Metro: Last Light Redux Review (Commander Shepard)
2034 yılında geçen oyunda nükleer savaş sonrası Dünya yüzeyi yaşanamayacak duruma gelir ve insanlar metrolarda yaşamaktadır. Oyunumuz da Moskova metro hattı üzerinde geçiyor. Moskova ve Rusya'nın önemli noktaları nükleer saldırının hedefi olmuş, o gün metroda bulunan şanslı insanlar dışında hayat bitmişti. Yüzeyde kalan diğer canlılar ise radyasyon sonucu mutasyon geçirip mutantlara dönüşmüştür. Buraya kadar olan kısmı önceki oyunun incelemesinden alıp yılı değiştirdim zaten evrenin temeli aynı, değişen kısımlara birazdan geleceğim. Oyun, Metro 2034 adlı romandan uyarlanmıştır ancak kitap ile arada çok fark var. Metro 2034, Arytom değil de başka karakterlerin etrafında dönen bir hikayeyi anlatıyor ama oyun tek karakteri takip edeceği için kitabın yazarı yine kitaba uygun güzel bir hikaye yazıyor. Bu oyunda da önceki oyunda olduğu gibi Metro 2033 kitaplarını ve ek olarak Metro 2034 kitaplarını da görebilirsiniz.
Oyunda yine Artyom ile oynuyoruz ama artık karakterimiz bir Ranger olmuştur. Önceki oyunun sonunda bombaladığımız Dark Ones türünden geriye bir tane kaldığını öğreniyoruz ve onu avlamak için dışarı çıkıyoruz. Bize komutanımız Miller'ın kızı Anna eşlik ediyor ve kullandığı sniper ile destek olurken sakın görevi unutma yoksa namlum sana döner diye tehdit etmekten de çekilmiyor. Önceki oyunda yer alan tuhaf Khan abimiz de sakın onu öldürme barış yapabiliriz diyor. Artyom da önceki oyunda bunların üstlerine bomba yağdırdığı için kendini kötü hissediyor ve barış yapmaktan yana diyebilirim. Daha sonra görevde işler ters gidiyor ve Artyom, Naziler tarafından yakalanıyor. Evet yanlış okumadınız oyunda Naziler de var. Bunlar ve diğer gruplar önceki oyunda da vardı ama odakta değillerdi. Bu oyunda ise odak mutantlardan insanlara dönmüş durumda. Bu Nazilerden bir Sovyet askerinin yardımı sayesinde kaçıyoruz sonra da tarafların arasındaki savaşın ortasında kalıyoruz. Tabii bu sırada oyunun başında elimizden kaçan son Dark One'ın da peşindeyiz ve oyunun sonuna kadar bir taraftan da onu kovalıyoruz. Önceki oyunun şartlarına ek olarak önceki oyunun finalinde bulduğumuz gelişmiş üssü kullanarak Ranger ekibinin nüfuzunu ve gücünü arttırıyoruz ama bu da diğer bölgelerin gözlerinin bize dönmesine neden oluyor.
Oyunun Artıları
Atmosfer: Oyun gerçekten harika bir atmosfere sahip. Hem metro hatları hem de arada çıktığımız yüzey gerçekten çok güzel tasarlanmış. Etraftaki NPClerin de yardımıyla oynarken kendinizi orada hissedebiliyorsunuz. Bazı oyunların bazı özellikleri olur da sabaha kadar övmek istersiniz ya işte bu oyunun ve bu serinin en başarılı olduğu alan burası. Kötü özelliklerini çok fazla yazdım ama atmosferi çok daha uzun bir incelemeyi hak ediyor.
Gerilim: Korku/Gerilim türü seven biri değilim ama bu oyunun gerilim konusunda beni bile tatmin ettiğini söyleyebilirim.
Seslendirme: Rusya'da geçen ve Ukrayna yapımı bir oyunda haliyle İngilizce de aslında ilk dil olmuyor. Geçenlerde Atomic Heart oynadığımda ortalama bir İngilizce dublaj görmüştüm bu oyunda ise yan karakterler dahil herkesin seslendirmesi güzeldi. Ek olarak müzikleri de güzeldi.
Zorluk: Oyunda birkaç farklı zorluk var ve bunun dışında 2 oyun tarzı var Survival ve Spartan. Gerilimi yüksek olsun derseniz Survival, çok kasmak istemiyorum mermim hep olsun derseniz Spartan sunuyor. Bir de oyunda para birimi "askeri düzey mermi" denen özel mermiler. Bunlar oyunda para yerine geçtiği gibi silahlara da takılabiliyor ama bunlarla normal mermi almak daha mantıklı. Oynanış biraz daha güzel olsa müthiş bir sistem kurulmuş ama işte...
Optimizasyon: Redux versiyonu kaliteyi arttırırken optimizasyonu da roketlemiş. Buglar konusunda çok iyi değildi ama oyun bozucu bir bug ile karşılaşmadım.
Hikaye: Buraya kadar olan artılar önceki oyunun aynısıydı bu sefer hikaye konusunda çok daha iyi olduklarını söyleyebilirim. Hikayenin odağının insanlara ve diğer gruplara kayması hem hikayeyi daha somut bir hale getiriyor hem de o etkileyici atmosferi daha da derinleştiriyor.
Oynanış: Oynanış da önceki oyunda eksilerdeyken bu oyunda kendini artılara taşıyor. Odağın insanlara kayması aptal saptal mutant sürülerinin saldırmasını azaltıyor. Oyunda hâlâ mutantlar var ve tehlikeli ama 10 dakikada bir üzerimize ordu gelmiyor. Hatta tek bir yer dışında kalabalık gruplara denk geldiğimi hatırlamıyorum. Onda da yarı otomatik ve şarjörlü pompalı Saiga sayesinde paçayı kurtarmıştım. Silahta mermi kalmamıştı ama en azından hayattaydım. Bir de insanlara karşı gizli şekilde oynayınca oyun benim için daha keyifli hale geldi. Gizlilik zor değil düşmanlar sürekli geçmem için fırsat veriyor ve diplerinden geçtiğim halde beni duymuyorlar.
Yapay zeka için henüz artı diyemem ama önceki oyun kadar kötü değil o yüzden eksilerden çıkarttım
Oyunun Eksileri
Sonlar: Oyunda 2 tane son var bunlar RDR 2 gibi "moral" puanımıza göre otomatik seçiliyor. Burada sorun şu ki bu sonlardan sadece 1 tane canon ve sonraki oyun onun üzerinden devam ediyor. Madem böyle bir şey var o zaman oyuncuya niye seçim sunuyorsunuz?
Moral sistemi: Yine RDR 2 üzerinden gideyim iyi son ve kötü son için moral puanının %50 üstünde veya altında olması gerekiyordu buna göre de sonlar değişiyordu. Metro 2033 ve Last Light'ta ise durum farklı öncelikle bu puanı göremiyoruz ve iyi sonu almak için gerekli miktar çok çok çok yüksek, tahmin etmem gerekirse iyi son için %90-95 üstü moral puanı gerekiyor ve bunu almak imkansız gibi bir şey. Oyunda silahsız kimseyi öldürmedim, bize ihanet edenleri bağışladım, dilencilere para verdim, müzik aletlerini çaldım, gizli oynadığım için silahlı kimseyi de öldürmedim arada bayılttım, rehineleri kurtardım, mutant ayıya yardım ettim özetle yapılması gereken her şeyi yaptım ama yine de kötü son aldım. Ben bu moral sistemini tasarlayan, parmağı dokunmuş herkese boydan gireyim.
Sessiz ana karakter: Bu çok daha derin bir konu ama bölümlerin yüklenme ekranında uzun uzun konuşan karakterimiz önümüze çıkan ve bizimle diyalog kuran kimseyle konuşmuyor. Sessiz ana karakter çok gördüm ama bu ikilemi ilk defa gördüm. İşin garibi 3 oyunda bazen DLClerde farklı karakterleri oynuyoruz ve Artyom dışında hepsi konuşuyor. Half-Life bu konuda güzel bir örnek çünkü kimse bizi diyaloğa sokmuyor, CoD de güzel çünkü komutan emir veriyor bizden cevap beklemiyor ama Metro bu konuda kötü bir örnek çünkü bizden cevap bekliyorlar. Metro 2033 ve Last Light bölümlerin kısa olmasıyla bu kısımda azıcık kurtarıyor çünkü görmediğimiz kısımda karakterimiz adını, hikayesini ve amacını anlatmış oluyor. Keşke bunu biz de görebilsek. İşin kötüsü yan karakterler PARAGRAF PARAGRAF konuşuyor baya ekrana sığmıyor altyazı 2-3 tur dönüyor ama bizim karakter tek kelime edemiyor.
Toparlarsam önceki oyuna göre bu oyunu çok sevdim. Eski gördüğüm noktaları güzel toparlamışlar ve artı gördüğüm noktaları daha da geliştirmişler. Bu oyuna dair en büyük şikayetim moral sisteminin bozuk olması. Gerçekten yapılması gereken her şeyi yapıp üstüne kötü son almak çok sinir bozucu. Sistemin tasarımı da ayrı bozuk zaten finalde "affedilmek" için düşmanları affediyorum, gereksiz kan dökmüyorum, teslim olanları bağışlıyorum ama sağda solda 2-3 tane boktan müzik aletine dokunmadım diye veya sağda solda konuşan insanları dinlemedim diye moral puanı kesiyor. Kimse kusura bakmasın ama böyle boktan bir moral sistemi ben hayatımda görmedim. Bu moral sistemi çok moralimi bozdu :d ama bu, oyunu çok sevdiğim ve tavsiye ettiğim gerçeğini değiştirmiyor. Oyun gerçekten çok güzel ve tek kusuru bu olabilir. Bu incelemeyi Exodus'un DLClerini bitirdikten birkaç gün sonra yazıyorum, seriye hakim olmadan incelemeye girişmek istemedim. Bu sayede de Exodus'ta bu moral sisteminin çok daha güzel tasarlanmış olduğunu söyleyebilirim. Exodus'u güzel sonla bitirmek oyundan aldığım keyfi katladı keşke aynısı Last Light için de yaşansaydı...