logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Resident Evil Village

Thursday, February 10, 2022 12:40:57 AM

Resident Evil Village Review (Daenis)

Resident Evil Village çok güzel bir oyun. Sürükleyici hikayesi, dünyadan kopartan atmosferi, oynanışı vs ile gayet güzel, doyurucu ve keyifli bir oyun olmuş. Uzun süredir hiçbir oyunda saate bakmadan 1 saat bile geçiremeyen bana kendisini her oturuşumda 3-4 saat oynattı. Bu oyun için daha bir sürü güzel şey söylenebilir.
Fakat bende 7. oyunun bıraktığı etkiyi bırakamadı. Yazının bu kısmından sonrası tamamen kişisel fikirler içerecek ve açıkçası söylenmemiş pek bir şey de söylemeyeceğim sanırım. Okuduğum kadarıyla benim gibi düşünen başka insanlar da varmış çünkü. Ama yine de bir şeyler yazasım var, yazarak düşünesim var, o yüzden yazıyorum.

Ben önceki oyunu daha çok sevdim, çünkü

Çünkü kısaca o oyun daha iyi bir korku oyunuydu. Çünkü o oyunda, oyunu oynarken sizi gerecek ve düşündürecek birçok farklı unsur da vardı. Envanter yönetimi, risk ödül hesabı yapma, ''kaçsam mı vursam mı?'' çıkmazı yaşatma, haritayı gezmeye teşvik etme gibi gibi. Yine ikinci yarıdan sonra hafif kolaylaşmaya başlıyordu oyun fakat hiç bunları düşündürtmeyi bırakmıyordu. Biraz da olsa bir olayı vardı yani oyunun. Yoruyordu oyuncuyu.
Village'de ise bunların hiçbiri yok. Oyunu büyük oranda aksiyona çevirmişler, önceki oyunda korku unsuru olan yaratıklar bu oyunda yalnızca birer challenge unsuru haline gelmişler. Ve bence bunu iyi de yapamamışlar pek. Çünkü kimi zaman ''zorlanıyorum'' yerine ''zaman kaybediyorum'' hissi yaşattılar bana. Özellikle Heisenberg'in Fabrikası bölümü bana tamamen oyunu uzatma çabası gibi geldi. Evet, oradaki düşmanlar ''zorlayıcıydı'' fakat öldürdüğümde tatmin olmadım hiçbirisinde. Çünkü zorlayıcılıktan çok zaman isteyen şeylerdi, saldırılarından uzaklaşıp doğru yere ateş etmekten ibaretti tüm yaptıklarım. Verdikleri ödüller de sevindirmiyordu. Hatta sonlara doğru iyice kıl olduğum Ethan ile bile ilk defa aynı fikirde olduk, ''It's just a waste of time!''
Sanırım bazı oyunlar, böyle güzel hikayeler yazılmış, atmosferler dünyalar kurulmuş oyunlar en azından, tamamen birer illüzyonlardan ibaretler. Ve bu illüzyonlar bir kere kırıldı mı oyuncu için, o illüzyonu tekrar yutmak zorlaşıyor. Bunu neden söylüyorum? Çünkü dediğim gibi, oyunun ikinci yarısından sonra, hatta Heisenberg'in Fabrikası kısmında oyundan çok koptum. Ve alttaki yazdığım yazı da bu kopmanın sonucunda hissettiğim şeyler. Bir oyundan kopunca, normalde takmayacağım şeylere de takıyorum sanırım.
Village'de dünyayı keşfetmenize hiç gerek yok. Yani eğer hikayede daha fazla şey öğrenmek istemiyorsanız ya da başarım falan fullemek istemiyorsanız. Demek istediğim, dünyayı tamamen keşfedince kazandığınız ödüller ya da gördüğünüz şeyler pek değmiyor harcadığınız vakte. Dünyanın büyük oranda her yerine gittim, alınabilecek neredeyse her lootu aldım. Fakat bunu yapmasaydım oyun oynanmaz mıydı, çok mu güçsüz kalırdım? Zaten bu topladığım her şeyin opsiyonel olmasından dolayı cevap belli. Gitmeseniz de oyunu rahatlıkla bitirirsiniz. Ama bu oyun eğer 7 gibi bir korku oyunu olsaydı, o zaman çok şey fark ederdi sanıyorum. Düşmanlara 3 değilde 5 vururdum, ama düşmanlardan canım pahasına korktuğumdan bu beni psikolojik açıdan çok yorardı. Ama zaten Village daha çok bir aksiyon oyunu olduğundan, 3 değil de 5 vurmak en fazla biraz daha fazla zamanımı alırdı. Bilmiyorum, günün sonunda topladığım onca şey, oyunda pek de işime yaramamış gibi hissediyorum şu anda. Yani değmemiş gibi daha doğrusu.
Biraz döngü gibi bu. Yaratıkları öldürüp loot topluyorsunuz, dünyada yeni yerler keşfettikçe yeni cephane falan alıyorsunuz ama zaten bu şeyleri yaparken harcadığınız kaynak yine onu dengeliyor gibi. Emin değilim. Gerçi tüm bu aşırı boş yorumların üstüne, köy kısmında gezinmekten de keyif almadım değil. Zaten bu oyuna ''keyifsiz'' diye yorum da yapmam, çünkü öyle değil. Büyük keyifle oynadım işte belli bir noktaya kadar. Ben neden 7'yi daha çok sevdiğimi anlatmaya çalışıyorum. Siz gezin, ben boş boş konuşuyorum, bana bakmayın. :d
Bir de şunu fark ettim, sanırım insan canı için telaşa düştüğünde çevresine daha çok dikkat ediyor. ''İşime yarayacak bir şey bulmalıyım'' düşüncesi bu hisle çok daha daha baskın oluyor. 7. oyunu oynarken her köşeye, her noktayı görmem gerekiyor, hayatta kalmak için sineğin kanını bile emerim falan diye düşünüyordum. Ama Village'de zaten canımı tehdit eden bir unsur olmadığından, yani anladınız işte, çevreye başta ''vay be ne güzel tasarlamışlar'' falan diye baktım, sonrasında bir tık daha duyarsızlaştım bu konuda.

MUHTEŞEM TASARIMLAR

İlk oyunu bazı açılardan da çok geride bırakıyor tabii. Muhteşem boss tasarımları ve mekan tasarımları (Fabrika dışında, o bölüm gerçekten nefret ettirdi kendisinden. Erkin Koray - Ankara Yolları eşliğinde bitirebildim o kısmı, yoksa zor bitirirdim.) var oyunda. Özellikle şato kısmı oyunun en top noktası hala sanırım benim için. Sonrasında gittiğimiz kısım da çok iyiydi fakat, atmosferini sonuna kadar koruyamadı.

YİNE, AMA

Tasarımları falan harika fakat bosslar, mücadele etmesi en sıkıcı düşmanlardı sanırım bu oyunda. Zaten diğer bütün düşmanlarda sıkarak ilerliyoruz, adamlar bossları da ''sık baba sık, öldürdün'' şeklinde dizayn etmişler. Bölüm tasarımları da çok kötü. Düm düz yuvarlak bir arena, bossa sık ki öldüresin. En önemli kısımlarda böyle çuvallamaları kötü olmuş bence. Özellikle son boss bence oyunun bu konuda en bocaladığı noktaydı. Bu tarz oyunlarda, yani korku macera + aksiyon oyunlarında boss savaşları biraz daha puzzle içermeli. Zaten sıkarak ilerlediğimiz bölümlerin sonunda bosslarda da aynı şeyi yapmak hiç tatmin etmiyor, oynanışı değiştirmiyor ferahlatmıyor.

YÜZSÜZ ETHAN

Bu bahsedeceğim şey 7. oyunda da var. Ethan'ın tepkisizliği. Neden böyle eksik yazmışlar, önceki oyunda da anlamamıştım, bu oyunda da anlamadım. 2-3 cümle daha yazmak çok mu zordu şu karaktere? Bir de oyunun sonunda aşırı dramalar dönüyor, zerre sempati duyamadım. ''Ruhsuz bir karaktere mi sempati duyayım?'' oldum tersine.
Karakter çevresindekilere doğru dürüst tepki göstermiyor. Oyunun başında ormanda uyanıp yürüyoruz, önümüzden bir şey koşup gidiyor. Hocam bir tepki göster ''O neydi la'' falan de, bir kork bir ürper bir ses çıkar yav. Çok mu zordu şöyle küçük küçük şeyler yazmak karaktere, onu seslendirmek. Sadece sinematiklerde ve nadiren oyun sırasında konuşuyor. Onlarda da çoğunlukla ıqsu iki haneli zaten. Onlar dışında çevresinde olan bütün ürkütücü olaylara, enteresan ve absürt olaylara sessiz kalıyor. Sadece nefes alıp veriyor falan. Bu da beni çok kopardı karakterden. İlk oyunda yine göz ardı edebilmiştim ama bu oyunda da aynı olunca, ki bu oyunda bence daha çok uçuk şeye tanık oluyor ama asla yeterince tepki vermiyor, çok takıldım buna.

RE:VILLAGE ÇOK İYİ OYUN

Böyle bir yazı yazmak istedim işte. 7. oyunu oynayıp bahsettiğim sebeplerden dolayı sevdiyseniz, siz de 8'de bunlara takılabilirsiniz. Ama tüm bunlar yalnızca üstüne konuşmak istediğimden yazılmış şeyler. Bunları bir kenara rahatlıkla atabilir, büyük keyif alarak, güzel tasarlanmış, çok doyurucu bir oyun oynayabilirsiniz.