde manzara seyrederek geçti, hesaplamak zor! Ancak, bu içeriğin oyuncuya sunduğu derinlik ve çeşitlilik, standart bir DLC’den çok daha fazlasını vaat ediyor.
Genel Değerlendirme
Eğer oyun bittiyse ve son iki dlc size göz kırpıyorsa kendinizi çok şeyden mahrum bırakıyorsunuz. CD Projekt Red’in bu harika yapımına gönül rahatlığıyla yüksek bir puan verebilir ve uzun saatler boyunca keyif alacağınızı garanti edebilirim.