izigame.me

Henüz çıkış tarihi bile net olmayan Hollow Knight: Silksong'u yıllardır bekleyen biri için kaliteli bir alternatif. Kesinlikle Hollow Knight kadar geniş kapsamlı bir oyun değil, olsa olsa çeyreği kadar içerik barındırıyor. Ancak hem hikayesi hem tasarımı hem de oynanışıyla metroidvania/souls türünde çıkan oyunlar arasında, yalnızca sağdan soldan esinlenerek geliştirilmediği ve farkını ortaya koyduğunu söyleyebilirim. Yaratıcı mekaniklerle sivrilmeyi başarmış. 1-2 saat girer çıkarım dediğim her seferde 5-6 saat başından kalkamadım. Uğraşılmış çok sayıda detay var, keşfetmek çok keyifli. Mükemmel bir oyun olduğunu söyleyemem ancak türün severlerinin kesinlikle oynaması gerektiğini düşünüyorum.

Hikaye katman katman ilerliyor ve son birkaç saatte her şeyiyle çözümleniyor. Oyun süresince gizemini koruyor ve ilerledikçe nasıl bir şeyle karşılaşacağınıza dair hissettiğiniz merak duygusu asla sönmüyor. Oyuna uçurumdan "düşerek" başlıyor ve akabinde bir çocuğun çaldığı flütün sesine uyanıyoruz. Zamanla flütü çalan bu çocukla abi/kardeş bağı kuruyor ve insanlardan oluşan din odaklı bir kabileye dahil oluyoruz. Kabilenin inancına göre yılın bazı zamanları yüce varlıklar, kabile üyelerinin bir kısmını toplayıp ayin eşliğinde "cennet" adı verilen bir yere götürüyor. Ayin zamanı geldiğinde bizim flütçü çocuk götürülmek üzere seçiliyor ve olaylar bundan sonra karmaşık bir hal almaya başlıyor. Her geçen saat daha da ilginçleşiyor ve beklenmedik yerlere bağlanıyor.

Oynanış aslında klasik bir metroidvania/souls oyununun barındırdığı mekanikleri kapsıyor. Oyunda ilerledikçe elde ettiğimiz özellikleri (çift zıplama, dash vs.) kullanarak yeni yollar keşfediyoruz. Bunların yanı sıra "mühür" denen bir tür bomba var düşmanlara hasar vermek için kullanılabilen. Parry yapıldığında mühür hakkı doluyor ve düşmanlara büyük hasarlar verebiliyorsunuz. Bazı boss'lar ve düşman türlerini yenebilmek için mühür kullanmak zorundasınız. Kullanabilmek için ise parry yapmak zorundasınız. Bu sebeple dövüşürken paldır küldür düşmana saldırmak yerine doğru zamanda doğru hareketi yaparak, düşünerek davranmalısınız. Mühürlerin farklı türleri var, oynayış şeklinize en uygununu seçmek size kalmış. Ayrıca elimizde bir yay var. 3 farklı ok türüyle kullanabildiğimiz bu yay da önemli bir etken. Platform ögelerinin zorlayıcı olduğu yerlerde düşmanları indirmek veya düşman/boss saldırılarını bozmak için kullanabiliyorsunuz, ne yazık ki kullanım hakkınız sınırlı. Düşmanlardan düşürerek veya haritanın belirli yerlerinden cephane bulabiliyorsunuz. Sürekli olarak parry tuşuna zamanında basamasanız bile düşmanın verdiği hasar sonucu kaybettiğiniz canı geri kazanabiliyorsunuz ancak tuşa kesinlikle basmış olmanız gerekiyor. Vaktinde basarsanız da mühür barını doldururken hasar yemiyorsunuz. Bir de özel parry var, parry tuşuna basılı tutarak ağır saldırıları savuşturabiliyorsunuz, zamanlamasını tutturmaksa daha zor. Ha bir de oyunda "hackleme" sistemi var. Tuş kombinasyonlarına, süre bitmeden, doğru şekilde basıp asansör, kapı vs. gibi şeyleri hackleyebiliyorsunuz. Mini oyun gibi. Bir de yapay zeka sistemine sahipsiniz. Oyunun afişinde görünen kelebek, bu sistemin fiziksel hali. Kelebeği sağa sola uçurup haritada ne var kontrol edebiliyor veya erişilemez yerlerdeki bilgisayarları hackleyerek engelleri aşabiliyorsunuz. Harita güzel dizayn edilmiş ve büyük. Sıkıntı şu ki checkpoint'ler (oyunda "düğüm" deniyor) arasında hızlı seyahat yapılamıyor. Yalnızca merkez düğümden istediğiniz bir düğüme ışınlanabiliyorsunuz ki bu özellik de çok geç açılıyor. Hollow Knight kadar yalnız bırakmıyor oyun sizi. Nereye gideceğinizi çoğu zaman biliyorsunuz, kaybolmuyorsunuz.

Grafik kısmı kesinlikle çok iyi. Sanat tasarımı, çizimler, harita dizaynları, kullanılan renkler... Her biri çok güzel. Aynı koridorları 5000 defa kullanmak yerine bulunduğunuz her bölge için özel olarak çalışmışlar. Oyundan herhangi bir sahne gösterildiğinde spesifik olarak nerede olduğunuzu anlayabilirsiniz. Boss'lar, düşmanlar, yan karakterler görünüm anlamında yeterli çeşitlilikte.

Müzikler ve ses kısmına gelecek olursak alternatiflerinden ayrılır bir yanı olduğunu söyleyemeyeceğim. Özellikle Hollow Knight ile karşılaştırıyorum ister istemez ve bu dalda yarışabileceklerini sanmıyorum. Oyunda herhangi bir konuşma var denemez. Ufak tefek kelimeler söyleniyor, yazıları okuyarak diyalogları takip ediyorsunuz. Bu kelimelerin seslendirmeleri güzel yapılmış, her karakterin kendine has bir sesi var. Çevre sesleri de olması gerektiği gibi. Çalan müzikler atmosfere uygun genelde ancak oyunun sonunda çalan şarkı haricinde akılda kalıcı bir şey yok benim için.

Özetle türünün öne çıkanlarından olmayı başaran bir oyun. İlgisi olan kesinlikle oynasın, piyasada bu kalitede pek oyun yok maalesef, bu oyun değerlendirilmeli. Şu zamana kadar yalnızca psikolojik korku türünde oyun geliştiren Red Candle Games çok başarılı bir iş çıkarmış. Sekiro esintileri taşıyan ve Hollow Knight'a göre daha kompakt ve kolay bir deneyim sunan Nine Sols, kütüphanenizde bulunması gereken oyunlardan.