logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Resident Evil Village

Tuesday, June 17, 2025 8:11:06 PM

Resident Evil Village Review (Blackshift Vice)

Hazır ilk Resident Evil incelememi yazıyorken, seriye nasıl adım attığımı da anlatayım dedim. Seriye başlangıcım Resident Evil Village ile olmadı. Benim ilk oynadığım Resident Evil oyunu Resident Evil 4 Remake’ti. Korku ögesi az, aksiyonu bol ama Resident Evil 5-6 gibi raydan çıkmamış bir oyun olduğundan seriye başlamak için güzel bir seçim olduğunu düşündüm. 4’ü bitirip o damak tadını aldıktan sonra soluğu 2 ve 3’ün remake versiyonlarında aldım. Ardından... bir duraksama. Çünkü TPS kamera açılı Resident Evil 2,3 ve 4'e katlanabilirdim ama FPS kamera açılı 7 ve Village, işte onu yapamazdım; en azından öyle sanıyordum.

Ama gün geldi, o eski korkak halime meydan okudum. “Ya bismillah” deyip 7’yi, ardından Village’ı indirdim. Şimdi de karşınızdayım; sizleri Village’ın hem gotik hem grotesk dünyasına, o ürkütücü köyüne, kalelerine, çürümüş labirentlerine davet ediyorum.


Hikaye ve Karakterler

Hikaye bakımından Village, Resident Evil 7’ye göre çok daha kapsamlı. “Acaba şimdi ne olacak?” dedirten bir olay örgüsü var ve her adımı takip etmeye değer. Mekan tasarımları ve atmosfer de bu evreni fazlasıyla besliyor. Oyunun bazı kısımları RE4’ün o ikonik köy sahnelerini, bazıları ise RE7’nin klostrofobik gerilimini anımsatıyor. Özellikle dar koridorlarda bulmaca çözdüğümüz bölümler bana fazlasıyla RE7 havası verdi.

Karakter tarafında bu sefer daha fantastik ve karikatürize karakterlerle karşı karşıyayız. Lady Dimitrescu, Heisenberg gibi isimler, RE7’deki Baker ailesine kıyasla daha abartılı tiplemeler ama kesinlikle kötü yazılmış değiller. Ethan ise her zamanki gibi olaylara tam anlam veremese de yıkılmadan devam eden, sessiz ama inatçı bir karakter. Chris Redfield ile ilk tanışmam da bu oyuna denk geldi. Soğuk görünse de aslında içten içe iyi biri olduğunu hissediyorsunuz.


Oynanış

Resident Evil Village’ın temel oynanışı RE7’ye oldukça benziyor ama bazı önemli farklılıkları var. Öncelikle vuruş hissi çok daha başarılı, özellikle animasyonlar sayesinde her silahın gücünü daha net hissediyorsunuz. Düşmanların bir kısmı hâlâ kurşun yutmaktan bıkmasa da, bu sefer tepki veriyorlar en azından.

Silah geliştirme sistemi, tüccar mekaniği ve loot hissi RE4 havası katıyor. Özellikle tüccar sistemi beni mutlu etti. Metroidvania benzeri ilerleme, yani "şurada bir şey vardı ama açılmıyordu, şimdi geri dönüp bakayım" tarzı sistem RE7’ye göre daha yoğun hissettiriliyor. Bazen bu durum biraz yorucu olabiliyor ama genel olarak işliyor.

Bulmacalar klasik RE ayarında: Ne çok zor ne de çocuk oyuncağı. Boss savaşlarına gelirsek; tasarımları oldukça iyi ama bazıları gereksiz uzun sürüyor. Cephane boşaltıyorum resmen ama yok boss hâlâ düşmüyor, resmen duvara ateş ediyormuş gibi hissediyorsun bir yerden sonra.


Teknik Detaylar

Genel anlamda oyun stabil bir performans veriyor ama özellikle Lady Dimitrescu boss savaşında FPS’im yerlerde süründü. Bunun dışında ciddi bir problem yaşamadım. Grafikler RE7’ye göre daha bir tık ileri, atmosfer, ışıklandırma, çevre detayları oldukça etkileyici.

Eksik olarak ise FOV ayarı yok. Benim gibi dar kamera açılarından rahatsız olan biri için bu büyük eksiklik. RE7’de bu ayar varken burada olmaması tuhaf geldi açıkçası. Son olarak müziklere pek dikkat etmedim o yüzden pek bir yorumum yok.


Kapanış

Resident Evil Village, korku ve aksiyonu iyi harmanlayan, atmosferiyle öne çıkan, hikayesiyle bağ kurduran bir yapım olmuş. RE7 kadar korkutmasa da yer yer gerçekten sağlam gerdi. FPS kamera açısına ve hayatta kalma korku türüne meraklıysanız ama nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız; Village, sizi içine çekmeyi başaracak güzel bir başlangıç noktası olabilir. İncelememi okuduğunuz için teşekkür ederim.