Subnautica: Below Zero Review (Narkashan)
Bu oyun ortalama bir oyun arkadaşlar. Peki neden tavsiye etmiyorum?
(İLK OYUN İÇİN SPOİLER İÇERİYOR, ÖZETLE SUBNAUTİCA OYNAMADIYSANIZ BU OYUNU ALMAYIN, DÜZ SUBNAUTİCAYI ALIP OYNAYIN. PARANIZIN HAKKINI DAHA ÇOK ALIRSINIZ)
İlk oyunu oynadığımda tamamen bağlanmıştım. Hikaye, akış, mekanlar, oyunun genel atmosferi beni öyle bir içine çekti ki çıkamadım. Steamdeki ilk ve tek tüm başarımlarını tamamladığım oyundur Subnautica. Bunları tamamlamak gerekmiyordu, oyunu bitirdikten sonra kapatabilirdim ancak bu kadar sevdiğim bir oyuna bunu yapmak istemedim. Başarımları tamamen hallettikten sonra oyunu bitirirken de çok sevdiğim bir özellik olduğunu fark ettim. İlk oyunda normal haritayı gezerken bazı kapsüller bulabiliyorduk. Bu kapsüller içinde rastgele eşyalar oluyordu ve üzerinde bir not bulunuyordu. Başlarda bunun ne olduğunu anlamadım ve öğrenmedim çünkü oyunu internete bakmadan bitirmeye çalıştım. Dünyayı ve oyunu kendim keşfetmek istiyordum çünkü. Oyunun sonunda "SPOILER" fark ettim ki o bulduğum kapsüller benden önce oyunu bitiren kişilerin bıraktığı veda hediyeleriymiş. Karakter dünyayı terk etmeden önce kendinden sonra geleceklere bir hediye ve not bırakıyormuş. Zaten ben de dünyayı terk edeceğimizi inşaa ettiğim roketten anlayınca bütün akvaryumlarımı boşaltıp hayvanları doğaya salmış, nükleer reaktörümü kapatıp temizlemiştim. Çünkü gerçekten sanki o dünya ben gittikten sonra da var olacak gibi hissettirmeyi başarmıştı bana oyun. Tüm o hayvanlarıma ve çevreye bırakacağım etkiye ne olacağını düşündürmüştü, delice bir şey ancak bunu başarmıştı. Epik ve birbirinden farklı araçları saymıyorum bile. Her araç belli bir amaca hizmet ediyordu ve birbirleriyle etkileşimleri inanılmazdı. Oyun size gerçekten dünyadan kaçıp yaşayabileceğiniz çok güzel, inandırıcı ve etkileyici bir tatil alanı sağlıyordu. 4546B'ye dönmek için saatleri saydırtıyordu size.
Gelelim bu oyuna, zaten önceki paragraftan anlaşılacaktır ki bu oyuna girerken bir önceki oyundan kalan hatıralarım ve beklentilerim ile girdim. Sonuçta bu oyun, ben ilk oyunu bitirdiğimde preorder'a açılmıştı ve ben oyunu bitirir bitirmez 4546B'ye tekrar dönmek için below zeroyu direkt satın almıştım. Ancak beklentilerimin neredeyse hiçbiri karşılanmadı.
İlk oyunda hikaye, sizin çözdüğünüz, keşfettiğiniz kadardı. Biri size ders anlatır gibi hikayeyi özet geçip durmuyordu. Bu yüzden kendinizi gezegenin ölümünü araştıran bir dedektif gibi hissediyor, sizi de öldüreceği belli bir hastalığa kimse elinizden tutup yardım etmezken çare arıyordunuz. Bu oyunda ise sürekli elinizden tutup sizi bir yerlere götüren "yedek tekerlekleriniz" var ve bunlardan kurtulamıyorsunuz. Hikaye çok sığ ve anlamsız derecede flu. Sonunu anlamıyorsunuz, ilgisini anlamıyorsunuz. En önemlisi gezegenden çıkmak için UĞRAŞMIYORSUNUZ. Size oyun boyu rehberlik eden eleman sizi sevgilisini yemeğe çıkarır gibi alıyor ve gezdiriyor. Oyunda hiçbir şeyi siz başarmıyorsunuz. Bütün bir gezegeni hastalıktan kurtaran ve kendi kendine gezegenden kurtulup evine sağ salim dönen oyuncudan, başkasının hikayesine yardakçılık yapan bir oyuncuya evriliyor ve bunun burukluğu ile oyunu sonlandırıyorsunuz.
İlk oyunda elde ettiğiniz zaman size yepyeni kapılar açan ve oynayış şeklinizi değiştirip "ulan yaptım ya" dediğiniz araçlar gitmiş. İlk oyunda kullandığınız seamoth ilk evrelerde sizi dış dünyadan koruyan ve size hava sağlayan basit bir saldı. Geliştirip daha iyi hale getirebiliyordunuz ancak hiçbir zaman diğer araçların yerini tutmuyordu. Diğer araçlar da onun yerini tutmuyordu ve böylece siz her araca ayrı önem veriyordunuz. Cyclops ise büyük denizaltı olarak size taşınabilir bir ev sunuyor, ufkunuzu açıyordu. Diğer araçlarını taşıyıp şarj edebiliyor ve sizi denizlerin hakimi gibi hissettiriyordu. Ayrıca farklı yerlerinde kameralar olması sayesinde sizi bir oyunda gibi değil gerçekten bir denizaltıda gibi hissettiyordu. Çok dar mağaralarda aracı ite kaka sokmuyor, bu kameraları kontrol ederek aracınızı çizmeden gitmeye çalışıyor ve başardığınız zaman mutlu hissediyordunuz. Bu oyunda bu iki aracı çok gerek varmış gibi birleştirmeye karar vermişler. Seatruck denilen makine seamoth gibi basit ve tek bir araç olarak başlıyor ama siz ona bulduğunuz ve inşaa edebildiğiniz kompartımanları takarak zamanla onu uzun ve hantal hale getiriyorsunuz. Bu kompartımanlar depo alanı, akvaryum, fabrikatör gibi özelliklere sahip ve aslında ufak seamoth aracınızı cyclopsa çevirmenizi sağlıyor. Bununla problemim şu, bu araçlar farklı ve yeni olduğu için güzeldi. Her birinin özelliği farklıydı ve tasarımları enfesti. İkinci oyunda yenilik getirmek için ikisini tek potada eritmişler ancak bu bence doğru karar değildi. Ben daha çok ve daha farklı araçlar göreceğimi düşünürken (buzkıran tekneler, ufak çaplı uçucu araçlar vs gibi) aslında sevdiğim araç çeşitliliğinin azaltılması beni biraz üzdü.
İlk hikayenin farklı biome'ları ve tropikal havası, enfes hikayesi, bağımlılık yapıcı oynanışı ve farklı araçlarından sonra bu basit hikayeli, sadeleştirilmiş oynanışlı oyunu oynamak hiç iyi hissettirmedi.
Oyun tek başına olsa yeterli, oynanır der önerirdim. Ancak ben bu oyunu önermiyorum, onun yerine gidip ilk oyunu oynayın daha iyi. Tamamen ilk oyunun gazını kullanıp para kazanmaya çalışılmış bir eser gibi gördüğümden oyunu önermek içime sinmiyor.