logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Hellblade: Senua's Sacrifice

Thursday, July 20, 2023 3:31:50 PM

Hellblade: Senua's Sacrifice Review (Yuugen)

"EN ZOR SAVAŞLAR, ZİHİNDE YAPILANLARDIR."
Şu yazıyı alnıma dövme yaptırmak istiyorum.
Hepimiz her gün, doğduğumuz günden öleceğimiz güne kadar hayatın pek çok yönüyle yüzleşmek zorunda kalırız. Bazen bunlar ciddi sıkıntılara yol açabildiği gibi çeşitli hastalıklara da yol açabiliyor. Çoğumuz hayatımıza devam etsek de bazılarımız bunu başaramıyor. Bu oyun, bize sıkıntılı bir zihne sahip olan Senua'yı tanıma fırsatı veriyor.
"Şans vermek istediğim bir oyundu ihih" demeyeceğim çünkü yıllardır kütüphanemde duruyordu ve affedersiniz totom yemediği için bir tülü oynamaya cesaret edememiştim. Şu an neden korkunç bulduğuma anlam veremedim. Çünkü aksine, bence oldukça ilgi çekici, alışılmışın dışında bir oyun. Oyunu bitirmeye yaklaşsam da henüz bitirmiş değilim ama bu incelemeyi yazmak için baya sabırsızlandım.
E mitolojik ve psikolojik mevzular barındıran böyle bir oyuna sarmışken kendimi tutmadan şöyle doya doya uzun bir inceleme yazmak istedim. İyi okumalar.
Spoilerlı İnceleme
----------------------------
20 kişi tarafından hazırlanan ve bağımsız bir yapım halinde sunulan Hellblade, bilindiği üzere savaşçı bir kadının kocasını geri getirme istediğini anlatıyor. Senua, kocasının ruhunu kurtarmak için Helheim (İskandinav mitolojisinde ölümden sonraki yer) adı verilen bir yere gidip Loki'nin kızı olan Hela (ya da Hel, yarısı çürümüş, Ölüler Ülkesi'nin kraliçesi) ile anlaşma yapmaya gidiyor. Bu yolculukta ona eşlik ederek amacına ulaşmasını sağlıyoruz.
Karakterimiz Senua aslında bir psikoz hastası ve oyun, pek çok psikiyatristten ve psikoz hastasından yardım alınarak hazırlanıyor. Senua'nın döneminde psikoloji namına bir şey olmadığından, psikoz hastası olan Senua'yı babası başta olmak üzere tüm halk "şeytani" bir insan olduğunu düşünerek dışlıyor. Bu durum Senua'nın psikozunu daha beter bir hale geliyor. Ayrıca Senua'nın annesi de psikoz hastası. Psikoz hastaları son derece yoğun halüsinasyonlar gördükleri için çevrelerinde gördükleri her şeyden bir mana arar ve bulmaca gibi çözmeye çalışır. Bu nedenle Senua ile oynarken bulmacaları çözemediğimiz takdirde oyuna devam edemiyoruz.
Psikoz kendiliğinden ortaya çıkmaz ve temelinde ağır bir travmalar yatar. Ancak insanlar araştırmadan uzak olup dünyaya sadece kendi çerçevelerinden baktığı için psikolojik rahatsızlıklara günümüzde bile hala büyük bir ön yargı var.
Psikozu en basit şekilde anlatmak gerekirse gerçek olmayan sesler duyma, aynı şekilde gerçek dışı şeyler görme ve kendini bunlara inandırma durumudur. Şizofreniye benziyor diyecek olursanız ortak noktaları olsa da temelindeki nedenler ve oluşum şekli farklı. Burada uzun uzun anlatmayacağım, kendiniz araştırabilirsiniz. Yani kısaca gerçeklikten kopma durumudur. Ölen sevdiğini geri getirmek gibi gerçek dışı düşüncülere inanan Senua cidden tam bir psikoz hastası olarak tasarlanıyor. Zaten bunun en büyük belirtisi oyun boyunca devamlı sesler duymamız. Sesler Senua'nın kafasında gibi değil de çevreden geliyor gibi yapmaları ayrı ürkünç.
Senua'nın dövüştüğü yaratıklar, gittiği mekanlar aslında Senua'nın gördüğü hayallerden ibaret. Psikoz hastalığına sahip insanların zihni devamlı gördükleri görsellerden bir senaryo yaratır ve bulmaca eklerler. Bu nedenle gitmemiz gereken en basit mekana ulaşmak bile oyunda zorlayıcı bir hal alıyor. Senua ile oynarken zaten devamlı rünleri bulmaca gibi etrafta arıyor ve benzeri şeyler yapıyoruz. Psikoz hastaları bu bulmacaları çözmeden zihinlerinin rahat etmediğini dile getiriyorlar.
Senua zaten başta gerçekleşmesi mümkün olmayan bir düşünce olan "sevdiği kişiyi ölümden döndürme, geri getirme" sanrısı nedeniyle zihnindeki bu yolculuğa çıkıyor. Yapımcılar, Senua'nın psikoz hastalığı gibi bize bir oyun oynuyor. Oyunda ilk başta öldüğümüzde Senua'nın kolundaki lanetin, Senua her öldüğünde daha fazla yayılacağını ve kafasına ulaştığında Senua'nın yolculuğunun sona ereceği, yani öleceği ve ilerlememizin sıfırlanacağı yazıyor. Aslında böyle bir şey yok. İsterseniz binlerce kez ölün, yine de ilerlemeniz kaybolmuyor ya da hikaye sona ermiyor. Bu durum bazı oyuncular tarafından tepkiyle karşılansa da aslında benim inanılmaz hoşuma gitti. Oyun yapımcıları, bizi gerçek olmayan bir düşünceye inandırıyor ve bu nedenle oyunu oynarken daha fazla geriliyor ve daha fazla konsantre olma ihtiyacı duyuyoruz.
Dilerim ki oyun dünyası bu tarz psikolojik ögelerin barındırıldığı daha fazla oyunla tanışır. Çünkü uzun zamandır oynadığım en heyecan verici ve ilgi çekici oyunlardan biriydi.