izigame.me

War... War Never Changes...

Her Fallout oyununda olduğu gibi, bu oyuna da aynı cümle ile başlıyoruz. "Savaş değişmez." Fallout'un ilk oyununda şöyle bir paragraf vardı: "Savaş. Savaş asla değişmez. Romalılar köle ve servet toplamak için savaştılar. İspanya altın ve toprak arzusuyla bir imparatorluk kurdu. Hitler, hırpalanmış bir Almanya'yı ekonomik bir süper güce dönüştürdü. Ama savaş asla değişmez. İnsanlar her zaman savaş açmıştır. Araçlar farklı, sebepler farklı, ama günün sonunda sadece insanlar birbirlerini öldürüyor. Savaş her zaman böyleydi ve her zaman da böyle olacak."
Evet bu özlü sözlerden sonra hızlıca Fallout 4'ün anlatımına geçmek istiyorum:
Fallout'u çocukluğumdan beri oynarım. Yaklaşık 25 yıllık (yaşım ortaya çıkmasa iyiydi) bir geçmişten bahsediyorum. Her oyununu da defalarca bitirdim. Sadece bitirmekle kalmayıp, hikayelerini de irdelemeyi seviyorum. Çünkü Fallout serisinin çok özel bir yeri var bende. 1. ve 2. oyun çok eski olduğu için belki hoşunuza gitmeyebilir çünkü bütün combatlar turn-based oynanıyor. Yani önce siz saldırıyorsunuz sonra düşmanınız. Kim ayakta kalırsa o kazanıyor. Eğer bu seriye ilk defa başlayacaksınız 3. oyundan başlamanızı tavsiye ederim. Bu oyundan itibaren, turn-based sistem tamamen olmasa da hatırı sayılır derecede değişti ve günümüz oyunlarına uyarlandı. Artık combat esnasında istediğiniz zaman turn-based sisteme geçebiliyorsunuz. Bu çok güzel bir özellik.
Benim için 2. oyun bu serinin "en iyi" oyunu. Hikaye, müzikler, tür vb. gerçekten çok etkileyiciydi. Fırsat bulabilirsem tekrar yükleyip oynayacağım. Sonrasında ise fazla değer görmeyen ama benim çok beğendiğim başka bir ara oyun çıkardılar. 3. oyun da oldukça iyiydi ama New Vegas'ta Bethesda gerçekten kendini aştı. Daha sonrasında, şu an incelemesini okuduğunuz Fallout 4 piyasaya çıktı ve ortalığı kasıp kavurdu. Son olarak da Fallout 76 var bildiğim kadarıyla ancak onu henüz oynama fırsatım olmadı (oyunlar çok pahalandı, yazık gençlerimize).
Konuyu daha fazla dağıtmadan kaldığımız yerden devam edelim. Oyunumuz, nükleer patlama sonrasında vaulta sığınan bir ailenin (ana karakterimiz de bu ailenin annesi veya seçiminize göre babası) ileride uyandırılmak üzere podlara konulup dondurulmasıyla başlıyor. Uyandığınızda eşinizin podunun açıldığını ve Shaun isimli bebeğinizin ise yabancılar tarafından eşinizin elinden zorla alıkonmasına şahit oluyorsunuz. Tabii maalesef eşiniz Shaun'u korumaya çalışırken öldürülüyor. Podunuz açıldığında da oyuna resmen başlıyorsunuz.
Bundan sonra oyundaki bütün amacınız Shaun'u bulmak oluyor. Çok fazla detay var ve spoiler vermemek için hikaye kısmını burada bitiriyorum.
Fallout 4'te yanlarında bulunabileceğimiz, zaman zaman yardım edip zaman zaman da sırtımızı dayayabileceğimiz 4 büyük grup var. Bunlar Minutumen, The Railroad, Brotherhood of Steel ve The Institute. Her grup ile olaylara farklı bir pencereden bakabiliyorsunuz ve her grubun da kendince farklı ana ve alt görevleri var. Haliyle seçtiğiniz gruba göre de oyunun sonu değişiyor. Ben tüm başarımları açmaya çalıştığım için tüm gruplar ile teker teker oynadım. Bu sebeple de oyun sürem 160+ saat oldu :)
Oyunun müzikleri, grafikleri, hikayesi, diyalogları çok çok güzel. Adeta sizi oyunun içine çekiyor ve saatlerinizi harcayabiliyorsunuz. Çeşit çeşit silah, zırh ve bunların modifikasyonları var. Tabii bu çeşitlilik düşmanlarınız için de geçerli. Düşmanlarınızın çoğu radyasyon sebebiyle evrim geçirmiş ve devasa boyutlara ulaşmış durumdalar.
Peki oyunumuzun eksileri yok mu? Tabii ki var:
1) Bir süre sonra kendini tekrar ediyor. Görevler birbirine benziyor. Ben sıkılmadım ama ilk defa oynayanları yorabilir.
2) Çok fazla bug var. Örneğin, sokakta koşarken bir anda bir yere takılıp kalıyorsunuz ve çıkamıyorsunuz. Tek çözüm quick load.
3) Belki bir eksi değil ama ben önüme çıkan her şeyi üzerime aldığım için üzerim çok çabuk doluyor ve kilometrelerce yolu bazen yürüyerek gidiyorum. Loot işini seviyorum. Ne yapayım :) Keşke eşya taşıma kapasitemiz biraz daha fazla olsaymış.
4) Oyunun, güya! görsellerini iyileştirdiğini iddia ettiği bir yaması var ancak sakın kurmayın. Bekleme ve ara yükleme süreleri çok uzuyor ve yanlış hatırlamıyorsam bilgisayarınızda çok fazla yer kaplıyor.
Genel olarak oyunu tavsiye ediyorum. Fallout severlere ise şiddetle tavsiye ediyorum. Satın almak için mutlaka indirime girmesini bekleyin. Puanım 8,5/10.
Uzun lafın kısası; savaşlar değişmeyecek. Bunu biliyoruz ve günümüzde de yakinen yaşıyor ve görüyoruz. Ancak değişen dünyada, savaş çıkarmadan ya da kavga etmeden, birbirimize saygı duyarak da uyum sağlayabilir ve yaşayabiliriz. Bu tamamen bizim elimizde.
Buraya kadar sıkılmadan okuduğunuz için teşekkür ederim. Bir başka incelemede görüşmek üzere...
Bu arada ek olarak Amazon Prime'da Fallout'un dizisi çıkıyormuş. Bu bilgiyi yeni edindim ve inanılmaz heyecanlandım! Umarım güzel bir yapım olur. Trailerını izlemek isterseniz buyurun:
https://www.youtube.com/watch?v=V-mugKDQDlg&ab_channel=PrimeVideo