logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Death Stranding: Director's Cut

Wednesday, June 22, 2022 12:21:42 PM

Death Stranding: Director's Cut Review (mucca)

Bu oyun için çevreden ''yürüme simülasyonu'' terimini pek çok kişi duymuştur, fakat temelde öyle değildir.
Bu oyun yapılırken herkese hitap etmesi veya iyi satmasının amaçlanmadığı çok açık, oyun dışarıdan sadece aksiyon arayan bir kişi için aşırı sıkıcı ve boş gelecektir, aslında sabredip ilerlemeye güç yetirebilse onun da istediği olur ama pek çok kişi kolay yolu tercih ederek çamur atmaya bakar bu oyun adına.
Hideo Kojima ve ekibi bu oyunu oluştururken cidden bir tür sanat yapmışlar, öyle düşünüyorum ki oyun ancak bir sanat eseri olarak ele alınabilir. Kendi müziklerini, yapılarını, kendi sistemlerini, kendi alıntılarını ve diyaloglarını müthiş bir ahenk içerisinde oluşturmuşlar. Bunu yaparken karşıdaki kişinin keyif alması için bazı şeyleri kolaylaştırmayı veya kısaltmayı umursamayıp gayet bencilce davrandıkları açık ve buna saygı duyuyorum. Oyun; anlamlandırmak ve vakit ayırmak isteyecek, önüne geleni yargılamayacak kişilere hitap eden kaliteli bir oyun. İskoçya’dan çıkma bir ambiyansı var ve siz ilerledikçe oyun kendini daha da geliştiriyor, hikaye size daha da anlamlı gelmeye başlıyor, karakterle bağ kurduğunuzu hissediyorsunuz, bir noktadan diğer noktaya giderken ne yapmanız gerektiğini düşünerek pek çok araç, eşya, makine kullanıp pek çok minik detay düşünmeniz lazım ve bu bir öğrenme süreciyle oluşuyor. Bunları öğrenmek istemeyecek bir kişi de oyunu sevmeyecektir. Oyun pek çok yerde size film izletebiliyor, bunu istemeyen birisi de oyunu sevmeyecektir. Kısacası basit ve temel düzeydeki bir şeyleri isteyen bir kişi bu oyundan nefret eder, bu oyunda ''sanat sanat içindir'' mentalitesiyle hareket edilmiştir. Peki bu durum oyunu şaheser yapar mı? Özünde hayır, oyun bize ruh benzeri yaratıklarla dolu ilginç bir distopyada yaşayan bir karakterin, yaşadığı şeyleri bir sanat eseri olacak güzellikte ve İstanbul kadar büyük bir haritada, Hideo Kojima’nın Playlisti’ndeki şarkılarla, güzel ve yeni mekanikler ve tonla çeşitli araçla sunan, oyun endüstrisine yeni bir soluk getirebilmiş ama sınırlı kişiye hitap edebilmiş, güzel ama fazla ekzantrik bir oyundur. Yeni bir devrim, çığır açacak güzellikte de değildir ama güzeldir, her hikaye temelli oyun seven bünyenin bunu görmesi ve vaktini ayırması bence gereklidir çünkü farklı bir bakış açısı kazandırır ve estetik hazzı ekzantrik zevkleri olan bir japonun, Kojima'nın elinden 100 saatin üstünde hissedersiniz ve bu cidden size bir şeyler katar.
Bunların dışında, oyunun grafikleri ve tasarımı çağının ötesindedir, içerisindeki kullanılan edebiyat fazlasıyla ilginçtir ve hikayesi sonuna kadar bekleyebilen biri için müthiş olabilir. Şarkı seçimlerini ve oyun içerisindeki alıntıları çok seviyorum. Mesela bir yerde size Cyberpunk'taki bir motoru kullandırtabilen oyun diğer tarafta Half-Life’taki güç eldivenlerini size armağan edebiliyor. Bazen size Harley Davidson’la alakalı bir şeyler anlatabilirken bazen eski film müziklerinin hikayelerini anlatabilir. Daha sonra atmosfere alıştıkça motorla falan bir yerden geçerken ''keep on keeping on'' sözü aklınıza gelebilir veya tek başınızayken tıpkı oyunun ana karakteri Sam gibi kendi kendinize ''what can't you do ?'' diyebilirsiniz. Bir anda bir arkadaşınıza aşırı mekanik biçimde thumbs up hareketini yapasınız gelebilir.
Sonuç olarak bu oyunu her sanatsal bünyenin oynaması gerekir ve yeni ufuklar kazanmanız açısından size büyük katkı sağlar, abartmamak ve yermemek gerekir, bir sanattır ve öyle ele alınmalıdır. Üstelik bakacak olursak Sony gibi bir şirketin bir kişinin yönettiği minik bir şirkete bu denli büyük bir oyunu müdahale etmeden çıkarttırması da büyük bir olaydır, Sonuçta Rockstar'ın çıkarttığı oyunlarda bir temel işleyiş, menü yapısı, karakter gelişim stratejiisi, ilerleme algoritması vardır ve bunu herkes her oyunda ucundan da olsa fark eder, Aynı şeyler Remedy, CD Project Red, Quantum Dream, Valve, Microsoft, Square Enix, EA ve diğer pek çok büyük şirket için de itiraz edilemeksizin geçerlidir. Bu açıdan Kojima piyasaya yeni bir tarz getirmiştir ve bu çok hoş bir şeydir. Bunların dışında da oyun Dualsense Controller’ında Adaptive Trigger ve Haptic Feedback’i destekliyor, her silah için farklı bir tetik hissiyatı yaşamak, taşıdığım kargonun ağır olduğunu parmaklarıma gelen yükten bilmek, oyunun ana karakteri işerken bile çişin debisini parmaklarımla hissederek ölçmek açıkcası güzeldi ve oyunun keyfini cidden arttırıyordu, ki halihazırda bu iki özelliği birden destekleyen bir elin parmakları kadar oyun var. Günümüz için gayet yeterli.
Sam Porter Bridges 1 beğeni gönderdi.