Kingdoms Reborn Review (wulfive)
Bu yazdıklarımı oyunda kısa, 2-3 saatlik bir el attıktan sonra okumanız daha iyi olur.
Kingdoms Reborn adlı strateji oyunu için rehber/tavsiyeler:
Kingdoms Reborn
Puan: 8/10
TAVSİYELER
1. Her şeyden önce oyunda mesafeler çok önemli. Bir kişinin herhangi bir mala erişimi aynı gerçek hayattaki gibi. Geleneksel strateji oyunlarında olduğu gibi kaynakların herkese sihirli bir şekilde eşit dağılacağını varsayarak oynarsanız, şehir büyüdükçe bir noktada darboğazla karşılaşıyorsunuz. Ben 850 nüfusa ulaştığımda bu darboğaza ulaştım. Ancak o zaman yapay zekanın niçin her binanın çevresini çılgın gibi yollarla sarmaladığını anladım.
- En fazla üç bina yanyana olmalı diye bir sınır koymuş olayım burada.
- Ayrıca birbiriyle bağlantılı binaları da yanyana koymaya çalışın. Örneğin Kil Ocağının yanında mutlaka Çömlekçi ve Tuğla Fabrikası olsun. Çünkü Kil Ocağından çıkan çalışan adım adım o killeri Çömlekçi'ye götürecek. Daha dikkatli bir oyun istiyorsanız binaların girdileri ile çıktılarını hesaplamanız lazım.
-Evlerin iş yerlerine olan mesafesi ise anladığım kadarıyla önemli değil. İş heri belli bir yarıçapın içinde olsun yeter. Öyle çalışanlar eve uyumaya falan gitmiyor.
Ev mesafelerinin tek etkisi şu: Eve en yakın yerde çalışıyorlar.
2. Bina isminin yanındaki minik oklardan binalar arasında geçiş yapabiliyorsunuz. Bu mekanik olmadan oyunu oynamak işkence halini alıyor, benim keşfetmem epey uzun sürmüştü, bu da önemli.
3. İstihdam Bürosu ana mekaniklerinden. Binaya tıklayınca bir liste geliyor: Binalarda çalışanların listesi. En üstte olan bina en öncelikli. En altta olan ise en az önceliğe sahip; herhangi bir durumda çalışan sayısı azalırsa ilk boşaltılacak olan bina (çalışanlar ihtiyacın olduğu diğer yerlere gidiyorlar). En üstte işçi ve inşaatçı var, açıklamaları imleci üstlerine getirince görüyorsunuz. Tiki koyarsanız manuel olarak şehirde kaç işçi ve inşaatçı olacağını sınırlandırabiliyorunuz. Dikkat, atama değil, sınırlandırma. İnsanların ne zaman işçi, ne zaman bina çalışanı olacağını ise yapay zeka belirliyor.(%90 bina çalışanı olmasını sağlıyor.)
Dipnot: Sol üstte gördüğünüz çocuk nüfus çalışmıyor.
Eğer nüfus aşırı gelirse:
>Göçmen bürolarını kapatın,
>Tuğlacı gibi çok işçi isteyen binaların sayısını azaltın,
>Kullanışsız binaları kaldırın,
>Müttefikiniz saydığınız komşuya vatandaş hediye edin.
4. Oyuna başlarken şifalı bitki ve odun alın (dükalık için). Şifalı bitki üretmeniz bir yıldan uzun sürüyor, eğer yeterli ilaç yoksa o süreçte hastalanıp ölüyorlar. Odun ise direkt bina yapmak için. Odununuz yoksa başlangıçta aşırı yavaşlıyor ilerlemeniz.
5. Elçilik açıp yatırım yapın. 2 yıl sonra harika gelir elde ediyorsunuz. Mümkün mertebe yapın. Yabancı mahalle aşırı pahalı ve hiçbir getirisi yok.
6. Çiftçiler yalnızca yazın çalışıyorlar ve hasat bitince sıradan vatandaş oluyorlar. Eğer hasat bittikten sonra hâlâ çiftçiniz varsa bilin ki nüfusunuz fazla ve ileride başınız belaya girebilir. Oyundaki en büyük kriz gıda. Ardından soğuk. Sözde üçüncü kriz olan evsizliği umursamayın.
Gıda için çiftçilikten olabildiğince uzaklaşmak en sağlıklısı, evet, ama koyun çiftliği ve domuz çiftliği yeterince et vermiyorlar ve çok yer kaplıyorlar. Sadece koyun çiftliği yerleştirin çünkü koyundan yün de elde edebiliyorsunuz. O nedenle balıkçılar en büyük dostunuz. Kurabildiğiniz her yere kurun.
7. Lükslere ulaşmak için her şeyi yapın. Yoksa son çağa geçemiyorsunuz. 800-1000 nüfus civarı yaşanan darboğaz krizini bir şekilde atlatsanız bile lüks mallarınız olmadığı için ilerleyemiyorsunuz.
OYUNUN PATLADIĞI NOKTALAR
Tepe not: Dikkat, aşağıda bahsedeceğim kartların/binaların hiçbirisi işe yaramaz değil. Sadece bir süreden sonra şehrin ortasında kaldıkları için işe yaramaz oluyorlar. Yani "binayı desteden çıkar" kartı da geçerli bir çözüm değil...
1. Odun mekaniği. Bu oyunun en büyük problemi. Şehir büyüdükçe ağaçların kesilmesinden mütevellit:
A> Oduncu binaları anlamsız hale geliyor. Bir süreden sonra bölgede ağaç kalmıyor ve yeni bölge satın almadan ağaç kesemiyorsunuz. Ve oduna her zaman ihtiyaç var. Oyun bu problemi "Paranızın yarısıyla anında odun alın" kartıyla çözmeye çalışmış. Genel oynanışa uyan bir çözüm bulamamış.
Normalde bir malın ticaretini yapınca ciddi bir bekleme süresi oluyor, bu süre boyunca içinde ticaret yaptığınız binayı kullanamıyorsunuz. Eşittir bu kart oyunun gerçekçilik ilkesine de aykırı.
B> Arıcı binaları kullanılamaz hale geliyor. Yani bal ve balmumu üretilemiyor. Nihayetinde mum da yapılamıyor. Mum, lüks olduğundan ilerlemenizi de kaybediyorsunuz. Balın doğadaki ağaçlardan toplandığını kim uydurdu? Arıcıların kovanları vardır, balı oradan toplarlar. Bunun güncellenmesi lazım.
C> Meyve toplayıcısı binası da aynı şekilde. Doğadan meyve toplamanın yanında "meyve bahçesi kur" adlı bir seçenek olmalı. Yoksa şehir büyüdükçe binanın bir anlamı kalmıyor.
2. Oyunda neden bir binayı taşıyamıyoruz? Gerçek hayatta işletmeler taşınmıyor mu? "Binayı fiyatının yarısıyla geri alıp sonra başka bir yerde kurabiliyorsun" demeyin. Başka yerde kurunca binayı sıfırdan yapıyorsun.
Oyuna "bina taşıma" seçeneği gelmeli ve ilk defa kurulurken istenen kaynakların da çeyreği veya üçte biri istenmeli. Bu kaynaklar elde yoksa taşıma gerçekleşmemeli. En önemlisi de taşınan çok daha hızlı bir şekilde inşâ edilmeli. Taşınan binanın çalışanları direkt yeni binanın inşâsına gitmeli.
Görüldüğü gibi 1. ve 2. problem aslında birbiriyle bağlatılı. Şehir içinde işe yaramaz kalan binalar taşınabilse bu sorunlar büyük oranda ortadan kalkar. Bunların üstüne:
3. Ortadan kalkan küçük binaların yerine daha fazla kullanışlı ufak birimler gelmeli. (Çalı ve depolama birimi gibi.)
4. İşe yaramaz binaları anlamak için, İstatistik Kurumu'daki "Binalar" sekmesi içinde "Geçen yıl üretilen miktar" adında bir istatistik olmalı. "Sezonsal üretim" istatistiği sadece o sezon üretilen miktarı gösteriyor, ki o da hiçbir şey ifade etmiyor.