Mafia: Definitive Edition Review (vito_scaletta)
Mafia; yıllar öncesinde insanlara kendisini sevdiren ve gönüllerde taht kuran bir oyun oldu. Çıkarılan Kurtlar Vadisi Modu, bu deneyimi daha eşsiz bir hale getirdi. Akabinde ödül törenine çağrılarak efsaneler arasında yer almaya hak kazandı. O yılları hala hatırlarım; hani bir oyunu defalarca bitirir ve yeniden oynamak istersin. Sıkılmaz, usanmaz ve ilk günkü heyecanla oynarsın. Hele o kurtlar vadisi modu yok mu, bir yama bir oyuna nasıl bu kadar da yakışabilirdi?
Zaman herkesi öldürüyor; günler ayları, aylarsa yılları kovaladı. Mafia tarihin tozlu sayfalarında yerini aldı, arada sırada üstünü silip yerine koysak da pek yüzüne bakamaz hale geldik. Ne de olsa dünya değişmişti; o zamanki şartlar ile bu anı kıyaslamak imkansızdı. Eski aşklar çoktan unutulmuş, kalplerin derin kuytularında sandıklara kilitlenmişti. Derken tam 20 yıl sonra Mafia bu paslı kilidin topuklarına sıktı ve yeniden küllerinden doğuverdi. Peki 20 yıl sonra çıkagelen Mafia; içindeki delikanlı ile o eski günleri yad etmeyi başarabilecek miydi? Gelin hep birlikte göz atalım.
Mafia: Definitive Edition ilk oyuna olabildiğince sadık kalınarak ortaya konan bir yapım olarak öne çıkıyor. Yani çok büyük değişiklikler bekleyenler için bir hayal kırıklığı olabilir. Grafiksel olarak epey bir yol kat etmiş, hikayenin ilerleyişi de makul bir şekilde ilerliyor ama eleştirdiğim bir nokta var: Abi, neden bu oyuna yan görevler dahil etmediniz? Ana hikayeye yine bağlı kalın ama eklentiler hiç de fena olmazdı. Gözlerim onları aramadı desem yalan olmaz. Piyasaya açık dünya bir TPS sunacak ve ortalıkta mal mal gezinin diyeceksiniz. Yok böyle bir dünya, kusura bakmayın. En azından geldiğimiz çağda yok.
Hikaye; Tommy Angelo adındaki sıradan bir taksicinin mafya çatışmasının tam ortasında kalmasıyla başlıyor. Kafasına yöneltilen silahı gören Tommy, ödü bo.k.una karıştığından denileni yapar ve ilk işini hakkıyla yerine getirmeye çalışır. Sonuçta erkekliğin birinci kuralı kaçmak değil midir? Kaçmasa yanındakiler, kaçsa arkasındakiler zıplatacak. Ne yapsın bu adam? O da verilen vazifeyi hakkıyla yerine getirerek bu camiaya adımını atmış oluyor. Sıradan bir vatandaş olarak hayatına devam etmeye çalışsa da kader ağlarını örmüştür bir kere... Maceramız da bu şekilde başlamış oluyor.
Oyun çok hızlı bir şekilde ilerliyor; bir anda neyin ne olduğunu anlayamadan kendinizi oyunun sonunda bulabiliyorsunuz. Bunda sürükleyici olmasının payı da var elbet ancak oyundaki ek ve anlamlı görevlerle ana hikayeye kısa bir mola vermek isterdim. Sükseli arabalar ve şehir tüm güzelliğiyle gözlerimizin önüne seriliyor, bu konuda Hangar 13 başarılı bir iş çıkarmış. Kendilerini tebrik etmek gerekiyor. Rahatsız olduğum bir diğer nokta ise; Paulie'nin süzme bir salak gibi, Sam'in de kendini beğenmiş bir ukala gibi gözükmesinden ileri geliyor. İlk oyundan hala hatırlarım; Tommy, Sam ve Paulie kardeş gibidirler. Birbirleri ile dostlukları çok içtendir. 20 yıl sonrasında Sam'in Paulie'ye köpek gibi davranması ve arkadaşlarına soğuk nevale olması, Paulie'nin de kötü espriler yapan bir avanak olması tüylerimi diken diken etti. Eski samimiyeti hissedemedim. 20 sene sonra bu adamlar kimlik mi değiştirdiler? Pek anlayamadım. Müzikler ise kurtlar vadisi modundaki gibi ateşlemiyor ancak dönemi fazlasıyla yansıtıyor. Caz manyakları.
Uzun sözün kısası; artıları ve eksileri ele alındığında artıları ağır basan bir yapım olmuş Mafia. Seneler sonra ne kadar yaşlanmış olsa da kalbinin hala genç bir delikanlı gibi attığını görmek çok güzel bir duygu oldu benim için. Yine de sağlığına dikkat etmesi gerekiyor. Hastanelerde baştan aşağıya check-up yaptırmak indirime girebiliyor. Böyle bir indirim dönemine girdiğinde siz de faydalanın derim. Belki yeniden karşılaşabilir, eski günleri özlemle anabilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=QzxAWnW7xDo