The Long Dark Review (Mekanize)
The Long Dark; vakti zamanında Sevgili PintiPanda ile hayatıma girmiş, o günden bu yana heyecanla hikayesini takip ettiğim, beklediğim, çok büyük bir keyifle izleyip oynadığım bir oyundur. Yaz günlerinde kulaklık ile oynarsanız psikolojik olarak ferahlatır. Kış günlerinde yorgan, döşek işin ehli yayıncıdan bkz: PintiPanda kendisini izletir. Bir hayatta kalma simülasyonunun yanında size müthiş bir hikaye deneyimi sunar ve gelecek sezonla da sunmaya devam edecektir. Kendisine has renk paletleri ile günün herhangi bir zaman diliminde çok güzel manzaralara şahit olursunuz. Hikaye ve hayatta kalma parametreleri dengede gibi görünse de hikayeye odaklanmak isteyen oyuncular için bu oyunda sonuca değil sürece odaklanın. Uzun yürüyüşlerde bol bol hasır otu sapı yiyin; kurtlar mı saldırdı, doğa ana sizi kuşburnu çayı ile iyileştirecektir; antibiyotiğiniz mi yok, reishi mantarı çayı imdat butonu olacaktır ve bütün bunlar yaşanırken sizler zaten sonuca ulaşacaksınız. Oyunun atmosferi Silivri'den daha soğuktur, çubuk toplamayı unutmayın. En az 3 çubuk.
Oyuna başladıktan sonra ne korku ne keder...
Sebat Değirmeni; gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda akçaağacın yaprağı yeter.