logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Hogwarts Legacy

Wednesday, May 28, 2025 6:30:38 PM

Hogwarts Legacy Review (Lumorion)

Önce Harry Potter’dan sekiz film ardından Fantastik Canavarlar üçlemesiyle Newt Scamander eşliğinde görsel bir şölen… Derken sonunda Hogwarts Legacy ile elimizde asa gönlümüzde büyü aşkı yeniden bu evrene adım atmak, inanın muazzam bir haz. Ve evet… 71 saat sonunda şampiyon olduk kupayı aldık Gryffindor olarak tarih yazdık. Gerçekten yazdık çünkü oyunun sonunda koca bir kupa töreniyle taçlandık. O an salonda tek başıma alkışladım. Yani gerçek anlamda değil içimden ama yine de alkışladım. Oyunun dünyası gerçekten özenli. Hogwarts’ın neredeyse her köşesi her koridoru her tabloyu incelerken içimden "bunu yapanlar bizi seviyor olmalı" dedim. Hangi bina hangi salon hangi toplanma odası olursa olsun o evrenin yaşayan birer parçası gibi. Gryffindor salonundaki şömineye beş dakika bakıp “burası benimsin” dedim o derece. Tasarım açısından bu kadar detaycılık… kabul etmek lazım özenilmiş. Öyle ki sırf atmosferde takılmak için saatlerimi göğe bakarak ya da Hogsmeade’de fıçıların üstüne zıplayarak geçirdim.
Ama işte atmosferin gölgesinde kalan şeyler de vardı. Mesela dünyanın bu kadar güzel olması onunla etkileşime geçemediğinizde acı veriyor. Elinizde ışıldayan bir asa var ama bir sandalyeyi bile çekemiyorsunuz. Evet büyülüyüz ama biraz da dokunsal olsak keşke. NPC’lerin çoğu “ben sadece görev veririm sonra yok olurum” modunda. Hikâye desen eh gişe filmi tadında. Oynarken sıkılmadım ama düşündüğümde arkasında kalıcı bir iz bırakan bir derinlik de yoktu. Güzeldi ama harikaydı diyemem. Sonuçta Hogwarts’tayız ama hikâyemiz öyle pek kalemle yazılacak kadar kişisel değilmiş gibi geldi. Yine de bazı şeyler his olarak geliyor ya hani. Oynarken özellikle de süpürgeye atlayıp dağların üstünde tur atarken gerçekten büyülü bir yerde olduğumu hissettim. Keşif yaparken minik detaylar bulmak gizli geçitleri aralamak Polyjuice iksirine dair tek satır bir bilgiye sevinmek… Bu tür anlar oyunun ruhunu canlı tutuyor. Yan görevler yer yer sıkıcı tekrar eden yapılar barındırsa da o evrenin bir parçası olmakla ilgili kurduğumuz hayalin kendisi oyunu özel kılıyor.
Ve son olarak… bittiğinde gelen o yarım saatlik uzun jenerik. Başta sadece “bir başarıma ulaşayım” kafasındaydım ama isimler akmaya başladıkça bir şey oldu. Bu kadar insan bu kadar emek. Bir süre sonra başarımı geçtim tek tek akıp giden yüzlerce ismin arasında “vay be bu oyun gerçekten bir orduyla yapılmış” dedim. Saygı duydum. Yani oyun her şeyiyle mükemmel mi? Hayır ama kesinlikle saygıyı hak eden bir iş. Oyunu bitirdim ama kalan keşifleri yapmak için hâlâ dönüyorum. Çünkü bazı oyunlar sadece bir oyun değildir onlar hayalini kurduğun dünyayı bir süreliğine sana ödünç verir. Hogwarts Legacy benim için biraz öyleydi. Şimdi müsaadenizle son birkaç sandığı daha bulmam gerekiyor.