Doom Eternal Review (alphardal77)
Kısa inceleme: KES BİÇ DOĞRA!
Bu oyun cidden bir fps oyununun nasıl olması gerektiği konusunda ders niteliğinde olmalı, tüm şirketler bu oyundan kendine pay edinmeli örnek almalı. Özellikle yıllardır FPS türü multide birbirine sıkıp yetenek sergilemekten, ya da askeri fps türü adı altında "2 tanecik silah verim can barın olmasın saklanınca dolsun siperden çık vur geri gir 10 dk boyunca öylece durduğun yerde adam vur" formülünden o kadar sıkılmışım ki, sırf bu sebepten yıllardır FPS oyunlarına uzaktım hiç fps ile aram yok derdim genelde. Sonra ilk DOOM oyununu oynamaya başladım ve aman Allahım bu ne böyle? Cidden FPS denen şey bu olmalı ya diyerek ağzım açık kalarak oynadım oyunu ve memnun da kaldım baya bi. Sonrasında DOOM Eternal gözüme çarptı ve "alsam mı ki ama insanlar oyunun çok taktiksel olup DOOM formülünü bozduğundan bahsediyor" gibi önyargılara sahip oldum, bu sebeple baya bir süre elimi sürmedim. Gel zaman git zaman önyargılarımı bastırıp bir gün almaya karar verdim, ve tepkimi tahmin edin neydi;
AMAN ALLAHIM BU NE BÖYLE?
Hikayeyle başlarsam eğer bir hikaye var anlatılan ama siz oynarken hiçbir halt anlamıyorsunuz, detaylar hep oyun boyunca bulduğunuz codexler ile aktarılmış ve onları kitap okur gibi okumazsanız tüm oyun boyunca ara sahnelerde HAĞ diyorsunuz. Amaa pek önemi yok bunun neden çünkü biz DOOM SLAYERIZ HİKAYE NE BE
Oynanış kısmı ilk doom oyununa göre inanılmaz yenilik içeriyor yani bambaşka oyunlar resmen o kadar. Öncellikle artık merminiz ilk oyuna göre çok daha az, sentinel taşlarını kullanıp mermileri fullerseniz dahi 25 pompalı, 180 taramalı mermisi sınırında kalıyorsunuz. Ama oyun bunu bilerek ve belli bir amaçla yapmış, hem merminizi doğru düşmana kullanmanızı, hem de her silaha davranmanızı amaçlamış oyun. Ki mermi az evet ama artık testere beyciğimiz var. İlk doomda da vardı ama testere yakıtı çok az bulunuyordu ondan çekiniyordunuz kullanmaya, bu oyunda küçük şu 2 gıdım canı olan düşmanlar için olan testere yakıtı kendiliğinden doluyor, yani artık bir nevi küçük düşmanlar mermi deponuz olduğundan öldürmeye kıyamıyor, mermi bitince ESKİ DOSTUM TANKLA GELMİŞ kıvamında selamı çakıp mermiyi alıyorsunuz. Can için glory kill, kalkan için alev silahı kullanmanız gerekiyor, etraftan toplamaktansa artık düşmana sokulup kendiniz söküp almalısınız yani.
Oyunda 8 silah var, tüm silahlar DOOM oyunu ile aynı ama sadece pistol yok ki olmaması güzel mermisinin sınırsız olması dışında hiçbir işlevi yoktu. Silah modları ise yepyeni ve elinizdeki silahın işlevini bambaşka yere sürükleyerek içinizi kabartıyor. Mesela pompalıyı yapışkan bomba atara veya taramalı pompalıya çeviriyor, super shotguna kanca ile spiderman gibi düşmana yapışıyor, rocket launcher'ı güdümlü füze yapıyor, chaingun'ı kalkan olarak kullanıyorsunuz. 8 silah, ve bu silahların 6'sının 2şer modu olduğunu hesaba katarsanız benim diyeceğim bir şey yok karar sizin :)
Düşmanlara gelirsek artık düşmanlar mermiye sadece tepki vermiyorlar, baya parçalanıyorlar. Neresinden vurursanız düşmana orasından parça kopuyor, kana bulanıyor, bildiğiniz ölümünü adım adım izliyorsunuz düşman karşınızdayken ve bu o kadar tatmin edici ki, vuruş hissi bu kadar iyi olan fps oyunu görmedim daha o kadar diyim zirve muhtemelen burası artık. Yalnız artık tek çözümünüz mermi yağdırmak değil, her düşmanın bir zayıf noktası var ve kullanmazsanız öldürmeniz cidden çok zor oluyor onları. Mesela birisinin silahı zayıf noktası, birisi ağzına bomba atmak zayıf noktası, birisinin blood punch özelliği zayıf noktası, birisinini kuyruğu, birisinin kafası gibi gibi. Bunları eğer değerlendirmezseniz öldürmek için elinizde ne var ne yok boşaltmalısınız, dediğim gibi mermi az ve düşmanlar 2 3 tane değil 20 30 tane şeklinde geliyorlar, o yüzden bunları kullanarak biraz da aklınızı sokmanız gerekiyor oyuna, ama ben sıka sıka gidicem derseniz eğer cheat code ile infinite ammo özelliğini bulup kullanabilirsiniz (ben de deneyeceğim kesinlikle )
Fakat buraya kadar her şey güzel ama birkaç eksisi var. Platform öğeleri var ve bence biraz fazla konmuş bunlardan, bazı zamanlarda nereye gideceğimi bulamayıp tempo kaybettiğimi hissettiğim oldu. 1 2 düşman tipi var ve bunlar öyle gıcıklar ki yani sinir hastası oldum her gördüğümde, birincisi şu marauder denen y*vşk herif, yakın dursan pompalı sıkıyor uzak dursan lazer atıyor ateş etmeye kalksan kalkan kaldırıyor, tam orta mesafede durup vurmasını bekleyip o zaman ballista veya super shotgun ile vurduğunuza hasar görüyor, bunu da 6 7 kere tekrarlamanız gerekiyor. Üzerine köpek yollayıp küfürleri de üzerine çekmeyi ihmal etmiyor. Zor düşman değil, ama eğlenceli de değil ve ortalık kalabalıkken bayıyor bir noktadan sonra kendisiyle savaşmak. 2.si ise şu summoner herif ismini unuttum, sürekli köşeye kaçıp başka düşmanlar spawnlıyor ve varlığıı farketmezseniz bitecek kaygısıyla sabaha kadar dövüşüyorsunuz. Marauder kadar olmasa da iyi sinir kaynağı oldu birkaç kez. Son sinir eden şey ise bosslar, bosslar kötü değiller fakat en sevmediğim şey olan BOSSLA SAVAŞIRKEN NORMAL DÜŞMANLARLA DA UĞRAŞ konseptini kullanıyorlar. Yani hem yorucu hem de eğlencesiz bir boss oluyor böyle olduğunda da. Ama bu eksi olarak saydıklarım her saniye olan şeyler değil, 14 saatin 1 2 saati böyle yakınmışımdır, gerisinde ağzım açık tatmin olmakla meşguldüm çünkü. Oyun yağ gibi akıyor bildiğiniz. Yani bu kadar tatmin edici mekanikler, vuruş hissi, hız, dinamiklik, silahtan silaha geçişler, modlar, ekipmanlar derken oyun sizi tabiri caizse orgazm ediyor.
Oyun bu mekanikler dışında gördüğüm en ödülperest oyun olabilir, oyunda yaptığınız her bir hareket, girdiğiniz her yer size bir ödül olarak dönüyor, gerek silah modu, gerek can kalkan veya merminizi yükselten sentinel kristali, gerek geliştirme tokenları, gerek secretlar, gerek cheat codelar, gerek ölünce canlandıran ekstra canlar derken her saniye bir şey elde ediyorsunuz, bu da oyunu hiç sıkıcı hale getirmiyor. Yvşk marauder ile savaşırken dahi savaştan silah puanı alıp modları yükselteceğinizi bildiğinizden seve seve nazını çekiyorsunuz. Bu arada aldığınız modlar geliştiriliyor ve mastery kısmı açılıyor, verdiği challengeı tamamlarsanız modunuz mastery hale geliyor ve zaten güçlü olan hali daha da güçlü oluyor.
Grafiklere gelirsek DOOM 2016 oyununa kıyasla baya gelişme var, mekan olsun parçalanma efektleri olsun hoş yani, müzikler ise Mick Gordon reisimiz yine döktürmüş, canavarları doğduğuna pişman ederken arkadan çalan müzikler öyle bir gaza getiriyor ki sizi deliye dönüyorsunuz resmen oynarken. Eline sağlık Mick baba.
Sonuç olarak birkaç minik sorun haricinda oyun BAŞYAPIT resmen, FPS türünün atası olan DOOM bu oyunuyla aynı çizgide ilerliyor. Ayırlmaması dileğiyle demekten başka bir şey gelmiyor bizim elimizden de :)
Grafik: 9/10
Oynanış: 9.6/10
Ses: 9,8/10
Hikaye: HAĞ
Genel: 9,4/10