Sekiro: Shadows Die Twice - GOTY Edition Review (GNT Gin0)
Sekiro: Shadows Die Twice ve evet yine FromSoftware oyunu ve bu sefer Souls oyunlarından daha da fazla saç baş yoldurmayı başaran bir yapım. Bu oyunu tek başına incelemektense firmanın diğer oyunlarından ayıran farkları şeklinde incelemek daha verimli olur. Yavaştan başlarsak;
+ Grafikler göze kötü gözükmemekle birlikte yeterli derecede. Zaten firmanın oyunlarının kendisini parlattığı noktası grafik değil oynanış. Bu yüzden kendi içinde çok önemli olmasa da grafikleri tatmin edici diyebiliriz.
+ Hikaye 1467-1603 yılları arası Japonya iç savaşı (Sengoku Dönemi) ilham alınarak yapılmış. Ashina'lı İsshin'in ülkeye darbe yapmasıyla başlayan hikaye Owl(Baykuş) adı verilen kılıç ustasının savaş alanında bizi bulup ülkenin varisi olan Kuro isimli çocuğu korumak amacıyla bizi yetiştirmesiyle başlar. Hikaye çok derin olmasa da ilgi çekici.
+ Oyunu Dark Souls'lardan ayıran en önemli şeyler kanca mekaniği ve haritada dikey bir şekilde gezebilmek ki bu da oyunun yapısını oldukça değiştiriyor. Mekanların hem yatay hem dikey şekilde oynanabilmesi zaten keşfetmeyi arşa çıkarıyor ve buna ek olarak oynadığınız her harita kağıt üzerinde göründüğünden en az 2 kat büyük oluyor ki bu da hem gezerken keyif almayı hem de çeşitli manzaraları görmemizi sağlıyor.
+ Bosslar yine FromSoftware'den beklenildiği gibi kendine has ve zorlayıcı ki bana Dark Souls bosslarından daha zor geldi. Çünkü hareketlerini okumak çok daha zor ve size dinlenmek için zaman aralığı bırakmayacak şekilde tasarlanmışlar. Oyunda seviye sistemi olmadığı için de Dark Souls oyunları gibi seviye atlayıp rahatça bossları kesebilme gibi bir yöntem yok. Sizin el-göz kordinasyonunuza bağlı. Bu da Dark Souls oyunlarına nazaran bosslardan alınan keyfi ve sinir katsayısını arttırıyor. Bossları kestiğinizde ise size hikayede ilerlemek için görev eşyaları, çeşitli yetenek şemaları, karakterimizin can barını ve saldırı gücünü geliştirmek için gereken eşyaları veriyor. Bu da oyunda boss için her deliğe girmemizi sağlıyor.
+ Oynanış olarak dediğim gibi oyunda seviye sistemi yok. Bu da basit düşmanları kesip kendinizi güçlendiremediğiniz anlamına geliyor ama yapımcı onun yerine gizlilik koymuş ve düşmanlara arkalarından yaklaşıp kesmeye çalıştığınızda tek atıyorsunuz. Buna mini bosslar da dahil. Düşman ve canavar kestikçe yetenek barınızı doldurabiliyorsunuz bu barı doldurduğunuzda bar sıfırlanıyor ve 1 yetenek kazanıyorsunuz. Ne kadar ölürseniz ölün barı doldurduğunuzda daha aşşağıya gitmiyor bu da bi nebze güvence veriyor.
Oyunun en önemli mekaniği ise deflect(karşılama-yansıtma) mekaniği. Oyundaki her düşmanın saldırılarını karşıladığınızda ve ya siz saldırdığınızda düşman saldırıyı karşıladığında sarı bir bar çıkıyor ve düşmanda bu bar dolduğunda canı ne kadar olursa olsun tek atma şansı yakalıyorsunuz (oyundaki her düşmanda geçerli Bosslar dahil) . Sizin barınız dolduğunda ise karakteriniz daha fazla saldırıya karşı koyamıyor ve 1-2 saniyeliğine gelen karşı saldırıyı savunamayıp yiyorsunuz. Tabi Dark Souls oyunlarındaki dodge mekaniği hala var ve az önceki söylediğim durum dodge atamadığınızda gerçekleşiyor.
+ Yetenekler ise şema şeklinde ve bazıları oyunu kolaylaştıracak yeteneklere sahipken diğerleri size içtiğiniz can potunun verdiği can miktarını arttırıyor ya da özel yetenek kullandığınızda yanınızda taşımanız gereken kağıtların sayısını arttırıyor. Bazı yetenek şemaları ise oynanışı bi nebze değiştiriyor ve daha keyifli hale getiriyor.
Ben oyunu 30 saatte bitirdim. %50 indirimde almanızı kesinlikle öneririm.
Puan tablom ise;
50 < Oynanmaya değmez
51 - 59 = Çok Kötü
60 - 69 = Kötü
70 - 79 = İdare Eder
80 - 89 = İyi
90 - 95 = Çok iyi
96 - 99 = Mükemmel
100 = Yok öyle bir oyun.
PUAN = 96