Spec Ops: The Line Review (anilin)
HİKAYE :
Oyunumuz gelecek bir zamanda, kum fırtınalarıyla çehresi tamamen değişmiş olan Dubai şehrinde geçiyor. Oyunun başlangıcından yaklaşık olarak 6 ay önce Dubai’de şiddetli bir kum fırtınası meydana geliyor. Kum fırtınası o kadar şiddetli ki devasa gökdelenleri bile kumla kaplıyor. Fakat şehrin her yeri aynı değil bazı yerler kum fırtınası yüzünden batmışken bazı yerlerde ise kum etkisini o kadar gösterememiş. Bunlar olurken Afganistan görevinden dönmekte olan Albay John Konrad ve birliği olan 33. Müfreze dönmekten vazgeçip emirlere karşı gelerek şehri boşaltmak ve sivillere yardım etmek üzere işe koyulurlar. Fakat şiddetli kum fırtınası yüzünden radyo sinyalleri vb. cihazlarla dışarıdan içeriye iletişim sağlanamadığı gibi içerden de dışarıya iletişim sağlanamamaktadır. Bu yüzden de işler kısa sürede çığrından çıkar. Hikâyemizin başlangıcından yaklaşık 2 hafta önce Albay John Konrad, ABD ile sonunda tekrar iletişim kurar ve şehri boşaltmada başarısız olduklarını ayrıca çok ciddi ölümler olduğunu söyler. Bunun üzerine ABD, 3 kişilik özel bir takım oluşturur ve bu özel takımı Dubai’ye gönderir. Takımın başında ana karakterimiz Yüzbaşı Walker ve onun komutasında iki asker olan Çavuş Lugo ve Teğmen Adams bulunmaktadır. Daha sonra da hikâyemiz heyecan verici bir şekilde devam eder.
Oyunun oyunculara aşılamaya çalıştığı şey şu cümlede gizli aslında ;
''Gözünün önündeki gerçekleri inkar etmek ancak güçlü insanların yapabileceği bir şeydir... Senden daha güçlü insanların...''
TPS oyun açlığınızı giderebilecek şahane bir oyun olmuş Spec Ops: The Line. Aksiyon severlere kesinlikle öneriyorum.