The Last of Us Part II Review (b.sagimlar)
The Last of Us Part II, başından sonuna dek yıkıcı bir intikam hikayesi.
Bildiğiniz üzere ilk oyunun teması sevgi ve bağlılık üzerine kuruluydu. Part 2’de ise sevgi yerini nefrete, bağlılık ise yerini intikama bırakıyor.
İlk oyunun hikayesi, Joel'un, hastalığa bağışıklığı olan Ellie'yi Ateş Böcekleri'nin (Firefly) laboratuvarına ulaştımasını konu alıyordu. Tüm eyaleti baştan sona enfekte olan hastalıklılara karşı mücadele ederek geçtiğimiz ilk oyunda, sonunda Ellie'yi Ateş Böcekleri'ne ulaştırıyor ve onların aşı geliştirmesini umuyorduk. Şimdi ise ilk oyunun 5 yıl sonrasında Ellie ve Joel, Wyoming eyaletinde Jackson adında bir kasabaya yerleşmiş ve burada yeni bir hayat kurmuş. Joel'un kardeşi Tommy, onun eşi Maria ve onlara katılan hayatta kalanlarla beraber burada, dışarıda hastalıklılar ve umutsuz afetzedeler olsa da, bir şekilde düzeni sağlamış ve "huzurlu" günler geçiriyorlar. (devamı pek tabii ki spoiler içeriyor ve olaylar sarpa sarıyor alınması gereken intikamlar uğruna)
The Last of Us Part II, fazlasıyla geniş ve farklı bölgeler üzerinde geçiyor. Gruplar da çok çeşitli. Joel, Ellie, Tommy ve Maria, bildiğimiz isimler. Karşımızda ise artık farklı gruplar var. Salgından sonra kurulan bir askeri kuruluş olan FEDRA (Federal Disaster Response Agency), onların mücadele içinde olduğu Washington Kurtuluş Cephesi (WLF) ve ayrıca Serefiler (Scars) adında bir tarikat da oyunun hikaye örgüsünü derinleştiriyor.
WLF, fazlasıyla iyi organize olmuş bir grup. Aralarında "Scars" olarak telaffuz ettikleri Serefilerle savaş halindeler. Dini bir kült olan Serefiler, hastalıktan kaçanlara, bir elçinin himayesinde "yeni bir hayatın" ilk sayfasını açarken, bağnazlık The Last of Us Part II'ye de konu oluyor. Elbette bir de enfekte olan ve mutasyona uğrayan hastalıklılarımız var. Tüm bahsettiğimiz gruplar kendi aralarında olduğu gibi, bunlarla da mücadele halindeler. Yelpaze ilk oyuna göre "insan" tarafında bir hayli çeşitlenirken, hastalıklılar da boş durmamış elbette. Yeni oyunda Runners'lar (Koşucular) ilk oyuna göre daha agresif bir hale bürünürken, Clicker'lar, (Takırdayanlar) Shambler'lar (Serseriler) ve Bloater'lar (Şişkinler) ile bir hayli geriliyor, gizlice çevrenizi sarmaya çalışan Stalker'lar (Takipçiler) ile mücadele veriyor ve çevreye toksik asit salan yeni yaratıklarla mücadele ediyorsunuz.
İlk oyunda minik ve ürkek bir kız olan Ellie, bu oyunda yok. Karşımızda intikam ateşiyle yanan, zaman zaman gerçekten kana susamış bir karakter görüyoruz ve özellikle dövüş anlarında fazlasıyla vahşi davranabiliyor. Elbette ona bu imkanı tanıyan, mekaniklerin çeşitlendirilmiş olması. Buna ilişkin konun özüne dönecek olursak mekanikler bir hayli gelişmiş önce bir köpeğin üzerine molotofkokteyli atabilir, ardından da köpeğin yanına koşan askerin kafasına bir tuğla fırlatarak sersemlettikten sonra ani bir saldırı ile onu gırtlağından bıçaklayabilirsiniz. Ya da bir köşeye mayın döşeyip biraz uzaklaştıktan sonra, bir cam şişeyi o bölgeye fırlatıp köpek ve askerin dikkatini çekerek, ikisinin birden havaya uçmasını izleyebilirsiniz. Part II'de gerek girdiğiniz silahlı çatışmalar gerek girdiğiniz yakın dövüşler strateji kurmanızı gerektiriyor. Bol bol gerilla taktiği uygulayacak, bol bol çimenlerin arasında sürünecek ve hedeflerinizi nasıl indirebileceğinizi düşüneceksiniz. Zira sadece yaratık tarafında değil, insan tarafında da karşınızdaki rakipler fazlasıyla zorlu ve donanımlılar.
WLF askerleri ve Serefiler hiç beklemediğiniz anlarda size kan kusturabiliyor, zaman zaman yerinizi tespit etmek ve sizi alt etmek için yardımlı çalışabiliyorlar. O nedenle hayatta kalmak için gizlilik bir hayli önemli olurken, bahsettiğimiz buna uygun stratejiyi kuracak silahlar da elinizin altında. Ok ve yay da kullanabiliyorsunuz, arbalet de. Öte yandan sessizce arkalarından yaklaşarak boyunlarını kırmanız, boğup öldürmeniz mümkün olduğu kadar, onları kendinize siper yaparak çatışmaya girmeniz de öyle. Elbette yaratıklarla karşılaştığınızda daha çok sessiz olacak veya kaçmayı da deneyeceksiniz. Bu anlarda çevreyi dinleme ve düşmanların yerini tespit etme mekaniğinden fazlaca yararlanıyoruz.
Loot ve craft sistemi de oldukça geniş ölçekte kullanılmış demek mümkün. Sağlık çantası, bombalar, fişekler, yakın dövüş veya silahlı çatışmalar için gerekli silahları çevreden topladığınız malzemelerle üretebiliyorsunuz. Ayrıca karakterin gelişimini de yine bu yolla sağlayabiliyorsunuz. Çevreden toplayacağınız takviyelerle beraber hassasiyet, gizlilik, üretim, hayatta kalma, saha taktikleri, yakın dövüş, ateşli silahlar gibi konulardaki becerilerinizi arttırabiliyor, yine etrafta göreceğiniz eğitim rehberlerini toplayarak bunları çeşitlendirebilirsiniz.
Benim için 10/10'luk bir oyundu gerçekten film tadında akıp gitti mutlaka herkesin oynaması gereken bir başyapıt