logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Terraria

Tuesday, December 1, 2020 6:07:45 PM

Terraria Review (con man albuquerque)

Bu incelemeyi yazmayı çok uzun zamandır istiyordum, ancak oyunu VAC yemiş eski hesabımdan aile paylaşımı ile oynamak zorunda kaldığımdan başaramıyordum. Neyse ki sonunda üşenmeyip bu indirimlerde kendisini kaptım.

Terraria Nedir?

Terrarianın ne olduğunu açıklamak ne yazık ki pek kolay bir iş değil, çünkü benzeri oyun sayısı çok az, hatta yok. İki boyutlu Minecraft demek istiyor insan ancak bu sığ tanımlama oyuna yapılabilecek belki de en büyük hakaret. Lakin biraz kendimi zorlayarak, biraz da istemeye istemeye oyunu basitleştirerek şunu söyleyebilirim: "Terraria, survival ve RPG elementlerini harmanlayan bir karakter gelişim oyunu". Kendim oyun türlerine ve sektörüne çok hakim bir insan olmadığımdan yanlış tabirler kullanmış olma ihtimalim oldukça yüksek, bu nedenle yaptığım tanımlanın içeriğini başlıklar halinde açmak istiyorum.
Terraria'nın amacı ne?
Terraria'nın amacı, oyun boyunca yapacağınız aktivitelerle karakterinizi git gide geliştirerek "Boss" olarak tanımlanan ve sayıları oldukça fazla olan yaratıkları öldürmektir. Bu bakımdan oyun bir nevi döngü şeklinde ilerliyor. Karakterinizi geliştiriyor, Boss'u kesiyor; bosstan çıkan eşyalarla ya da boss sayesinde erişim kazandığınız yeni araçlarla kendinizi geliştirmeye devam ediyor ve bu şekilde döngüyü sürdürüyorsunuz. Kulağa sıkıcı gelebilir, ancak oyun içerisinde karakterinizin gelişimi öyle tatlı, öyle yumuşak bir şekilde işleniyor ki git gide doyumsuzlaşıyor ve "Bunu hallettik hadi diğer boss'u da keseyim" diye diye adeta oyuna bağımlı hale geliyorsunuz.
Terraria oynayanlarına ne vadediyor?
Yukarıda da bahsettiğim üzere Terraria karakter gelişimi üzerine kurulu bir oyun. Bu bağlamda karakter gelişimini en az engebeli hale getirmek için içeriğinin de oldukça bol olması gerekiyor; ki "bol" kavramı bu oyunun barındırdığı içerik için yetersiz bir sıfat olur. Sayıları ezberimde değil, ancak erişiminize sunulan binlerce eşya; yüzlerce düşman, silah, ekipman ve zırh, onlarca da Boss var. Oynayışınız süresince bu içeriklere adım adım ulaşıyorsunuz. Örnek vermek gerekirse kestiğiniz bir boss ya düşürdüğü bir eşya ile ya da oyun içindeki farklı bir mekanik ile size oyun dünyasında halihazırda mevcut, ancak erişilemeyen bir madene ya da bölgeye erişim sağlıyor. Bu sayede de atladığınız her basamakta yüzlerce yeni oyuniçi içeriğe ulaşıyorsunuz.
Terraria'yı diğer oyunlardan, özellikle Minecraftan farklı kılan şey ne? İki boyutlu ve çoğu kişiye göre göze çirkin gelen görsellere sahip bu oyun neden bu kadar çok övülüyor?
Girişte de bahsettiğim üzere, Terraria'ya benzer benim bildiğim bir oyun yok. Her şeyden önce, o kadar ciddi bir boyutta içeriğe sahip ki wiki sayfalarına uzun zamanlar ayırmanız, çeşitli buildler bulmanız, her boss için oyun mekaniklerini nasıl avantajınıza çevireceğinizi anlatan rehberler izlemeniz gerekiyor. Bu bağlamda şunu da belirtmek isterim, wiki okumayı sevmiyorsanız bu oyun ne yazık ki siz göre değil. Ancak şevkiniz hemen kırılmasın, klasik RPG wiki'lerinden farklı olarak bu oyunda wikiyi; sadece hangi eşyanın hangi düşmandan çıktığını, bir eşyayı yapmak için nelere ihtiyacınız olduğunu öğrenmek amacıyla okuyorsunuz -ki bu da son gelen ansiklopedi mekaniğiyle bir nebze hafifletilmiş durumda. Anlatmak istediğim şey, saatlerce wiki gezinmekten kastettiğimin oturup kitap okurcasına sayfa sayfa gezmek anlamına gelmediği; basitçe göz atmaktan ibaret olduğu. Elbette "Aa şöyle bir şey de varmış acaba bu ne?" diyerek sayfalar içerisinde kaybolma olasılığınızda yüksek.
Bu anlamda Terraria sizi wiki'ye ve oyuna aynı anda bağlıyor, biri olmadan diğerinde pek bir şey yapamıyorsunuz. Tabi bu, oyunu özel kılan bir özellik değil, oynamak isteyenlere vermek istediğim küçük bir uyarı.
Oyunu özel kılan şey defalarca kez bahsettiğim içerik fazlalığı, tükenmezlik, sürekli gerçekleşen karakter gelişimi ve buna ek olarak yaşadığınız keşfetme duygusu. İlk başta küçük bir slime kesmek için bile çok zorlanıyorken ilerledikçe, kanatlanıp uçmaya, ufolara binmeye, ve fırlattığınız büyülü bıçaklarla devasa uzaylılarla savaşmaya başlıyorsunuz. Korkmayın da, bu gelişim uzun aralıklarla gerçekleşmiyor. Sürekli olarak, her yeni eşya yapışınızda ya da zırh takışınızda bu değişimi hissediyorsunuz ki bu da oynayan kişide büyük bir doyumsuzluk yaratıyor.
Gelişime ek olarak her yeni keşfinizde şaşırıyor, daha fazlasını istemekten kendinizi alıkoyamıyorsunuz. "Bu da neymiş ya takayım bunu bi" diye diye oyun saatleriniz uzayıp gidiyor. Bulduğunuz her yeni mağara, her yeni biyom; açtığınız her yeni sandık, taktığınız her yeni eşya, kullandığınız her yeni silah, gördüğünüz her yeni yaratık sizi adeta hipnoz ediyor, daha çok şey keşfetmek için oyunun başından ayrılmak istemiyorsunuz.
Terraria'da neler yapabilirsiniz?
Oyun iki aşamadan oluşuyor; normal bir survival oyundan pek farkı olmayan ve birkaç saat süren Pre-hardmode aşaması ile Wall of Flesh denen boss'u kestikten sonra geçeceğiniz, onlarca saat koltuğunuza çivilenmenize yol açacak olan hardmode.
Pre-hardmode, her ne kadar yine diğer survival oyunlarına nazaran içerik olarak zengin olsa da; Terraria'nın ne olduğunu tam olarak göstermiyor, tadımlık gibi. Bu modda kesebileceğiniz 4-5 boss, kazabileceğiniz 4-5 maden, edinebileceğiniz "havalı" 10-20 eşya ve kısıtlı bir silah skalası var. Bu modda asıl yapmanız gereken şey kendinize bir "base" inşa etmek ve oyun dünyasının çeşitli yerlerinden toplayacağınız NPC'lerle hardmode'a hazırlanmak. Zaten bu nedenle de bu aşama fazla sürmüyor, birkaç saatte yapabileceğiniz her şeyi yapmış ve hardmode'a geçmeye hazır hale gelmiş oluyorsunuz.
Hardmode ise oyunun sizi gerçekten içine çekmeye başladığı, her şeyini size vermeyi sonunda kabul ettiği evre. Bu evrede yeni bir biome elde etmekle kalmıyorsunuz, yüzlerce, binlerce yeni oyuniçi içeriğe erişim kazanıyorsunuz. Tam da pre-hardmode'da kendinizi ilah gibi hissetmeye başlamışken bu modda hem eski düşmanlar güç kazanıyor hem de bunlardan katbekat güçlü bir sürü yeni düşmanla karşı karşıya geliyorsunuz. Bu nedenle de hardmode'un ilk bir kaç saatinde haritanızı mezar taşları ile süsleme olasılığınız yüksek. Bu evrede aklınıza gelebilecek en absürt silahlar, en havalı özellikler, en değişik düşmanlar, en şirin yaratıklar, en garip olaylarla karşılaşacaksınız; oyun dünyasında rastgele gerçekleşen çeşitli "eventler" ise pastanın süsü olarak size eşlik edecek.
NPC'ler de bu modda ayrı bir anlam kazanıyor, başta sıkıcı ve amaçsız gözükseler de git gide işlevlerini fark etmeye başlıyorsunuz, eskiden işiniz olmayacağını düşündüğünüz hemşireye bol bol başvuruyor; "Senin amacın ne" diye aşağıladığınız çeşitli NPC'lerle zaman geçtikçe daha samimi hale geliyorsunuz.
Oyunun bir sonu var mı?
Her güzel şeyde olduğu gibi ne yazık ki bu oyunda da bir sona ulaşıyorsunuz. Spoiler vermemek adına ne olduğundan bahsetmeyeceğim, lakin, oyuna harcadığım saatlerden de göreceğiniz üzere bu sona hemen ulaşamıyorsunuz (ayrıca belirtmek isterim, eski hesabımda da bir bu kadar oynamışlığım vardır) ki ulaştıktan sonra dahi oyunun canayakın topluluğu tarafından hazırlanmış olan ve bazıları ana oyundan daha büyük içeriğe sahip yüzlerce mod (ayrıca artık workshop desteği de geldiğinden bu modlara ulaşım inanılmaz derecede kolaylaştı) ya da oyun tarafından size sunulan daha zor modlar ile oyun saatlerinizi iki, üç katına çıkarma fırsatı yakalıyorsunuz.
Sonuç olarak Terraria, özellikle yanınızda oynayabileceğiniz arkadaşlarınız varsa (ki bu bende yakın dostum Lirio idi) size 300 liralık bir AAA oyundan çok daha ciddi ve fazla eğlence vadediyor. Özellikle de indirimlerde 9 liraya kadar düşen böyle bir başyapıtın kimse tarafından kaçırılmaması gerektiği kanaatindeyim. Bu yazıyla oynamak isteyip de kararsız olanların kafalarındaki soru işaretlerini kaldırdıysam ne mutlu bana. Şimdiden alacaklara iyi eğlenceler dilerim!