logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Doom: The Dark Ages

Wednesday, May 14, 2025 5:00:47 AM

Doom: The Dark Ages Review (Shatargat)

Felaket mi, Şaheser mi?
Herkese merhaba!
Çok uzun bir aradan sonra yine bir inceleme yazasım geldi. Bu senenin beklediğim nadir oyunlarından biriydi Doom ve erken erişimle deneyimleme imkanım oldu. Özellikle shooter sevmeyici birisi olarak yeni nesil Doom'a bayıldığım için bu oyunla ilgili de eyyorlamak istedim.
And those who tasted the bite of his sword, named him... the DOOM SLAYER!
Doom birçok oyuncu için hikayesi çok önemli olmayan, demonları ve türlü çeşit yaratıkları öldürerek ilerlediğimiz, biraz puzzle biraz platformer tarzı diyebileceğimiz çılgın bir oyundur. Eski oyunlarıyla ilgili "buzdolabında Doom çalıştırma", "hesap makinesinde Doom çalıştırma" gibi geyikler dönmüştür. Çok eski bir oyun olmasına rağmen her zaman keyifle oynanabilme gibi garip bir özelliğe sahiptir, ama 2016'da her şey değişti.
Yeni nesil Doom ile hem grafik hem müzik hem de oynanabilirlik olarak bambaşka bir seviyeye geldi. Benim gibi shooter oyunlarla arası olmayan birini bile kendine bağlayabilen bu yeni versiyon, Doom Eternal ile çıtayı bambaşka bir noktaya çekti. Esasen Doom Eternal için mükemmel bir oyun diyemem, ama yeni Doom için adventure öğesi ve hikayesi daha ön planda hissedilirken; Doom Eternal'da bolca platform, harita içi tuzaklar ve gittikçe zorlaşan challenge'lar hikayeyi çok hızlı bir şekilde geride bırakmamıza yetmişti bile.
Süper bir özet geçmek gerekirse... Mars'ta kolonileşme derdinde olan insanlar, demonların saldırısıyla karşı karşıya kalır ve demonlar hem Mars'ta hem de dünyada sorun çıkarmaya başlar ve adeta Kaptan Amerika misali elde son çare olarak tutulan Doom Slayer'ı ortama salarlar. Doom Slayer önce dünyadaki üssü, sonra Mars'ı temziledikten sonra kendisine yol gösterenler tarafından kandırılır. Doom Eternal'da da olaylar artık Cehennem'in tehlikeli bölgelerine kadar işlemiştir ve dünyaya büyük baskınlar düzenlenir. Slayer babuş bunları da temizler.
Şimdiyse bambaşka bir Doom oyunuyla karşı karşıyayız. The Dark Ages, hem ileri teknolojinin hem de karanlık çağların konseptini harmanlayan bir yapıya sahip olmasıyla seriye yeni bir tat verdi diyebiliriz. Hikayenin detaylarını spoiler olmasın diye vermeyeceğim ama oynadığım kadarıyla gözüme takılan artlara ve eksilere değineceğim.
Artılar

Yepyeni Arsenal: Bütün silahlar ve silahların alternatif versiyonları sıfırdan tasarlanmış. Açıkçası yeni silahlar yaratıcı ve kullanımları eğlenceli olsa da, Heavy Canon kadar efektif bir silahla henüz (bütün silahları açmadan yazıyorum bu yazıyı) karşılaşmadım.
Silah-Kalkan İkilisi: Bu beklediğimden güzel bir kombo olmuş. Hem gelen saldırılara karşı parry ve counter attack yapabilme açısından, hem hedeflerle mesafeyi kapatmak açısından hem de tek seferde güçlü darbe indirebilmek açısından oldukça kullanışlı geldi.
Robo-Rumble: Bir çeşit mini-game veya transition-game diyebileceğimiz şekilde birtakım gereçleri kullanabiliyoruz. Bunlardan biri kocaman bir Gundam robotu, bir başkası da (galiba henüz denemediğim 1-2 tane daha var) robotik bir ejderha. Her birinin farklı mekanikleri ve farklı amaçlarının olması gayet güzel, pek zorlayıcı da değil.
Devasa Harita: Haritalar gerçekten kocaman. Bunu da aslında ejderhayı ikinci kez kullandığımız yerde fark ediyoruz, çünkü binaların korumalarını patlattıktan sonra içeri girebiliyoruz. Hem mikro hem makro düzeyde oynanabilirlik son derece başarılı bir metot.
Müzikler: Mick Gordon'ın başına gelen olaylardan sonra, aslında bu oyunu alıp almama konusunda kararsız kalmıştım, ama bir zamanlar Konami, sonrasında Blizzard oyunlarında olduğu gibi Doom serisi de son yıllarda yumuşak karnım olmayı başaarmıştı. Oyundaki ambiyans ve skorlar bambaşka bir renk katmış, özellikle ilk dakikalarda Danheim tadı veren ve savaşma güdüsünü arttıran müzikler gayet başarılıydı.Finishing Move Inc. bu konuda iyi bir iş çıkarmış. Umuyorum ki sonları Mick Gordon'ınki gibi olmaz. Mick Gordon'a ne oldu diyecek olursanız, sizi kendisini anlattığı medium sayfasına yönlendireyim.
Yeni Trait ve Upgrade Mekaniği: Bu oyunda silah upgradeleri için gold, ruby ve shard toplamamız gerekiyor. Sentinel Shrine'lara uğrayıp silahların ekstra özelliklerini açabiliyoruz, bazılarında iki seçenek oluyor ve ikisi arasında değişikliği de yine Shrine üzerinden yapabiliyoruz. Health ve Armor yükseltmek için de özel düşmanları tokatlamamız gerekiyor. Daha kalkan ve gauntlet için rünler var ama henüz onları etkinleştirebileceğim yere gelmedim.

Eksiler
İlk Gün Kanseri: Maalesef diğer birçok oyundaki gibi ilk gün sorunlarıyla boğuşmak gerekti. Bazı yerlerde müzik kesiliyor, rendering yavaşladığı için frame düşüşleri oluyor. Biraz bekleyince frame toparlasa da müzik kesildiği zaman geri gelmiyor. Bir de garip bir şekilde çok crash yedim ve dosyalar çok zarar gördü. Preload yapmış olmama rağmen oyunu çıkışından 5 saat sonra oynayabildim.
WTF is hikaye?: Oyunda hikaye namına hiçbir şey kalmamış. Kim olduğunu bilmediğimiz, çok da umrumuzda olmayacak karakterler bir şeyler söyleyip duruyor, ama bu ne oyunun gidişatını etkiliyor ne de bize doğru düzgün bir bilgi veriyor. Bütün cutsceneleri geçip sadece tatatata diye oynasanız bir şey kaybetmeyeceğiniz bir oyuna dönüşmüş.
Dossier: İlk oyundan beri bir dossier ve harita mevzusu var ve bence aşırı gereksiz. 2016'dan beri defalarca kez oynamış olmama rağmen ne yeni Doom'da ne de Doom Eternal'da harita kullanma ihtiyacı hissettim, aynı şekilde bunda da hissedeceğimi sanmıyorum. Bir de Doom Eternal'da harita açma noktaları falan vardı :)
Robotlar ve Railroad: Robotik araçları kullanmak gerçekten keyifli, ama çok railroad olması tadımı kaçıran bir unsur. Free roaming yapabilmen gereken yerde bile oyun seni durdurup "bunun amacı şudur" diye önünü kesiyor. Sevmiyorum böyle bloke durumları.
Hareketler: Oyundaki zıplamaya dayalı hareketler biraz hantal geldi bana. Yüksekten atlayıp yerdeki düşmana kitlenerek shield-impact yapmak eğlenceli ama zıplamalı yerlerde sprint+jump gerçekten hantal hissettiriyor. İleride açılacak mı bilmiyorum ama jump+dash, jump+double dash, double jump mevzuları benim sevdiğim şeylerdi.
Her Boka Kalkan: Oyunda hook yok, onun yerine kalkan fırlatıp kendini çekiyorsun. Bomba yok, orta tuşla kalkan fırlatıyorsun. Combat esnasında arada bir bomba atıp patlama hasarı veya soğuk hasar vermeyi severdim. Onların kalkması biraz tat kaçırdı benim için. Her şeyin çözümü olarak kalkan kullandırtmaları ilginç, öte yandan da kalkanın silahlar kadar aktif kullanılmasına yardımcı olduğunu kabul etmem gerek.
qıraL: Oyuna bir kral koymuşlar, aynı bizim Doom Slayer :) Ama bi sevemedim.

Sonuç
Şöyle bir toparlayacak olursak, oyun son derece oynanır ve güzel tasarlanmış. İlk başlarda Game Pass'ten oynamanızı ve Steam fetişiniz varsa da indirim beklemenizi tavsiye ederim. Müzik konusunda yaşanan dalyaraklık çok büyük bir sıkıntı ve açıkçası elimde daha iyi opsiyonlar olsa Mick Gordon'ı davasında desteklemek isterdim, ama ülkenin son zamanlarda içinde bulunduğu fantastik saçmalıklardan biraz uzaklaşabilmeye ihtiyacım var ve şu tarihe kadar yeni çıkmış oyunların hiçbiri (SH2 Remake hariç) beni heveslendirmeye yetmedi. Bu sebeple de onun katılacağı projeleri ayriyetten izleyecek ve destekleyeceğim. Şimdilik benden bu kadar. Bir de aşağıya gameplay linkimi bırakıyorum, merak edenler bakabilir.
Afiyet olsun.
https://www.youtube.com/playlist?list=PL6sGTHYs9pvCwmnE116qkmTWj9IX0vFGi