Sekiro: Shadows Die Twice - GOTY Edition Review (Akatoruko)
Çoğu oyuncu Sekiro'yu bir Souls oyunu olarak görmez. Bildiğimiz Souls oyunlarından biraz farklı yönleri olduğu için. Demon Souls, DS1-DS2-DS3, Bloodborne, Nioh1, Nioh2 ve türevlerini oynamış biri olarak bana göre Sekiro bir Souls oyunudur.
Sekiro Shadows Die Twice oyuna gelecek olursak tüm oyun sonu sonları gördüm. Ben açıkçası birden fazla farklı sonları sevmiyorum. Yani tamam hikayesel olarak oyuncuları mutlu etmek için kafalarındaki soruları gidermek için farklı sonlar hazırlaya bilirsin ama bu olsun en fazla 2 son. Sekiro da toplam 4 son var ve açıkçası pekte gerek yokmuş bence. Neyse oyunun hikayesini diğer Souls oyunlarına göre daha açıklayıcı olması, daha ilgi çekici, daha güzel ve işlenmiş olarak gördüm beğendim. Oyun içi ortam Sengoku dönemi, yansıtılan karakterler, o kasvetli savaş ortamı, kaleler, savaşçılar, yan karakterler, düşmanlar ve Bossları çok hoşuma gitti. Şu an bile birçoğu aklımda. Asya'nın kendine has inancı ile güzel harmanlanmış ve aktarılmış.
Diğer Souls oyunlarında ayıran bir diğer özelliği ise Paary sisteminin oyuna aktarımı, iyi bir şekilde oyuncunun reflekslerini test ediyor ve zorluyor. Paary sistemine alışırsanız bu oyunu oynama zevkiniz kat kat artacaktır ve başarı hissi ayrı bir keyif verecektir. Elbete birçok kez sinirlendim, öfkelendim, bunu dışarıda vurdum, bunalttı klasik olarak sonuçta Souls türü bir oyun ama yinede kendini oynatmaya devam etti.
Ana karakterimiz karizmatik, sessiz, sakin, itaatkar ama bir o kadar da kendi içinde aslında farklı bir yapıya sahip diye bilirim. Yaşam amacı var ve yok gibi birşey. Savaşın ve bulunduğu dönemin tarihin ona kattığı kader bu olsa gerek ki oda buna boyun eğmiş. Karakterin oynanışı gelişen protez kolunun farklı özellikler kazanması ile güzel oynanış katıyor. Birçok düşmana göre protez kolumuzu bizlere verdiği işlevselliği, özellikleri, malzemeleri yerinde esirgemeden biter korkusu olmadan kullanırsanız gayet işinizi kolaylaştırıyor.
Klasik olarak her Souls oyunlarında olduğu gibi Farming yapmazsak olmaz. Örnek olarak https://gamerant.com/best-farming-locations-skill-points-sekiro-shadows-die-twice/ bakınız ve oyunun bulunmuş olduğunuz evresine göre Farm bölgeleri bulabilirsiniz.
Baykuş(The Owl) BABA senide unutmadık koca adam herkes göründüğü gibi değilmiş demek ki!
Ashina Clanı yiğit savaşçısı Isshin Ashina harbi en karizma ve en iyi savaşcı başka söze gerek yok.
Genichiro Ashina dedesini izinde giden bir savaşçı ama duygudan yoksun.
Lady Butterfly protezi iyi kullanırsanız güzel patron savaşı.
Folding Screen Monkeys farklı bir patron savaşı idi beğenmiştim.
Gyoubu Masataka Oniwa yiğit savaşçı görevini yerine getirdin artık dinlen.
Guardian Ape unutmadığım hadi canımmmmm dediğim patron savaşı.
True Corrupted Monk çok kez sinirlendirdi. Oyunu kitleyen patron savaşı geçemezseniz ilerlemiyor oyun.
Demon of Hatred dürüst olmak gerekirse Glitch ile geçtim yan patron savaşı 4.sonda kestim ama bıkmıştım :)
ve diğer patron savaşları güzeldi özellikle son BOSS SAVAŞI heyttt beee ne dövüştü. Yanlış hatırlamıyor isem 1 hafta sürmüştü ilk bitirişim (inlene dinlene kestim. ara vererek) geçmem, sonrası ahahahh döküldü boss bana dayanamaz artık.
Bir kere eliniz ısınınca alışınca ezberleyince oldum ben diyorsunuz. Bosslar benden sorulur.
Emma, Kuro, Hanbei, Inosuke Nogami ve annesi (hallerini görünce üzülmüştüm bir annenin acısı evlat sevgisi ayrı), Nogami Gensai, Divine Child, Great Carp Attendant ve diğerleri oyuna dönemine tarihi alanlara yapılara herşeye güzel yedirilmiş, bence güzel hikayeleri var ve uygulanmış.
Oyun genellikle Ashina kalesin de geçiyor. Fakat diğer bölgelerde gayet çok güzel birçok kez o döneme yapılara hayran kaldım hissettim orada bulunuyorum olduğumu. Mibu village, Fountainhead Palace, Senpou Temple, Mt. Kongo favori yerlerim.
Sonuç olarak oynamaya değer bir oyun. Fakat tavsiyem Paary sistemini önemsemeniz ve kavramanız. Böylelikle oyundan soğmazsınız. Tabi ki en büyük diğer tavsiyem sabırlı ve sakin olmak.
İyi oyunlar.