Postal: Brain Damaged Review (Ortak)
Postal Dude'un rüya aleminde geçen, serinin piksel grafikli olan ve diğer oyunlara uzak olan oyun. Bugüne kadar POSTAL oyunları hep yarı açık dünya elementleriyle çıkmış olmakla beraber oyuncuya da istediğini yapabilme özgürlüğüne sahip olduran oyunlardı. Lakin bu yapım bambaşka bir tarzda çıkmış olmasına rağmen seriye çok uzak kalmış. Örnek olarak GTA gibi bir oyunun birden ana temasını bir köşeye atıp Boomer Shooter çıkarması gibi bir şey vermek istediğim örnek. Ayrıca oyun, Postal Dude'un rüyalarında geçtiği için parasızlıktan dolayı kaliteyi kısıp ve bunun için Retro-Boomer Shooter oyun yaptıklarına yemin edebilirim ama kanıtlayamam. Yoksa kim istemez ki Doom grafiklerinde bir POSTAL oyununu.
Oyunun hikayesi, Postal Dude'un bir gün evde vakit geçirirken aniden uyuya kalmasıyla, rüya evreninde alter kişiliği olan başka bir Postal Dude ile olan kovalamaca hikayesini anlatıyor oyun. Oyunun aksiyona kaymasından dolayı önceki oyunlardaki gibi ara sahneler yok maalesef. Keşke daha büyük bütçeli bir oyun olsaydı da adam gibi ara sahneli bir oyun oynasaydım.
Oynanış ve teknik olarak, oyun doğasından çıkıp başka temalara girmiş. Yapımcı büyük ihtimalle son dönemlerde çok popüler olduğu için DUSK benzeri bir oyun yapıp Retro-Boomer Shooter bir oyun yapmayı denemiş. Böyle düşünmemin yanında bir yanımda bu oyunun aslında düşük bütçeli olmasından dolayı bu temayı tercih ettiğini söylüyor... Oyun içi yerlerde ise çatışma kısımlarında çok sayılmasa bile fazla hatalarla karşılaştım, bu hatalar oyunumu çok etkilemedi ama madem çıtayı düşük seviyeye indiriyorsunuz bir zahmet dikkat edin kardeşim. Hele son bölümde robotla savaşırken kapıya doğru domalmıştı ve kendisini öldürememiştim. Bunun gibi hatalar vesaire. Fakat her şeyi bir kenara atarsak oyundaki silahları kullanmak aşırı zevkli. Her silahın başka bir yeteneği var ve oyuncuyu oyunun içinde tutmak için çok iyi bir yöntem bulmuşlar bu konuda. Genel olarak oyun kötü değil fakat esas olan POSTAL oyunlarından farklı olduğu için kendisine ısınamadım.
Umarım Running With Scissors akıllanırda adam gibi yapımlar çıkartır. Yoksa kendi ayaklarını sıkarlar.