Hunt: Showdown 1896 Review (Hallwyn)
Oyun oldukça karanlık bir atmosferde geçiyor ve bu çok hoşuma gitti. Seçtiğiniz avcınızla oyuna tek başınıza, iki kişilik veya üç kişilik gruplar halinde haritadaki avınızın peşine düşüyorsunuz. Yapmanız gereken üç temel şey var. Birincisi avınıza ait ipuçlarını bulmak. İkincisi bulduğunuz avınızı öldürmek ve defnetmek. Son olarak üçüncüsü ise haritanın kenarlarına rastgele dağılmış tahliye noktalarından birine ölmeden gidip 30 saniye bekledikten sonra görevi tamamlamak. Bu oyun PvE bir oyun olmasının yanında aynı zamanda PvP bir oyun. Yani yaratıklar sayısal üstünlükleriyle size zorluk çıkarsalar da asıl tehlike sizle birlikte aynı avın peşine düşmüş avcı veya avcılar grubu. Bu da demek oluyor ki avcıyken bir anda av olabilirsiniz. Diyelim görevi tamamlayamadınız ve öldünüz. Geçmiş olsun, maalesef avcınız üzerindeki tüm ekipman ve yetenekleriyle öldü ve geri gelmeyecek. "Peki o kadar güçlendirdiğim avcım öldü ben bu oyunun neden tekrar tekrar oynayayım ki" diyebilirsiniz ki burada da devreye yetenek kombinasyon çeşitliliği giriyor. Gelişsin diye bir ton emek harcadığınız avcınızın ölmesi elbette hayal kırıklığı yaratabilir ancak yeni bir avcı tuttuğunuzda onun yetenek ve gelişimlerini farklı kombinasyonlarla yapmak, onu hayatta tutmaya çalışmanız oyuna çeşitlilik katmış. Birçok insan avcının her öldüğünde gitmesini beğenmemiş olabilir ama benim çok hoşuma gitti.