The Forest Review (sagopa kajmer)
Oyunu ilk oynadğımıda gayet normal bir insandım ve gayet normal bir hayata sahiptim. Okul başkanıydım,uyku düzenim vardı,fit bir vücudum vardı,dengeli besleniyordum, düzenli olarak fitnessa giderdim, ailemle iyi ilişkilerim vardı. Elimde bir hayat vardı güzel oyunlar oynuyordum...
Ta ki bu oyunu oynamaya başlayana kadar. sınıfın en popileri olduğum için genelde herkes ile aram iyi idi. Sınıfın sümüklü ezikleri kadrosunda bulunan bir çocuk bana bu oyundan bahsetti. İlk başta çok siklemedim fakat eve geldiğimde dm den oyunun oynanış videosunu bana attı. Bir adada hayatta kalmaya çalıştığımız bir oyun. Maddi durumum iyiydi. Ailemin bana vermiş olduğu kredi kartından oyunu satın aldım. Oyun 20 dakikada indi. Saat çok geçti uyumam gerekiyordu fakat ben yine de oyuna bakmak istedim. Oyunu açtım ve o açılış ekranını gördüm. Hayatımda bu kadar sade bir oyun ekranı görmemiştim. Evet, sanırım param boşa gitmişti. Huzursuz bir şekilde bir dünya yarattım. Oyun ilk girdiğimde sıkıcı gelmişti ve oynamak istememiştim.Yatağıma gittim ve uyudum. Bir sonraki gün okulda o ezik çocuk yanıma geldi ve bana oyunla ilgili sorular sordu (beğendinmi,oynadınmı gibisinden). Ayıp olmasın diye konuştum ve bu akşam oyuna girelim mi dedi. Sıkıla oflaya ikna oldum. Akşam geldi,oyuna girdik. Mikrofon ağzının dibindeydi. Sürekli bass, nefes ve burun çekme sesi duyuyordum. Sanki ağzına girdimde onu dinliyorum. Adeta hipnoz olmuştım, kendimi bir devin ağzında yeniyormuş gibi hissettim. En son dayanamadım ve bir işim var diyerek kaçtım ve oyundan soğudum. Bir sonraki gün ise oyuna tek başıma girdim ve hoşuma gitmişti. Saatlerce oyunu oynadım ve çok zevk aldım. Sabah olduğunu fark edemeyecek kadar...
Zombi gibi 3 saatlik uykuyla gittiğim okulda da ne şanstır ki deneme sınavı yapıldı. Hep dereceye giren ben, o sınavda sınıfınmda bile en son sıradaydım. Moralim bozuluyordu,moralim bozuldukça daha da oyunu oynuyordum ve oyunu oynamak daha fazla moralimi bozacak olayın yaşanmasına sebebiyet veriyordu. Sporu bırakmıştım, gitgide kilo aldım ve kaslarım eridi, beslenme düzenim bozuldu, artık her günüm 4 saat uykuyla geçiyordu. O kadar fazla çöp yemekle besleniyordum ki artık evde benim yiyecek artıklarım için ayrı bir çöp kutusu vardı. Yüzüm güzel görünüşünü kaybetmişti. Yüz hatlarım sivilcelerin ardında kaybolmuştu adeta. Okulda sadece uyuyordum. Popileritemi kaybetmiştim. Haftada 1 duş alıyordum. Sadece bu oyunu düşünüyordum. Her boş dakika, her saniye...
Hayal dünyamda sanki ben o adada mahsur kalmışımda hayatta kalmaya çalışıyormuşum gibi...
Hayatım gittikçe boka sarmıştı, flörtlerim benden iğreniyordu. İntihar edecektim, eğer babam o gün eve erken gelmiş olmasaydı. Bir sandalye, bir iplik, sandalyenin üstünde ben ve bir kağıt...
Bu kararı alırken bile bu oyunu oynuyordum.Son saniyelerimdi. Kendimi ölümün soğuk ve karanlık kollarına bıraktığım sırada babam içeri girdi, artık herşey kapkaranlık ve simsiyahtı, taa ki babamın sesini duyana kadar.
Adeta bir kurtarıcı meleğin yaşam senfonisi gibiydi...
Beni o durumdan kurtardı ve beni yatağıma yatırdı.
Aradan 1 saat geçmişti ve kendime gelmiştim. Onunla konuştum, ona bu oyundan bahsetttim. Beni teselli etti. Beni motive etti, herşeyin düzeliceğini söyledi. Tüm intihar ve ölüm isteğim yerini yaşam umuduna bırakmıştı. Spora tekrar başladım. Uyku düzenimi düzelttim ve beslenmemi düzene soktum. Derslerim için dershaneye gittim. Sanki hayatım 360 derece değişmişti. Yanmış bu anka küllerinden yeniden doğmuştu. Oyunu büyük bir gururla sildim ve steam profilimdeki arkadaşlar kısmında o sümüklü eziği gördüm. Adı Serhat'tı, Serhat...
O an aklıma tüm yaşadıklarım geldi. Serhat yüzündendi o yaşadığım kötü dönem. Sinirliydim, çok sinirliydim.
Düşündüm, Serhat'tan nasıl intikam alabileceğimi düşündüm. Sonrasında kendimi sakinleştirdim ve bu intikamı ufak bir dayakla sınırlandırmaya karar verdim. Artık farklı okullardaydık. Ona mesaj attım ve onunla buluşmak istediğimi ona söyledim. Bugün büyük buluşma gerçekleşecek. Yaşadıklarım ve Serhat'ın yaşattıklarının intikamını bugün alacağım. Bekle beni amın evladı Serhat...