logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Metaphor: ReFantazio

Wednesday, October 16, 2024 1:03:12 PM

Metaphor: ReFantazio Review (Vithriel)

Oyunu bitirdikten sonra üzerine bir şeyler yazmak istedim çünkü beklediğim ve beklentimin çok yüksek olduğu bir oyundu. Peki oyun beklentilerimi karşıladı mı? Bazılarını karşıladı ama bazılarını ise ne yazık ki karşılamadı. Ki karşılamadığı noktalar daha fazla olduğundan ne yazık ki benim için hayal kırıklığı diyebileceğim bir oyun oldu. Ha bu demek değil ki oyun kötü. Oyun gayet iyi. Sadece benim kafamda beklediğim oyun değil bu oyun. Önce benim için neden hayal kırıklığı olduğundan sonra iyi bulduğum yanlarından bahsedeyim.
Öncelikle oyunun girişi bence Atlus'un diğer oyunlarına kıyasla epey zayıf. En azından benim oynadıklarıma kıyasla. Oyunun beni hikayesine alabilmesi epey vakit aldı. Bu da özellikle oyunun ilk kısımlarının çok sıkıcı geçmesine neden oldu. Combat'ı ve müzikleri aslında aşırı güzel olsa da ana karakter ve hikayesi içine alamadı maalesef. Ama belli bir noktadan sonra oyun temposunu oturtunca ve konseptini kavrayınca güzel ilerledi. Ancak oyunda tüm olayların koptuğu ve arkasından büyük plot twist'lerin açıklandığı uzunca bir kısım var. Tam olarak bu kısma kadar oyun aynı Persona 5 gibi yavaş ama güzel bir tempo ile ilerlerken bir anda finale gidip bitti diyebilirim. Bu noktadan sonra bence oyun hem karakter sayısı olarak hem de hikaye parçaları olarak eksik hissettirdi bana. Açıklanan plot twist'in kendisi ise hem oldukça kafa karıştırıcı hem de temeli yeterince sağlam değil diyebilirim. Öncesinde yapılmış pek bir foreshadowing yok, varsa da ben kaçırdım. Ve bu noktadan sonra hikayenin ilerleyiş ve bitiş şekli de epey alışılagelmiş diyebilirim. Ayrıca oyunun karakterlerini bireysel olarak sevsem de bana oyunun sonuna kadar ne gerçekten arkadaşlarmış gibi hissettirebildiler ne de bir ekip gibi. Ayrıca bu oyun gibi yetişkinlere yönelik tema ve konsepti olan bir ürüne bence "arkadaşlığın gücü" gibi konseptler pek yakışmıyor. Ya da en azından ben yakıştıramıyorum. Yakıştıramadığım bir diğer şey ise bu konseptte ve temada bir hikaye için karakterler fazla "iyi". İyiden kastım neredeyse tüm karakterler Lawful Good alignment'ına sahipler. Özellikle ana karakterin bu kadar iyi olması. Bu tarz senaryolarda başta ana karakter olmak üzere oyundaki karakterlerin saf beyaz ya da saf siyah değil de gri olmaları ya da seçimler ile iki taraftan birine yönlendirilebilir olmaları bence daha uygun. Şimdi bu konuda ufak bir spoiler'a giricem. Oyunu oynamadıysanız ve merak ediyorsanız kesinlikle bakmayın. Ana karakterimizin oyundaki prensin kendisini ideal olarak gördüğü bir formun ete kemiğe bürünmüş hali olması elbette bu durumun en büyük nedeni. Bundan dolayı oyunda öyle olmasaydı böyle olsaydı demek biraz anlamsız kalıyor. Ancak bu bir hikaye tercihi olmuş olsa bile beni alabilen bir hikaye tercihi olmadı maalesef. Twist yapıcam diye zorlarken hikaye temasına göre fazla masalsı kalan bir ana karakter oluşmuş. Twistlere hiç girmeden gri bir ana karakter yapılmış olsaydı daha memnun ayrılırdım diyebilirim . Ve bir de bence oyun plot twist yapmaya bence biraz fazla zorluyor kendisini. Olan twistler genel olarak pek etkileyemedi beni. Persona 5'te hayran kalmıştım mesela. Ancak bu konuya yapılan twisti anlatmadan konuşamayacağım için üzerinde durmam mantıksız olur. O yüzden geçiyorum o noktayı. Kısacası hikaye ile ilgili çoğu şeyden pek hoşnut değilim diyebilirim.
Diğer bir nokta ise bence bu oyun Persona olmak ve Shin Megami Tensei olmanın arasında çok fazla kalıp ne ikisinden birisi olabilmiş, ne ikisi de olabilmiş, ne de ikisi de olamayıp kendince bir tarz oluşturabilmiş. Oyun hepsinin ortasında kalıp tek başına bir şey olamamış gibi hissettirdi bana. Öncelikle bence bu oyundaki gece gündüz döngüsü ve takvim sistemi tamamen gereksiz. Aynı şekilde karakter bond'ları da gereksiz. Oyundan bunları komple çıkartıp SMT5V gibi ilerleyen bir oyun yapsalardı oyundaki bu arada kalmışlığı büyük oranda engellerdi diye düşünüyorum. Çünkü oyun temel ilerleyişte Persona iken oynanışında ise SMT olmuş. Oyunun oynayışı büyük oranda mükemmel ve aşırı zevkli olsa da klasik SMT tarzı çok kazık boss savaşları var ve oyun sizden epey uzun bir süre grind yapmanızı istiyor özellikle oyunun son kısımlarında, hikaye bir anda ilerleyip final yapmaya karar vermişken. Yani bence bu iki önemli kısım birbirleriyle zıtlaşıyorlar oyunda.
Ve son olarak benim sevemediğim şeylerden birisi ise bu oyundaki genel karakter tasarımları. Bu tarz orta çağ ve politika temalı oyunlara bence kedi/tavşan kulaklı, tilki/köpek kuyruklu, kafasından ya da belinden kanatlar çıkan, boynuzları olan, humanoid hayvan tasarımı gibi daha çok animelerde göreceğimiz uçuk karakter dizaynlarını ben yakıştıramıyorum. Bana isekai bir anime izliyormuşum ya da çok ucuz ve dandik bir JRPG oynuyormuşum hissi uyandırıyor bu tasarımlar. Ve bu kalitedeki bir oyuna yakıştıramıyorum. Evet oyunda çok fazla ırkçılık temaları var ve bunlar için konulmuş şeyler ama ben açıkçası klasiklemiş elf, ork, insan, cüce, goblin, buçukluk gibi ırkların kullanılmasını tercih ederdim. Bunlarla da gayet iyi verilebilirdi o ırkçı temalar.
Sevdiğim kısımlardan da hızlıca bahsetmem gerekirse oyunun combat'ı kesinlikle çok iyi. SMT5'in kullandığı combat ile çok benzer olmakla beraber Archetype'lar aracılığıyla oyuna eklenen job sistemi de aşırı güzel olmuş. Eğer savaş sırasında bu Archetype'ları değiştirebilseydik bence çok daha iyi olurdu ama şu anki haliyle de gayet iyiler ve eğlenceliler. Karakterlerın sınıflarını Persona'daki gibi sınırlı tutmayıp sürekli değiştirmek sonraki oyunlarda da isteyeceğim bir sistem gayet. Onun dışında müzikler her Atlus oyununda olduğu gibi muhteşemler. Shoji Meguro bence oyun dünyasında bu işte bir numaralı adam. Bu oyunda yine şaheserler çıkartmış. Yaratılan evren oldukça iyi. Temelleri sağlam ve aynı evrende başka oyunlar çıkarmaya çok müsait. Keza devam oyunu ya da yeni oyun geleceğine ben eminim. Karakterlerin de hemen hepsinin bireysel hikayeleri oldukça iyi. Hepsinin bir kişiliği var ve kendi başlarına ayakta durabiliyorlar. Bu da önceki Atlus oyunlarında pek göremediğimiz bir durumdu. Ve son olarak oyunun genel stili yine Persona 5'te olduğu gibi çok iyi. Oyunun menüleri, ara sahneleri, sahne geçişler, yükleme ekranları hepsi çok iyi. Zaten atlustan artık daha azını da bekleyemem. Çok iyi yapıyorlar bu işi.
Ve sanırım bu yazı bu kadardı. Aslında daha üzerine konuşabileceğim ve konuşmak isteyeceğim çok fazla şey var ama hemen hemen çoğuna değinmişimdir diye düşünüyorum. Tekrardan söylemek isterim ki oyun oldukça iyi bir oyun. Benim beklentilerim biraz fazla yüksekti oyundan. Ayrıca aynı stüdyonun aynı sene çıkardığı bir diğer oyun olan SMT5V ile kıyaslarsam çoğu noktada da onun gerisinde kalan bir yapım olmuş maalesef...
Oyuna puanım: 7/10