logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-The Last of Us Part II

Tuesday, April 22, 2025 10:03:03 PM

The Last of Us Part II Review (Gökhan)


The Last of Us: Öfke ve Bolca Küfür

1. oyunu, 2. oyunu bilgisayara çıktıktan sonra bitirdim ve hikâyenin zombi tarzı salgın sonrası hayatta kalma olması dışında oyuna dair hiçbir bilgim yoktu. 1. oyun her anlamda mükemmeldi; hem teknik, hem sanat, hem hikâye olarak. İlk oyun çıktıktan bir yıl sonra Left Behind eklendi ve şöyle ucundan bir lezbiyenlik girdisi yapıldı ama oyunu etkilemedi.
1. oyunu bitirdikten ve Left Behind’ı oynadıktan sonra 2. oyunu da tamamlamış oldum. 1. oyunda ağzımda kalan o mükemmel tat yok. “Ne oynadım ben, ne oldu şimdi?” oldum bir. Teknik anlamda yine her şey mükemmel: seslendirmeler, grafikler, müzikler, sanat tasarımı… (Yapay zekâdan bir beklentim yoktu zaten.) Ama hikâye… Hikâyenin içine etmişler.
Öncelikle belirtmek istediğim bir şey var. Herkesin seçimleri kendinedir ve kendi özel hayatıdır, kimseyi ilgilendirmez. LGBTI+ vb. şeyler bana ters olsa da bu şekilde hisseden arkadaşlarım oldu. Zamanında Judith Butler da takip ettim, Queer Theory de okudum. (Farklı görüşten insanları daima anlamaya çalışırım ve bu incelemeye katılmayacak ve görüşüne saygı duyduğum ve sevdiğim birçok arkadaşım var.) Üniversite zamanı koyu feminist arkadaşlarım da vardı yediğim içtiğim ayrı gitmeyen. (Ben hiçbir zaman feminist olmadım o ayrı.) Eski hoşlandığım kızlardan biri aramızdaki ilişki biraz ilerleyince biseksüel olduğunu söylemişti ki böyle şeyler bana uygun olmamasına rağmen hiç ön yargılı yaklaşan ve onu bu konuda yargılayan biri olmadım. İnsanların ne yaptığını gram umursamam özel hayatları. Ben ilk oyunu gayet severek oynadım ve 2. oyundan beklentim büyüktü ama propaganda amaçlı olması cidden mide bulandırıcı. Şimdi bir insanın inancı (ki ben inançsız birisiyim ama koyu dindar arkadaşlarım var), seçimleri kendinedir. Hiç yargılamam o kişiyi. Fakat bir film olur dizi olur video oyunu olur böyle bir eserde eğer bunun propagandası yapılıyorsa o propagandayı ve o eseri her türlü yargılarım. Hadi 1-2 tane karakter koyarsın anlarım ama bu oyun tamamen propaganda amaçlı yazılmış bir hikâyeden ibaret ve o kadar boktan yazılmış ki insanın gözüne sokuyor bunu.
Oyundaki ana karakterlere bakınca görünen tablo şu:

Lezbiyen bir ana karakter,
Biseksüel bir Yahudi,
Lezbiyen-biseksüel çiftin çocukları olmasını sağlayacak biyolojik Çinli baba ki aynı zamanda alagavatın önde gideni,
Travestiden hallice; oyunun ilk yarısında bolca sövdüğümüz ve sonrasında zorla söve söve oynadığımız bir kadın.

Oyun tarihinin en baba karakterlerinden birini, tam bir “baba figürünü” en aşağılık şekilde harcıyorsun; sonra o karakteri harcadığın o …’yu sevdirmek, ponçik göstermek için tutarsız bir şekilde berbat bir hikâye yazıyorsun. Hiçbir karakterle bağ kuramadım. (İlk oyun böyle değildi.) Oyun boyunca Ellie’nin verdiği kararlar, yaptığı tercihler tamamen berbattı. Bu berbatlıkları, tatsız bir sonla taçlandırmışlar. Hiçbir şekilde en ufak tatmin hissi vermeyen bir sona sahip.
Arkadaşlar, bu bir oyun: Film değil, dizi değil, kitap değil. Oyunların bu saydığım diğerlerinden farkı, oyunda aktör bizzat sizsiniz. Eylemi siz yaparsınız. Aktörsünüz yani. Mesela korku filmleri izlerken hiç gerilmem, en ufak korku hissetmem. Fakat korku oyunu oynadığımda o oyundaki karakterle bütünleşirim; gerilimi ve korkuyu sonuna kadar hissederim. Oyunun sunumu ve anlatımı da iyiyse o karakterin yaptığı şeyi aslında ben yaparım ve bunu yaşarım. Oyun oynamayı diğerlerinden daha çok sevmemin nedeni budur.
The Last of Us 2’de ise bu yok. Başlangıçta, ilk 8–9 saatlik kısımda Ellie ile bütünleşiyorsunuz; onun duygusunu hissediyor, yaşıyorsunuz; onun sıktığı her mermiyi bizzat siz sıkıyorsunuz. O duyguyu yaşıyorsunuz. Tıpkı 1. oyunun sonunda Joel’in verdiği o kararı bizzat benim vermiş olmam gibi, bu duyguyu yaşıyorum. Tam Ellie ile bir bütün hâline gelmişken, oyun beni bu konuda zirveye çıkarmışken birden alıyor - öfkem yanıp tutuşurken - berbat bir kararla karakteri değiştiriyor ve bu değiştirdiği karakter benim öfkemin sebebi oluyor. Bana ne, isterse dünyanın en melek insanı olsun. Yapacaksan ayrı bir oyun olarak yap burayı. Hâlâ içim soğumadı. Sonra bu berbat senaryonun üzerine Ellie’nin verdiği berbat kararlar tüy dikmekten başka bir şey değil.
Politik kaygılar güderek, propaganda amaçlı yazılmış bir hikâye bu. İlk oyunun o güzel hikâyesine yazık; keşke devamını çıkartmasalardı.
Bu oyunu RDR2 ile falan kıyaslamayın; RDR2’ye hakaret olur. Yanından bile geçemez.
Oyun bittikten sonra ne herhangi bir karaktere sevgim kaldı ne de oynadığım oyun tatmin etti. Geriye kalan, iliklerime kadar hissettiğim SJW midir, woke mudur, ne boksa o; öfke ve bolca küfür. Yazacağınız hikâye batsın.
Bu oyun şu şeye benziyor: İyi bir diksiyon ve hitabete sahip, etkileyici konuşma yapan birinin hitabetiyle kitleleri etkilediğini düşünün. Fakat söyledikleri o kadar tutarsız, o kadar saçma ki insanlar bunu fark edemiyor; çünkü ne söylediğinizden çok nasıl söylediğiniz önemlidir. İsim vermeyeceğim; hem ülkemizde hem dünyada siyasette bolca görebilirsiniz böyle insanları. Bu oyun da aynı: Teknik açıdan üst düzey olduğu için insanlar berbat bir hikâyeyi ve kurguyu sevdiğini sanıyor, göze çomak sokarcasına eklenen propagandaya rağmen.