logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Spec Ops: The Line

Friday, April 7, 2023 9:28:18 PM

Spec Ops: The Line Review (Red Hot Chili Peppers)


Dubai'de Olan Dubai'de Kalır! Beyler... Dubai'ye Hoşgeldiniz!

Çoğu oyuncu tarafından pek bilinmeyen, reklamını iyi yapamamış olsa da eleştirmenler tarafından zamanında(2012 çıkış yılı) tam puan alan, gelmiş geçmiş ve oynadığım en iyi(şahsi fikrim) üçüncü şahıs askeri nişancı oyunlarından biri olan Spec Ops: The Line'ın incelemesine hoş geldiniz.
Oyunu sıradan bir askeri nişancı oyunundan ayıran özellik sahip olduğu muhteşem hikayesi ve bu hikayenin işlenişi.
Gelelim hikayemize... En özet haliyle(spoiler olmaması için birçok şeyi yazamıyorum); ABD hükümeti için bölgede bulunan Albay John Conrad ve 33. Piyade Alayı görevleri bittikten sonra ülkelerine geri çağrılır. Ancak Albay Conrad sivil halkı koruma ve güvenli bölgelere sevk etme işleriyle fazlaca haşır neşir olduğundan verilen emirleri bir süre sonra dinlememeye başlar. Daha sonrasında da ne birliğinden ne de kendisinden haber alınamaz. Spec Ops: The Line'da tam olarak burada başlıyor.
Timimizin adı Delta Force, ekip lideri de Yüzbaşı Martin Walker'dır. Oyunda sadece ekip lideri Walker'ı yönetebiliyoruz. Diğer takım arkadaşlarımız ise, Çavuş Lugo ve Teğmen Williams'dır. Onlara da çeşitli emir ve komutlar vererek yönlendirebilirsiniz. Lugo, sniper ve susturuculu silahları iyi kullanabiliyorken, Williams da ağır makineli tüfek ve bomba konularında uzmandır.
Dubai şehrine keşif ve tahliye görevleri için gönderiliyoruz. Amacımız Albay Conrad'ı ve 33. Piyade Alayı'nın izini bulup, varsa sivilleri tahliye edip, şehri terk etmek. Ancak Dubai bildiğimiz Dubai değil. Kum fırtınası altında kalmış, terk edilmiş, bir yudum suya muhtaç insanların ve mültecilerin yaşadığı, teröristlerin cirit attığı yıkık bir şehir haline gelmiş. Hikaye ilerledikçe yaşadığı olaylar karşısında ana karakterimiz giderek akıl sağlığını kaybetmeye başlıyor. Takım arkadaşlarıyla fikir ayrılıklarına giriyor ve bir askerin gerçekten nasıl bilincini kaybettiğine ve şizofrene bağladığına tanıklık ediyorsunuz. Oyunu muhteşem yapan kısım da bence bu. Görevlerden çok ana temanın işlenişi gerçekten harika. Tek düze gibi başlayıp, ilerledikçe çeşitlenen ve derinleşen hikayesi ve atmosferiyle sizi içine çekiyor. Yeri geldiğinde şehirdeki teröristler, mülteciler ve rehinelerle baş etmek zorunda kalıp, zaman zaman da duygusal unsurların ağır bastığına şahitlik ediyor ve kendinizi verdiğiniz kararları sorgularken buluyorsunuz.
Oyunda tabancadan tutun da pompalı tüfeğe kadar birçok çeşit silah var. Oyunun mekaniği de oldukça basit. Siper al, saklan ve ateş et şeklinde. 4 farklı zorluk seviyesi var. Son zorluk seviyesi olan FUBAR modu gerçekten çok çok zor. Tüm başarımları kazanmak için bu modda oyunu bitirmeniz gerekiyor. Fakat düşük zorluk seviyelerinde bile bir hayli ter dökeceksiniz.
Spec Ops: The Line grafik, müzik ve sesler konusunda da beni fazlasıyla tatmin etti. Kumların içindeki Dubai o kadar başarılı bir şekilde tasvir edilmiş ki, insanın ağzının açık kalmaması mümkün değil. Yakıcı güneşin sert rüzgarlar ile şehre yansıyışı, modern binaların ve araçların kum fırtınası sonrası kullanılamaz hale gelişi bu şehri özetlemek için yeterli. Özellikle iç mekanlarda kullanılan renkler ve gölgelendirmeler, detaylı eşya modellemeleri, binaların içine süzülen ışık huzmeleri göz alıcı. Bozulmuş cesetlerin üzerindeki uçuşan sinekler ve o sıcak baskın hava çok güzel yansıtılmış. Sesler ve seslendirmeler efsane. Walker'ın silah şarjörünü değiştirirken kurduğu "I am reloading, cover me!" cümlesi zihnime işlemiş durumda. Müzikleri de apayrı bu oyunun. Oyuna başladığınızda karşınıza çıkan "Special Guest: Red Hot Chili Peppers" yazısını görünce müthiş mutlu oldum. Çünkü en sevdiğim rock müzik grubudur kendileri :)
Bu arada oyunumuzun multiplayer ve co-op modları da var fakat ben hiç denemedim. Pek oyuncu bulabileceğinizi de düşünmüyorum çünkü oyunun yapım yılı bir hayli eski.
Oyunda tek eleştirebileceğim nokta ise; mültecilerin ve teröristlerin seslendirmeleri oldu. Türkçe, Arapça ve Farsça gibi çeşitli dillerde konuşuyorlar. İlk başlarda Türkçe seslendirmeler hoşuma gitmişti çünkü günümüzde bile Türkçe seslendirmeler neredeyse hiçbir oyunda yok ancak teröristlerin dilimizi konuşmaları biraz milli duygularımı kabarttı ve beni rahatsız etti açıkçası.
Uzun uzun anlattıktan sonra yazımızı sonlandıralım. Spec Ops: The Line, üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen hala tercih edilebilecek güzel bir oyun. İndirimde oldukça uygun bir fiyata denk geliyor. İndirimsiz hali de 49 TL'ye alınabilir. Mutlaka bir şans vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Benim puanım ise: 10 / 9
NOT: Edindiğim bir bilgiye göre; Birleşik Arap Emirlikleri, Dubai'nin yıkım halinin gösterilmesinden dolayı memnuniyetsizliğine dile getirerek bu oyunu yasaklamıştır. Oyun, bu sebeple kült haline gelmiştir.
Buraya kadar sıkılmadan okuduysanız, ne mutlu bana, teşekkür ederim... Bir başka incelemede görüşmek üzere...