Max Payne 2: The Fall of Max Payne Review (brkkrkya)
Oyun dünyasının en çok adından söz ettiren intikam hikayelerinden birisi olan Max Payne'in, yıllar geçse de hala taş gibi duran devam oyunu. Hani bazı oyunlar vardır, oynarken mükemmele yakın bir deneyim yaşadığınızı hissedersiniz ve bunun aslında ne kadar nadir olduğunu anlarsınız. Oyunu bitirmeye adeta kıyamazsınız. İşte bu oyun da bana bu hissi yaşatan, ne zaman görsem yüzümde bir gülümse oluşturan oyunlardan birisi.
İlk oyunun üzerine grafik, oynanış, prodüksiyon, diyaloglar ve anlatım dili olarak her anlamda çıkmış bir oyun. Remedy'nin bugün Control, Quantum Break, Alan Wake gibi modern oyunlarını oynadığınız zaman aslında hepsinin anlatı tarzının Max Payne'de şekillenmiş olduğunu görebiliyorsunuz. Bu oyunla ilgili en sevdiğim şey atmosferi kesinlikle. Birçok farklı oyunda güzel bir vuruş hissi, hikaye anlatımı görebilirsiniz ama Max'in içine düştüğü depresyonu, Mona'ya çaresizce aşık olup, bir yandan da ona güvenmemesi gerektiğini bilerek kendisini kontrol etmeye çalışmasını ve hayatını sorguladığı anları böyle bir atmosferle oyuncuya sunmak hakikaten büyük başarı. Apartmanda geçen bölümlerde o soluk renk tonları ve komşuların birbirinden haberinin olmadığı kaotik, depresif havayı resmen oyun solumamızı sağlıyor. Bu benim 4. bitirişimdi. Muhtemelen ilerleyen zamanlarda ziyaret etmeye devam edeceğim. Yeniden yapılacak olması ise bence harika bir haber oldu. Herkese bu oyunu oynamasını gözüm kapalı tavsiye ediyorum.
Not: Oyunun modern sistemlerde sorunsuz çalışmasını sağlayacak çok basit bir yaması bulunuyor. Muhakkak onu uygulayarak oynamanızı tavsiye ederim.