logo

izigame.me

It may take some time when the page for viewing is loaded for the first time...

izigame.me

cover-Dark Souls II: Scholar of the First Sin

Wednesday, April 23, 2025 11:38:33 AM

Dark Souls II: Scholar of the First Sin Review (Erdem Yücel)

Şunu söyleyerek başlayayım, Dark Souls oyunlarından zevk almak istiyorsanız sıkı bir ezber yapmanız gerekli. Benim için bu oyunu eğlenceli yapan en önemli unsur ise parry mekaniği. Bütün oyunu boss lar dahil parry ve sonrasında yapabildiğiniz kritik vuruş ile bitirdim. Serinin ikinci oyunu olan bu oyun ise detay anlamında ilk oyunun önünde olsa da bu oyun serisinde gerçekten vuruş hissi olan tek animasyon olan parry ve sonrasında yapılan kritik vuruşun verdiği tatmin ilk oyundan daha geride. Çeşitlendirmeye çalışılmış, mesela parry yaptıktan hemen sonra yani düşman daha yere düşmeden saldırı tuşuna basarsanız farklı, saldırı tuşuna hemen basmayıp düşmanın yere düşmesini bekleyip sonra saldırırsanız farklı şekilde kritik vuruş yapıyor karakteriniz, ama ikisi de his anlamında ilk oyunun gerisinde. 2. ve en büyük hayal kırıklığı ise boss lara parry yaptıktan sonra kritik vuruş yapamamak. Ya çok kısa bir süre hareketsiz kalıyor ya da parry den sonra siz daha vuramadan anında yanınızdan uzaklaşıyorlar. Parry yapmayı zorlaştıran en büyük faktör ise zamanlamayı tutturmak değil düşman sayısındaki fazlalık. Her bir düşmana ayrı ayrı mesai harcayıp tek tek parrylemek yerine çoğu zaman alan vuran bir saldırı yapmak zorunda bırakıyor oyun sizi. İlk oyunda düşmanların sayısı ve konumu inanılmaz özenli hazırlanmış, karakterinizin sınıfı ne olursa olsun strateji kurmanız mümkün ama bu oyun maalesef ondan da yoksun. Son dlc de artık bu oyun bitsin diye içimden çok geçirdim. Aşırı sündürülmüş. Dünya kadar boss dünya kadar düşman çeşitliliği ve dünya kadar npc var ama aklımda kalan, bana keyif verenler saydığım bütün sınıflarda birer tane oldu. Sir Alonne gerçekten savaşması en zevkli karakterdi boss lar arasında. Yine parry ve kritik vuruşun söz konusu olamadığı bir savaştı ama ona rağmen eğlenceliydi. En keyifli düşman ise Drangleic Castle içindeki knight lardı. Npc ler içinde ise söylediklerine kulak kabartılması gereken tek kişi Mirrah lı Lucatiel di. İçinde bulunduğu durumu gözlemleyen, yaşadığı şey hakkında düşünen, geçirdiği dönüşümün farkında olup bununla ilgili akıllıca yorumlarda bulunan Lucatiel bu karakteriyle akılda yer ediyor. Bir de acaba şimdi benden kimi öldürmemi isteyecek diye merak ve heyecan uyandıran npc Navlaan var. Diğerleri çok yüzeysel ve üstüne hiç düşünülmediği belli npc ler. Senin bir yerden zırh alman gerek, bir tane zırhçı koyalım, silah yaptırman gerek demirci koyalım vs. Ne bir derinlikleri var ne de bir merak uyandırıyorlar. Kendilerini önemsetecek hiç bir özellikleri yok. Bir de oyunda öldüğünüzde can barınız biraz azalıyor ve bu üst üste ölürseniz artıyor. Ben Dark Souls evreninde bundan daha iyi düşünülmüş bir mekanik görmedim. Şaka yapmıyorum, oyunun evreniyle ve bir undead olan karakterimizle en uyumlu mekanik bence. Üst üste ölünce hollow olmaya daha da yaklaşıyorsun ve canın bununla orantılı azalıyor. Bunun yanında en berbat mekaniği de söyleyeyim estus kullanımı. Life gem diiye bir şey uydurup estus un kullanımını berbat bir hale getirmişler. Olmamış. Yeterince life gem iniz varsa ölümsüz gibi bir şey oluyorsunuz zaten, bunun tamamen önüne geçmek için de canınızı çok yavaş dolduracak şekilde ayarlanmış ama dediğim gibi estus işin içinden çıkınca o altın oran bozulmuş ve ölçü kaçmış, ne yapsan dengeye gelmiyor. Bir de gözüme en çok batan şeyi yazayım, aga o karakterin kalça ve diz arası neden balon gibi şişiyor? Hangi zırhı giysem ortası balon oluyor ve karaktrer berbat görünüyor. Bacakları parantez şeklinde karakterin. Zırhlar 4:3 tv görüntüsünü 16:9 tv de yanlardan çekip uzatarak izliyormuşsun gibi gözüküyor. Bunu görüp "Bu oyun tamam ya yayınlayın" nasıl dediniz? Hadi yayınladınız, nasıl sonradan düzeltmediniz insanın aklı almıyor. Son olarak adp sekmesini en az 30 yapıp oynayın. Sir Alonne Ve Lucatiel hatırına tavsiye ediyorum.