Final Fantasy XVI Review (jammer)
Dünyanın en sıkıcı, aynı zamanda en epik oyunlarından birine hoş geldiniz.
Bu oyunun güzel yaptığı 1-2 şey var ve onları gerçekten çok iyi yapıyor. Ancak kalan neredeyse her şeyi felaket derecesinde kötü yapıyor. Ama o iyi yaptığı 1-2 şey, benim bu tarz bir oyunda en çok önem verdiklerimin başında geldiği için bu oyunu oynamanızı tavsiye ediyorum.
Peki nedir bu oyunun iyi yaptığı şeyler?
1- Savaş mekanikleri
Oyunun hack & slash türünde bir savaş sistemi var ve gerçekten eğlenceli. Çeşit çeşit hareketleriniz, özel yetenekleriniz, limit break'ler vs. bulunuyor. Elbette bir Devil May Cry derinliğinde değil, ama kendi çapında eğlenceli. Oyun boyunca birçok farklı yetenek kazanıyorsunuz.
2- Boss savaşları
Biraz iddialı olacak ama daha önce hiçbir oyunda bu oyundaki kadar epik ve destansı boss savaşları deneyimlememiştim. Boss sunumları gerçekten eşsiz ve bu da sizi heyecanlandırıp yaptığınız şeyi olduğundan daha havalı göstererek, savaşın başında bile tüylerinizi diken diken etmeyi başarıyor.
Sunumun haricinde, oynanışa etkilerine ve savaşın zorluğuna bakarsak, o konuda da çok başarılı. Karşınızdakinin "benzersiz" bir düşman olduğunu ve ona göre kendinizi ayarlamanız gerektiğini vurgulayan savaşlar içeriyor. Hızlı tepki vermenizi, bir sonraki hamlenizi dikkatle seçip iyi bir zamanlamayla yapmanızı gerektiren "boss savaşı" tanımına uygun mücadeleler. Hele ki Eikon savaşları... Oyunun emeğinin büyük bir kısmı bunlara gitmiş ve bu çok belli.
Her yeni Eikon savaşı hem sunum hem oynanış olarak birbirinden tamamen farklı. Her birinin kendine özel bir sistemi, mekaniği ve yenilikçi bir tasarımı var. Üstelik bu mekanikler yüzeysel değil; iyi cilalanmış ve kullanımı kesinlikle rahatsız hissettirmiyor.
Peki oyunun kötü yaptığı şeyler neler?
Neredeyse kalan her şey... Ama bunların başında oynanış süresi geliyor.
Ben bu oyunu DLC’lerle birlikte yaklaşık 40 saatte bitirdim -ki bi noktadan sonra acayip sıkılıp neredeyse tüm ara sahneleri geçtimö ona rağmen 40 saat sürdü-. Günümüz RPG oyunları için bu süre bazılarınıza az gelebilir ama benim için yeterli. Ancak problem şu ki, bu oyun bir RPG sayılmaz.
Oyun boyunca farklı özellikler kazanıyorsunuz ve bazılarına yoğunlaşabiliyorsunuz, evet, ama bu özelliklerin hepsi kombo odaklı bir oynanış için tasarlanmış. Karakterimi tank yaptım, büyücü yaptım, suikastçi yaptım gibi şeyler söz konusu değil. Oyunun en RPG’ye benzeyen kısmı, elinizdekinden +10 daha fazla hasar veren bir kılıç craft edip tamamen aynı hareket şemasıyla oyuna devam etmek.
Square Enix hızlı, akıcı bir oyun yapmak istemiş; satması için de adını Final Fantasy koymuş. Geliştirici ekip, ellerinden 8-10 saatlik bir oyun çıkınca bunu yapay bir şekilde uzatma yoluna gitmişler. Oyunun %60’ı tamamen filler görevlerden ibaret. Az önce öve öve bitiremediğim kısımlar, süre olarak oyunun çok ufak bir kısmını kapsıyor.
Oyun boyunca 3-4 tane görev ikonu arasında gidip gelerek karakterlerle konuşup hikayeyi ilerletiyorsunuz ve bu, olabilecek en sıkıcı şekilde yapılıyor. Oynarken kendimi oyun oynuyormuş gibi hissetmedim. Sanki geliştirme ekibinin yaptığı görev sistemini test eden bir tester gibiydim adeta.
"50 metre ötedeki karaktere git (2-3 dakika boş boş yürü), ondan bir şeyler öğren, sonra aynı yolu geri dön, öğrendiklerini bana anlat. Ardından açık dünyanın şu bölgesine git, yaratık kes, yeni insanlarla tanış. Onlarla da aralarında 2-3 dakika yürüyüp git-gel yap." Bu döngü inanılmaz derecede sıkıcı. Alan Wake 2 ile birlikte, oyun oynarken yaşlandığımı hissettiren bir oyun oldu Final Fantasy XVI.
Tüm bu alaksız "görevlerden" sonra oyun sizi ana zindana atıyor. Bölüm tasarımıyla neredeyse sıfır etkileşimde olduğunuz lineer bir haritada dümdüz ilerleyip 4-5 oda dolusu düşman kestikten sonra boss ile kapışıyorsunuz. Boss savaşları güzel, ama o boss’a ulaşmak için 7-8 saat aşırı sıkıcı etkinliklere katlanmanız gerekiyor.
O epik boss savaşlarından sonra karaktere yeni özellikler ekleniyor ve sizi 2-3 saat eğlendirmeyi başarıyor. Ancak hâlâ bir sonraki epik savaş için önünüzde 4-5 saat sıkıcı görevler var. Keşke bir mod olsa da indirip kursam ve sıkıcı kısımları atlayabilsem; tıpkı sevdiğim bir film/dizinin sıkıcı sahnelerini atladığım gibi. Maalesef oyunlar için henüz böyle bir şey söz konusu değil.
Eğer aksiyon seviyorsanız ve 40 dakikalık, hiçbir oyunda olmayan epik boss savaşları sizi sonraki 7-8 saat için motive edebiliyorsa, Final Fantasy XVI'ya bir şans verin.