logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Metro Exodus: Enhanced Edition

Saturday, November 16, 2024 2:55:21 AM

Metro Exodus: Enhanced Edition Review (StormX)

metro exodus… bir oyun değil, başlı başına bir sanat eseri. bu oyunla birlikte metro serisi, karanlık tünellerden kurtulmaya çalışıyor. eğer metro 2033 ve last light ile bu seriyi sevdiyseniz, exodus sizi adeta büyüleyecek.

hikaye, artyom’un nükleer savaş sonrası harabeye dönen dünyada daha fazlasını arama çabasıyla başlıyor. metro’nun karanlık tünellerinden çıkıp, genişleyen bir dünyaya adım atıyoruz. ama bu geniş dünya, daha az tehlikeli değil. artyom ve spartalı dostları, aurora adını verdikleri trende yolculuk yaparken farklı bölgelerden, kültürlerden ve tehditlerden geçiyorlar.

her durak, farklı bir hikaye. volga’nın radyoaktif kıyıları, kavurucu sıcaklarıyla kasvetli bir çöl ve terk edilmiş bir orman… her bölge, yalnızca görsel olarak değil, aynı zamanda hissettirdiği duygularla da benzersiz. hikayenin duygusal tonu ise ağır; seçimlerinizin sonuçlarını görmek sizi şaşkınlığa uğratabiliyor. özellikle oyunun finali… bazı oyunlar vardır, bitince bir boşluk hissi bırakır; işte metro exodus tam olarak böyle bir oyun.

nükleer kıyametin getirdiği çöküntüyü ve insanlığın bu dünyadaki yerini sorgulatan detaylar mükemmel işlenmiş. aurora ile yaptığımız yolculuk beni o trenin bir parçasıymışım gibi hissettirdi. her durak, her mevsim, her yeni bölge kendi hikayesini anlatıyor. kavurucu çöl sıcağından kışın dondurucu soğuğuna kadar her ortam o kadar iyi işlenmiş ki, her adımda artyom ve ekibinin hayatta kalma mücadelesini iliklerimde hissettirdi.

karakterler… işte burada oyun beni tam kalbimden vurdu. aurora’daki ekip, sadece bir grup asker değil, bir aile gibi hissettiriliyor. anna, miller, sam, alyosha… her biri farklı kişiliklere ve hikayelere sahip. bu karakterlerle bağ kurdukça, her diyalog, her sahne daha anlamlı hale geliyor. özellikle anna ile olan ilişkimiz, olası bir nükleer savaş sonrasında ben ve sevgilim ile yaşamak istediğim bir ilişki. artyom'un umudu, anna ile ilişkisi, miller’ın otoriter ama babacan tavrı… hepsi öyle gerçekçi ki, sanki oyun oynamıyorum, gerçekten yaşanmış olayları ana karakterin gözünden izliyorum. özellikle karakterlerle bağ kurduğunuz anlarda öğrendiğiniz ve hikayeyi zenginleştiren, onların basit birer npc'den çok birer "insan" olduğunu size hissettiren detaylar… bazı sahnelerde resmen gözlerim doldu. hikayenin dramatik yönü o kadar iyi işlenmiş ki, finalde gerçek anlamda boşluğa düştüm. bu dünyadan ayrılmak istemedim.

oynanış tarafına gelirsek, metro exodus, açık dünya ile lineer hikaye anlatımını mükemmel bir dengede buluşturuyor. her bölgede özgürce keşif yapabilirsiniz, ama hikayenin sizi yönlendirdiği yollar asla yapay hissettirmiyor. crafting sistemi, kaynakları dikkatlice kullanmanızı teşvik ediyor. her kurşun değerli, her medkit hayati, filtreni değiştirmeyi unutma necati. işte bu gerilim, tam metro'nun özeti.
sessizce ilerlemek mi yoksa çatışmaya girmek mi? her zaman olduğu gibi, bu sizin kararınız. düşman çeşitliliği oldukça zengin: insan grupları, mutasyona uğramış yaratıklar ve daha fazlası. gece/gündüz döngüsü ve dinamik hava koşulları ise oynanışa derinlik katıyor. örneğin, gece daha fazla yaratıkla karşılaşabilirsiniz, ama düşman grupları gündüze nazaran daha savunmasız olabilir, yani "gizlilik" temelli ilerleyebilirsiniz. metro’nun hayatta kalma temasını güzel bir şekilde genişletip derinleştirmişler. crafting ve silah özelleştirme sistemi ise tam bir şaheser. önünüze bir menü açmak yerine, çantanızı sırtınızdan indirip, yere oturup sessizce bir şeyler tamir etmek bile o gerilim dolu atmosfere kömür atıyor.

grafikler… ne desem az. sisli bir bataklıkta gezinirken nefesinizi tutuyorsunuz, ya da kar fırtınasında ilerlerken gerçekten üşüdüğünüzü hissediyorsunuz. ışıklandırmalar, gölge detayları ve çevre tasarımı tek kelimeyle harika. yağmurun, çamurun, sisin, içinde kayboluyorsunuz. oyun biraz daha sizi içine çekebilmeyi başarabilse radyasyon zehirlenmesi yaşayacakmışsınız gibi.

hiç mi eksisi yok? belki bazı oyuncular açık dünya yapısının önceki oyunların klostrofobik atmosferinden biraz uzaklaştığını düşünebilir. fakat bence bu değişiklik, seriye yeni bir soluk getirmiş ve doğru bir karar olmuş.

sonuç olarak, metro exodus benim için sadece bir oyun değil, unutamayacağım bir yolculuktu. seriyi seven herkes için tam anlamıyla zorunlu bir deneyim. keşke unutup tekrar oynayabilsem.

10/10