logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Metal Gear Solid V: The Phantom Pain

Friday, February 17, 2023 5:24:25 PM

Metal Gear Solid V: The Phantom Pain Review (Ealsolith)

Metal Gear serisine bu yıl ilk defa girme fırsatım oldu. Serinin çoğu oyununu izleyerek, bazılarını ise oynayarak deneyimledim. O yüzden bu incelemeyi yaparken ilk başta kısa bir şekilde diğer oyunlardan bahsetmek isterim.
İlk iki Metal Gear oyunu hakkında söyleyebileceğim pek fazla şey yok fakat 98 yılında çıkan MGS oyununun neden bu kadar sevildiğini ve üst yere konulduğunu bu yılda dahi deneyimlerken görebildim. İnternetin bir yerlerinde gördüğüm repliklerin, seslerin, memelerin nereden geldiğini görmek benim için mükemmel bir histi. Oyunun hikayesinin kompleksliği ve aynı zamanda komikliği de beni gerçekten memnun bırakmıştı. Ardından ise MGS 2'yi tüketmiştim. Gerçekten benim için ilk oyun kadar etkileyiciydi, özellikle 20 yıl aradan sonra bile bunu başarması bazen o zamanda tüketseydim acaba ne hissederdim düşüncesini aklımın bir köşesine yerleştiriyordu. Hemen ardından ise serideki üçüncü oyun mükemmel bir hikaye anlatısıyla, karakterlerle, repliklerle daha da derinlik katmıştı seriye. Üçüncü oyun ile birlikte Big Boss'la yani ilk iki oyundaki "kötü karakterimizle" tanışmıştık. Bu oyun bu seriyi daha dikkatli araştırmama, karakterlere ve olaylara daha dikkatle bakmamı sağlamış oyundu. O yüzden ne kadar oynamasam da yeri ayrıdır.
Dördüncü oyuna gelecek olursak, bu oyunla ilgili bazı mixed hislerim ve düşüncelerim var. Büyük olaylar, büyük düşmanlar, geniş geniş sinematikler. Oyun, son oyun ve düğümlerin çözüleceği son an olduğunu açık açık hissettiriyordu ve öyle de oldu açıkçası. Oyunu sevmiştim, duygulanmıştım, ama bazı şeyler biraz fazlaydı sanki
Tıpkı bu oyunda bazı şeylerin az olması gibi.
Metal Gear Solid The Phantom Pain. İyi yönlerinden başlayacağım ama çok fazla uzun olmasından korkuyorum, çünkü gerçekten hayatımda oynadığım en eğlenceli ve iyi gizlilik oyunuydu bu oyun. Başka hiçbir oyunda bu kadar rahat bir karakter kontrolü görmedim ben. Operasyonların güzelliği, çeşitliliği oyunu bende altmışlı saatlerde anca tekrar hissine yakalanmamı sağlamıştı. Dediğim gibi altmış saat. Büyük bir oynanış sunuyor size ve bunu büyük bir samimiyetle söyleyebilirim ki iyi bir şekilde yapıyor. Oyunla ilgili bahsedebileceğim çok şey var ama önemi var mı bilmiyorum. Çünkü oynarken bunları göreceksiniz zaten. Askersiniz, pardon, teröristsiniz ve bir takım operasyonlara çıkıp o operasyonlara göre eşyalarınızı, silahlarınızı yanınıza alıyorsunuz. Bölgeye yaklaşmadan önce gözlemliyorsunuz, planlıyorsunuz, ekibinizden adamlarla konuşup, partnerlerinizden yardım istiyorsunuz ve ayrıca köpeğinizi sevip(love u d dog) yeni şeyler deniyorsunuz ve görevlerinizi tamamlıyorsunuz. Bu gerçekten eğlenceliydi ve beni yüz saat oynatmayı başardı.
Gelelim neden başta az kelimesini kullandım peki.
Arkadaşlar MGS serisine ve Kojima manyağına aşinaysanız bu oyun serisinin sinematik bir anlatıyla birlikte uzun uzun hikayelere, diyaloglara sahip olduğunu bilirsiniz. Ha, işte bu beşinci oyun öyle değil. Bu oyun uzun uzun oynanmak için yapılmış, oyunu bırakmasam hala yapacağım birçok "online" özellik mevcut yani. İşte, bu bizim bildiğimiz MGS değil ve bu yüzden zamanında çoğu insan tarafından gömülmüştü. Benim kişisel düşüncem ise.... pek umrumda olmadı. Açıkçası dördüncü oyundaki doksan dakikalık sinematiklerden daha çok rahatsız olmuştum. Fakat oyunun bazı yerlerinde bunun eksikliğini daha çok hissediyoruz. Benim sinirimi bozan kısım burada başlıyor aslında. Bu oyunun potansiyeli o kadar yüksekti ki. Oynarken çıldırdım resmen. Tarihin en iyi oyununu yapabilirlerdi eğer işler yolunda gitseydi. Oyunun sonunu ilk oyunun (87 yapımı) başına bağlayabilirlerdi ve açık bir kısım kalmazdı. Bu çok üzücü, oyunun ikinci kısmı bilinmeyen nedenlerden ötürü tam değil. Fazla etkiledi mi beni, pek değil çünkü ardından ne olacağını biliyoruz.
Bu sinir bozucu kısmın bir diğer sinir bozucu tarafı da kasetlerdir. buna ek olarak diğer bir sinir bozucu tarafı da Snake'in sesini değiştirmeleridir.
Oyunun Villianı ise benim çok ilgilimi çekti motivasyonuyla. Keşke daha iyi işlenebilseydi. Çünkü yaşanan olaylar ve bahsedilen konular daha önce görmediğim bir şekildeydi. Bir dile düşman olmak, bunu haklı sebeplerle yapmak, onu yok etmeye çalışmak izlemesi ve oynaması alışılmadık bir konuydu. Kojima'nın kötü adamlarını bu yüzden ilgi çekici buluyorum zaten.
Bunun dışında oyun üste anlattığım gibi, içinde birçok şey var seveceğiniz ve gameplay olarak en tatlı bulacağınız oyunlardan biri olacak, bence kaçırmayın. Keyifli oyunlar.