The Elder Scrolls IV: Oblivion Review (gokdenizguner)
HİKAYE
Üçüncü çağın son yıllarında zamanın imparatoru 7. Uriel Septim rüyalarında Oblivion Geçitlerinin açıldığını görür. Hayatının son zamanlarını yaşadığını fark eden imparatorun ölmesi kısa sürmez. Şans eseri Kralların Madalyonunu verdiği mahkum hayatının tamamen değişeceğinden habersizdir. Artık temel görevi zaten başlamış olan Oblivion Krizini'di durdurmak ve bütün Tamriel'i kurtarmaktır. Konu ve genel hikaye ortamı anlamında en epik TES oyunu olabilir en azından modern oyunlar arasında ama bu konunun oyuna ne kadar iyi yedirildiği tartışılır. Biraz oldu da bittiye geliyor o kadar çok olay olmuyor ancak bu tipik Bethesda oyunu olayı. Kimse bu oyunu ana hikayesi için oynamıyor. Bana da öyle çok büyük eksi olmadı. Karakterler ise ana karakterle değil daha çok yan karakterlerle öne çıkıyor oyun. Onlar çok daha iyi yazılmışlar. Final ise güzel.
OYNANIŞ
Oynanış anlamında klasik Bethesda oyunu oynanışı var oyunda. Diğerlerinden farklı olan tek özelliği savaşlardaki kalkan kullanımı. Kalkan resmen kendi başına bir mekanik olmuş ve kullanmazsanız naneyi yiyorsunuz. Kalkan dediğim blok yapmak yani. Savaşları tek düze olmaktan çıkarmış. Onun dışında klasik TES.
RPG
Karakter yaratma ekranı çok komik. Ne yaparsanız yapın düzgün bir karakter çıkartamıyorsunuz ama uzaylı yapmak istiyorsanız dünyanın en tuhaf karakterlerini yaratabilirsiniz. Sınıf seçimi aynı Morrowind gibi olmuş bir sürü sınıf var. Nasıl oynamak istiyorsanız seçin birini ve oynayın aşırı bonkör oyun bu konu da. Ha bu bolluk size yetmiyorsa her zamanki gibi kendi sınıfınızı yaratma hakkına sahipsiniz. Gayet güzel bir durum bu. Oyunu oynayacak insan keşke şöyle oynayabilseydim demez artı puanı alıyor oyun bundan. Gelişim ise oyunun en handilaplı olduğu yerlerden birisi. Temel olarak gayet güzel. Önceki oyunlardan bazı yeteneklerden çıkartılsa da hala daha yeterli bulduğum bir gelişim sistemi var ancak en büyük sorunu özellikle de oyunun en büyük sorunu gelişim hissi. Oblivion da bir level scale sistemi var ki bu sistem çalışmıyor arkadaşlar. Matematiksel hesaplamalar yapmadan seviye atlarsanız kısa bir süre içinde düşmanların seviyesi sizi bir hayli geçecek ve yoldan geçen sıçan tek atmaya başlayacak. Modlamak veya zorluğu kısmaktan başka çare kalmıyor. Yani bu adamı oyundan soğutacak şekilde çalışmayan bir sistem. Gelişim hissini de baltalıyor üstüne çünkü herkes sizden güçlü oluyor. Seçimler ve diyaloglar sanki modern TES'LER arasında en iyisi buymuş gibi geldi. Sadece seçim olarak da değil yaptığınız eylemlerde aslında birer seçime etkisi gördüğü için oyunda etkisini baya hissediyorsunuz. Diyaloglar ise sosyal medyada baya meme konusu olduğu gibi oyunun kendine has biraz. Kötü değil tabii ben beğendim. Sadece Oblivion karakterleri biraz tuhaflar. He bu ne demek oluyor diyaloglar sıkıcı değil. Seçimlere iyi dedim ama yine öyle çok üst düzey aman tanrım her şeye ben karar veriyorum durumu yok. Seri içerisinde en iyisi olabilir sadece. Itemlar ise Skyrim kadar bol bol zırh toplamıyorsunuz ama yine de oyunu bitirdiğimde baya eşyam vardı. Ben böyle efsanevi eşyaları koleksiyon yapmayı severim hep saklarım. Baya eşyam vardı oyun bittiğinde.
AÇIK DÜNYA
Açık dünya başta tasarım anlamında çok çok güzel. Sanki bir peri masalındaymış gibi cıvıl cıvıl bir dünyası var oyunun. Açık dünya genel sanat yönetimi ve tasarımı üstünden o kadar yıl geçmesine rağmen hala çok güzel. Mekan tasarımları ise yine Bethesda inceliğiyle hazırlanmış ancak tek bir şey dışında. Zindanlar. Zindanlar tekrar ediyorlar ve bayıklar baya. Tekrar etmiyorlarsa bile birbirlerine o kadar çok benziyorlar ki bir yerden sonra insanı baya sıkıyor. Renk paleti olarak bile hepsi aynı. Bu oyuna yakışmıyor. Yavaştan içeriğe girmeye başladıysak açık dünya da milyon tane zindan var. Sabaha kadar girin temizleyin sevdiyseniz tam bir hazine sizin için. Ben başta seviye kazanmak için girdikten sonra saldım girmeyi çünkü dediğim gibi sıkıldım ama asıl etli olan yer yani görevler gayet güzeller. Ana görevlerin bazıları güzelken bazıları bayık. Yine de Skyrim'den daha iyi. Yan görevler ise yine Bethesda'nın imzası. Çok güzeller. Hepsinin kendine has hikayeleri ve olayları var. Özellikle de faction görevleri baya baya iyiler. Açık dünyadaki bazı görevler temeline tekrar etsede bu görevler hiç tekrar etmiyorlar, epikler, hikayeleri ilginçler. Kısacası baya iyiler. 200 e yakın görev var oyunda ben hepsini yapmaya çalıştım. Çok ama çok eğlendim. Son kalan etken ise canlılık hissi. Yani 2006 da çıkmış bir oyun en fazla ne kadar yaşayabilirse o kadar yaşayabiliyor oyun. Bu büyük ve uçsuz bucaksız dünya da öyle çok dikkat etmiyorsunuz ama eksi olarak sayılabilir.
TEKNİK
Teknik anlamda oyun rezalet. Bug durumu o kadar da yok ama oyun çok çöküyor. Oyun defalarca kez çöktü. Optimizasyon anlamında çok çok iğrenç 2006 çıkışlı oyunda en kötü ayarlarda bile sabit 60 FPS alamıyordum. Bazen 15 - 20 FPS lere kadar düştüğünü gördüm. Hakikatten içler acısı bir durum. Seslendirme ise Bethesda'nın ilk denemesi olduğundan bazen konuşanların ağzına uymuyor.
MÜZİK
Müzikleri baya güzel. Oyuna sınavlarım dolayısıyla iki hafta kadar hiç girmemiştim. Ama o aradan sonra ilk girdiğimde o müzikleri duyduğum zaman kendimi çok iyi hissetmiştim. Sanki çocukluğumdan beri gitmediğim bir yere gitmek gibiydi.
SONUÇ
Eksikleri var mı var tabii. RPG tarafında level scale olayı ve zindan dizaynlarına rağmen ki akıl almaz açık dünyası ve o destansı görevleriyle kendi efsanevi maceranızı yazabileceğiniz bir oyun Oblivion. Hayvani bir oyun.
8.0 / 10