Max Payne Review (Mixelsion)
BAŞLARKEN
İncelememe geçmeden önce küçük bir anekdot paylaşmak istiyorum. Sene 2005, ilk bilgisayarım alınmış… Toplama kasa, tüplü monitör, toplu mause… Sağ olsun babam bilgisayarı alırken bi kaç da oyun almış. Oyun dediysem öyle büyük şeyler beklemeyin, disket oyunları. En babası ZEEK THE GEEK diye bi’ oyun. Tabii o zamanlar internet çok nadir olduğu için en büyük eğlencemiz çizgi roman ve dergiler. İşte bu dönemlerde Chip dergisi sayesinde tanışmıştım Max abimizle. Hikâyesi çocuk aklımla beni benden almıştı. Haliyle o hurda bilgisayarıma kendi çabalarımla bulup yüklediğim ilk oyunlardan biri Max Payne 2’dir. Evet ben bu seriyi önce ikinci ardından ilk oyunu oynayarak bitirdim.
NETFLIX GETİR GÖTÜRÜNÜ YAPSIN
Max abimiz NYPD’de çalışan, dürüst ve çalışkan bir polistir. Bir gün evine döndüğü sırada evin saldırı altında olduğunu fark eder fakat geç kalmıştır, karısı ve bebeğini kurtaramaz. Saldırganları öldürür ama bu, yüreğindeki yangını söndürmeye yetmez. Max abimiz saldırganların kanında yüksek dozda Valkyr adlı bir uyuşturucu olduğunu öğrenir ve “Siz misiniz gençlere uyuşturucu satıp ocaklara kor alevler düşüren” der. Ardından iş arkadaşı Alex Balder'ın “Gel narkotikte beraber çalışalım” teklifini kabul eder. Aradan 3 sene geçer. Max abimiz sonunda uyuşturucu tedarikçisinin kim olduğunu tespit eder; Punchinello suç ailesinden Don Puchinello ve Jack Lupino. İntikam ateşiyle yanıp tutuşan Max abimiz bu adi köpeklerin peşine düşer ve olaylar gelişir…
Okuduğunuz üzere pek çok filmin veya dizinin konusu Max abimizin hikâyesine çok benzer. Bu da bize şunu düşündürüyor; Ya senaristler yeni şeyler yaratmakta beceriksiz ya da Max abiminiz hikâyesi çok çok iyi.
https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2970956495
KİŞİSEL GÖRÜŞÜM
Yıllar geçtikçe izlediğim dizi, film ve okuduğum çizgi romanlar da değişti tabii. The Punisher ile tanıştıktan sonra Max abimizin hikâyesi ile benzerlikleri bana hep “Acaba çakmışlar mı lan?” diye sordurdu kendime. Fakat sonradan fark ettim ki The Punisher’ın hikâyesi 1986’da yazılmış. Haliyle eğer bir çakma durumu varsa Max abimizin hikâyesini süsleyerek çakmışlar demek daha doğru olur. Fakat öyleyse bile muazzam bir iş çıkarmışlar. Çünkü iki karakter de aynı intikam duygusunu kendilerince o kadar farklı ve birbirinden güzel şekilde işlemişler ki iki karakteri de ayı ayrı tebrik ediyorsunuz.
SON CÜMLELER
Çıktığı yıla göre bence zamanının alternatifsiz, tek oyunu diyebilirim Max Payne için. Rockstars Games Max Payne ile neler yapabileceğini daha o zamandan göstermek istiyormuş sanki. Çevre ile etkileşim, silah çeşitliliği en önemlisi Bullet Time özellikleri o yıllarda neredeyse hiçbir oyunda yoktu. Haliyle büyük ses getirip bugün bile unutulmaz bir oyun oldu Max Payne bizim için.
Zamanında iyi ki seriyi kütüphaneme eklemişim. Artık maalesef ilk ve ikinci oyun steam pazarında yer almıyor. Fakat üzülmeyin, dilerseniz steam dışından CD Key satın alıp hala kütüphanenize ekleyebilirsiniz. Ne kadar zaman geçse de asla eskimeyecek bir şaheser.