Horizon Zero Dawn Review (GNT Gin0)
Playstation'un Pc ye çıkardığı ilk özel özel oyun olan Horizon; Zero Dawn gerçekten de özel olduğunu her açıdan hissettiren bir oyun. Uzatmadan oyunu madde madde anlatmaya başlayayım ben ;
+ Grafikler bize ne kadar güzel gelse de bu saatten sonra standart grafik kalitesi bütün AAA yapımlarda bu ve üstü olacak. Ama yine de çıktığı yıl olan 2017 den çok daha iyi kaliteye sahip.
+ Atmosfer size ne hissettirmek istiyorsa onu veriyor. Haritaya dağılmış çeşitli iklimler ve iklimlere uygun hayvanlar, manzaralar ve fotoğraf çekebilmeniz için onlarca yer. Dünyada bulunan insanların ve makinelerin de ortamlara adapte olmasını atlamadan işlemeleri iyi. Gelecekteki geçmiş(insan) ve geçmişteki gelecek(makine-robot-yapay zeka) konseptlerini birbirlerine iyi harmanlayıp bize ihtimaller dahilinde oluşabilecek dünyayı anlatıp benimsetmeleri takdire şayan.
+ Hikayesi ve hikayeyi anlatım biçimini sevdim. Ana hikayeyi bitirdikten sonra cidden ikinci oyunu için playstation almayı bir an düşündürüyor. Hikayedeki ufak açıkları -ki o kadar da önemli olmayan yerler- yan görev yaparak ya da haritaya dağılmış olan metinleri okuyarak ve ses kayıtlarını dinleyerek anlayabiliyorsunuz.
+ Görevler her açıdan oyunun özel olduğunu hissettiriyor. Yan ve ya ana görev fark etmeksizin hepsinin kendine ait sinematikleri ve seslendirmeleri var. Yan görevler diğer oyunlardaki gibi basit de değil. Kendi içlerinde ve ana hikayedeki ufak detayları dolduran hikaye de barındırıyorlar. İlk defa bir oyunda bütün yan görevleri yaparak oyunu bitirdim.
+ Harita tasarımı birbirlerine bağlı büyük harita olmasına karşı sınırları olmaksızın kendileri arasında iklimleri yüzünden ayrılan 4 bölge ve 1 tane dlc bölgesi bulunduruyor. Harita içinde ise haydut kampları, hikaye ve mızrağımızı geliştirmek için gerekli olan yer altı mekanları ve haritayı dolaşmak yerine hızlıca açmamızı sağlayan zürafa tipi robotik varlıklar.
+ Düşman çeşitliliği yeterli geldi bana. Her iklimin kendine has robotik varlıkları dışında her yerde görülebilen düşmanlar da bi hayli çeşitli. Ayrıca robo-canavarların kendine has zayıf bölgeleri olduğu için hepsini tarayıp zayıflıklarını bulmanız ve ona göre kendi saldırı stratejinizi yaratmanız gerekiyor. Bu da kestiğiniz her robo-canavarda tatmin edici bir his veriyor.
+ Oyun seviye atlama ve yetenek puanlarında oldukça cömert davrandığını söyleyebilirim. Yoldaki robo-canavarları kestiğinizde bile size azımsanmayacak derecede iyi deneyim puanı veriyor. Ayrıca oyun içindeki hayduk kamplarını temizleyince ve zürafa tibi robotik varlıkları hackleyince size ana görevin verdiği kadar deneyim puanı ve yetenek puanı veriyor. Bu da oyunda çabuk gelişmenizi ve ana hikayeyi daha rahat deneyimlemenizi sağlıyor ki benim oynayış biçimim böyle.
+ Oyun eşya geliştirmeyi kestiğimiz canavarlardan düşen çeşitli özelliklere sahip bobinleri silahlarımıza takarak sağlıyor. Ve bu da sizi oyundaki insanlar gibi parça için avcılık yapmaya itiyor. Envanteri geliştirmek ise haritanın her köşesinde bulunan hayvanların (domuz, tilki, rakun, tavşan vs...) deri, kemik ve etlerini toplayarak yapmanız gereken bir şey ve her zaman istediğiniz düşmüyor. Sıkılana kadar geliştirmeye çalıştım. Gerçi çoğunu tam geliştiremedim ama yeterli geldi bana.
- Oyunun en sevmediğim yeri ise karakterin tırmanmak için mutlaka yapımcıların çizdiği patikadan gitmek zorunda olmamız oldu. Bir yere tırmanırken gerçekten tutunma yerlerini aramak zorunda kaldığım anlar oldu. Çünkü tırmanma yerlerinin renkleri ile dağın rengi aynı neredeyse ve dikkatli bakmadığınız zaman bulamıyorsunuz. Keşke Assassin's Creed'in son oyunları gibi istediğimiz her yere istediğimiz şekilde tırmanmayı yapa bilselermiş.
Oyunun oynanış süresi oldukça yüksek ki ben DLC dahil 35 saatte bitirdim. İndirimde gerçekten kaçırmamanız gereken bir oyun.
Puan tablom ise;
50 < Oynanmaya değmez
51 - 59 = Çok Kötü
60 - 69 = Kötü
70 - 79 = İdare Eder
80 - 89 = İyi
90 - 95 = Çok iyi
96 - 99 = Mükemmel
100 = Yok öyle bir oyun.
PUAN = 91