Horizon Forbidden West: Complete Edition Review (FORZA)
Horizon Forbidden West
Merhaba Savior,
133 saatin sonunda Very Hard zorluk seviyesinde Ana oyun + ek paket olarak oyunu bitirdim. Başarımlardan NG+ gerekenler kaldı sadece. Bu oyun öncesi ilk oyunu NG+ olarak tekrar bitirdiğim için çoook uzun bir Horizon maratonu yapmış oldum.
Öncelikle ilk oyunun özellikle hikayesini çok beğenmiştim. 50 yıllık Bilimkurgu Romanı yazarlarına taş çıkartan derecede sağlam yazılmış bir Lore'a sahip seri. Bunu ikinci oyun ile de ilerletmişler.
İlk oyunda sadece not olarak duyduğumuz bir bilgi; ikinci oyunda ana hikayeye evrilmiş durumda. İkinci oyunun finali ile de daha ilk oyundan serinin bir üçleme olarak planlandığı belli oldu.
Oyuna yeni eklenen Karakterler, Tribe yani Kabileler ve Düşman/Robot çeşitleri ile Oyun Evreni oldukça genişletilmiş. Serinin en büyük artısı da bu yaratılan Evren bence. Kabileler, Kabilelerin geçmişleri, yaratılan Robotların hangi amaçla tasarlandığı vs derken gerçekten kafa patlatıldığını hissediyorsunuz. Kabileler arasındaki kan davaları, Klanlar arasında daha önce yaşanan savaşlar merak uyandırıyor.
Yok olmuş olan medeniyetten esinlenerek oluşan örf ve adetler. Bulunan kalıntılara göre şekillenen inançlar derken Lore konusunda oyun gittikçe yelpazesini genişletiyor.
Oyunda en çok beğendiğim kısım ise grafikleri diyebilirim. Alan Wake 2 ile birlikte son yılların en iyi grafiklerine sahip oyunu kendisi. Bazen bir harabe tepesinde, bazen ise bir dağın zirvesinde kendimi manzarayı izlerken buluyorum. Hatta biraz daha abartacağım; RDR2 kadar hoş görüntülerin oluştuğu anlara şahit olabiliyorsunuz. Şahsen kendimi ekran görüntüsü çekmekten alamadım bir türlü desem yeridir. Steam profilim'deki 181 adet ekran görüntüsü bu durumun kabaca özeti. :D Teknoloji videosu ayarında grafikleri var oyunun, bu konuda helal olsun Hollandalılara.
Ara sahneler özellikle Mo-Cap kalitesi ile farklı bir noktada. Trinity ablamız Carrie-Anne Moss 'u görmek sürpriz ise oldu. Rahmetli Lance Reddik 'i de son kez izlemek içimde burukluk oluştu. R.I.P. bu arada.
Yüz modellemeleri ve vücut desenlerine ayrı bir özen göstermiş Yapımcı Firma. Bu kadar çok Mo-Cap herhalde en son Star Citizen 'in hikaye modunda kullanıldı.
Bu arada ilk oyunda Bethesda kıvamındaki diyalog sahneleri beni benden almıştı. Bu oyunda güncellemeye gidilmiş ve biraz daha doğallık sağlanmış. Yine Flash TV parodileri kıvamında piyes sahneleri olmuyor değil fakat en azından ilk oyun kadar rahatsız etmiyor bu durum.
İlk oyundaki eksikliklerden olan müzikler kısmında bu kez akılda kalıcı parçalar yapılmış. İlk oyundan tek akılda kalıcı parça olan Aloy's Theme ise yenilenmiş haliyle yer almış. Bazı parçalar Vintage ve Spagetti Western esintileriyle bestelenmiş. Sahnelere ve geçişlere göre slow/hareketli parçalar seçilmiş. Özel robotlara göre hazırlanan parçaların kullanımı da çok iyi olmuş.
Gelelim oyunun en büyük yeniliklerine. İlk oyunda en rahatsız olduğum kısım olan Melee Combat ve Vuruş hissi bu oyunda tamamen giderilmiş. Özellikle yakın dövüş için getirilen combo çeşitleri insan düşmanlar ile yapılan kapışmaları oldukça eğlenceli bir hale getirmiş. Vuruş hissi ise hem Robotlar, hem de İnsanlar için elden geçirilmiş. Artık daha tok bir his veriyor.
Kullanılan Silahlar çeşit olarak arttırılmış, skiller de klasik olarak pasif/aktif skill olarak çeşitlendirilmiş. Oyunun en zevkli kısmı bence Combat ve Mobilitesi. Mobilite'de oyunun yeni mekaniklerinden olan yüzerek daha derine dalmak ve uçan robot sürmek oyunu farklı bir noktaya taşımış. Fakat burada ufak bir eleştirim olacak.
Uçan robotları hackleme özelliğini elde ettiğimiz görevi en sondan önceki ana göreve koymanın mantığını pek anlayamadım. Sanki önce Ana hikaye bitirilsin, ardından yan görev ve etkinliklere bakılsın gibi düşünülmüş. Pek hoşuma gitmedi açıkçası.
Bunun dışında yeni mekanik olarak süzülme sağlayan kalkanımız mevcut. Oyunun en yüksek dağının tepesinden atlayarak süzülmek kadar keyifli bir his yok herhalde oyunda. Öyle ki kar tanelerinin düşüşünü izlerken bir yanda yemyeşil orman içerisine inebiliyorsunuz. Anlayamazsınızzz. ^^ :)
Görevler ve ana hikaye yer yer eğlenceli, yer yer dram dolu. Genelde ise Kızıl Saçlı Yabancı kurtar biziiii şeklinde bitiyor. İlk oyundaki gizem unsuru bu oyunda pek sağlanamamış, yine de finali ile bir ters köşe yaparak üçüncü oyuna zemin hazırlanmış durumda.
Oyuna yeni eklenen etkinlikler, Yarışlar, Challenge oyunları derken harita içinde kaybolup gidiyorsunuz. İlk oyundaki Avcılık görevlerini sevmiş birisi için avcılığın dışında bu kez hem insanlar hem de robotlar ile arena dövüşleri getirilmiş. Bir diğer yenilik ise Board Game yani Masa Oyunu yaratılmış olması. Bir minigame için ise biraz fazla ayrıntılı bile sayılır. Heveslisi için keyifli olabilir.
Oyunun optimizasyonu bu kez oldukça başarılı olmuş. Önceki oyunun çıktığı dönemde yaşanan kaos, dram ve entrikaları düşününce bu kadar sessiz ve başarılı gelmesi şaşırtıcı oldu biraz. :) Emektar GTX980 ile yer yer üzse de genel olarak iyi bir performans almıştım ilk oyunda. Bu oyunda ise 2K çözünürlükte RTX 4080 ultra ayarlarda 138 FPS sabit alıyorum. Monitörüm Full hd + 144hz destekli olduğu için 4K görüntüleri bulanık geldi. O yüzden 2K'da sorunsuz şekilde deneyimledim oyunu.
Oyunun Kıyamet Sonrası kalıbı gerçekten etkileyici bence. 1000 yıl önce olanlar, adım adım yok oluşa gidiş çok iyi işleniyor iki oyundur.
Bu konuda daha önce de önerdiğim gibi Wayward Pines Kitap serisi veya dizisi izlenebilir. Özellikle ilk oyun oldukça çağrıştırmıştı beni.
Kıyamet sonrası Nevada Çölleri, (Viva)Las Vegas, San Francisco, Los Angeles ve Hollywoodı 'u görmek ürpertici olabiliyor. Özellikle Lore'a bağlı işlenen Las Vegas sekansları biraz vurucu olmuş. Aynı şekilde ek pakette yer alan Hollywood kısmı da öyle denebilir.
Ek paketten söz etmişken Burning Shores eklentisinden bahsedelim biraz. İlk oyundaki kalıp aynı şekilde tekrar işlenmiş. Ayrı ama daha küçük bir haritada geçen, Lore kısmına ise az da olsa katkısı olan bir yapı işlenmiş. Bu kez Los Angeles ve Hollywood civarlarında düşman izi sürerek devam ediyoruz yaşamımıza. Üçüncü oyuna hazırlanan zemin için de az da olsa farklı dallardan uzantılar yapılmış durumda.
Bahsetmeden geçmeyeyim; oyunda bol gönderme, Easter egg mevcut. Diğer Sony yapımlarına da saygı duruşu yapılmış. Ama bence bu göndermelerden en önemlisi olan LOTR: Two Towers, ki bende tebessüm oluşturdu.
Son olarak oyunda en çok rahatsız olduğum kısımdan bahsedeyim. Maalesef oyun SJW kültürüne gömülmüş durumda. Kimsenin düşüncesinden veya cinsel tercihlerinden rahatsız olan birisi değilim.
Sadece kendi "kişisel" alanıma müdahale edilmediği sürece. Oyunda buram buram Eşcinsellik gönderileri mevcut. Tanıştığımız her 10 kadın karakterden 5i falan Lezbiyen çıkıyor, evde kalan karısını özlediğini falan anlatıyor bize. Eh, bizde ne yapalım işte Dünya'yı kurtarmaya çalışıyoruz falan yine ikinci kez. Bir diğerinde ise Femboy'luk işini şova çeviren birisi var. Ek paketin sonu ile zirve yaptı bu durum. En azından RPG olduklarını da hatırlamışlar. Neyse..
Uzun lafın kısası uzun süredir beklediğim Forbidden West'i noksan ve ufak saçma kararlarına rağmen keyif ile oynadım. Serinin finali olacağını düşündüğüm üçüncü oyunu ise iple çekiyorum.
Tahminim 1 yıl içerisinde duyurulup en geç 2026 ilk aylarına gelecektir. Bir ihtimal PS5 Pro'nun çıkış oyunu da olabilir.
Onlular sana yol göstersin..
https://www.youtube.com/watch?v=0FllnTkXATI