Dwarf Fortress Review (Methareyn)
Hakîr bendeleri bu garîbe oyunu oynadıkça, akl-ı meczûbum dahi zindanlar içinde cevâhir arar oldu. Cüce tâifesiyle ser-firâz bir kale kurdum ki, her taşın altında mel’ûn bir hikâye, her fırında pişen ekmeğin ardında bir dram-ı insânî zuhur etti.
Vâkıa ki, bir cüce su ararken öbürü magma ile hamâm yapar, beriki şerbet içerken diğeri mevtin pençesine düşer. Lâkin ne gam! Zira her fânî kalenin nihâyeti ya kedi istilâsı, ya da kazara açılan cehennem kapusuyla son bulur.
Her dakikası, beynimde destân yazar; lakin sağ kalan tek fert dahi kalmayınca, yeniden başlamak dahi bir nevî ibâdettir. Zîrâ bu oyun, ne yalnız eğlencedir, ne de sıradan bir oyundur – bu, bir mekteb-i sabr u sebr, bir darü’l-fünûn-ı trajedi ve komediyedir.
Sakın oynayayım deyip de kalbinde rikkat taşıyanlar girmesin bu yola. Zîrâ Dwarf Fortress, akıl ile değil, delilikle oynanır.