Crysis 2 Remastered Review (eraymalifalitiko)
2023 yılında hâlâ Crysis serisi için bir incelemeye gerek yok. Dolayısıyla bu da bir inceleme değil, övgü yazısı olacak.Üç oyunu da çıktığı yıllarda oynayıp tüketmiş biri olarak yıllar sonra serinin Remastered halini arka arkaya oynayarak hem nostaljiyi, hem aksiyonu hem de bir oyun serisinden alınabilecek her şeyi MAKSİMUM ZEVK MODU AKTİF olarak yaşadım. Üç oyun da remastered olmayı hakediyordu, iyi ki de yapılmışlar.Hikayenin büyük kısmını unutarak geri döndüğüm için çok mutluyum.Yazımın yukarıdaki girişe sahip kısmını üç oyun için de tutarak, kalanında ilgili oyun için hislerimi ve düşüncelerimi açıklayacağım.Genelde serinin en iyi oyununun ilk oyun olduğu düşünülse de bunun nostaljik hislerle verilmiş bir karar olduğunu düşünüyor ve ben en iyisinin Crysis 2 olduğunu iddia ediyorum. İlk oyun ne kadar devrimsel şeyler yapsa da sadece hikayeye ve oynayışa bir giriş dersi gibi kalıyor. Hikayesi de içlerinde en sönük olanı diyebilirim. Öyle ki, remastered olmamasına rağmen Warhead yan hikayesini bile ilk oyundan daha büyük zevkle oynadım. Yalnız ikinci oyun 54 GB iken üçüncü oyunu 19 GB yapabilen ekibi ellerinden öpüyorum. Bu ne optimizasyondur böyle!Bu oyuna gelirsek; oyunun giriş sekansı harika, sonrasında da hem aksiyon hem heyecan sürekli yükselerek devam ediyor. Son anlara kadar neredeyse sıkılmadan oynayabiliyorsunuz. Görevlerin tekrara düştüğü birkaç kısım hariç geneliyle her şey harika.Post apokaliptik bir New York'ta dolaşmanın tedirginliği ve şehrin dev yapılarının kendinizi küçük hissettirmesi de oyunun sonuna kadar içinize işliyor.Bu oyunla birlikte oynanış olarak da ilk oyunun üstüne koyularak müthiş aşama kaydedilmiş.Crysis serisi ile ilgili, diğer serilerden farklı olarak en sevdiğim kısımlardan biri de diğer karakterlerin (npc'ler) sizi bağlamaması. Diğer savaş oyunlarında friendly fire ile saçma sapan şekillerde bölümler tekrara düşebiliyor. Ya da saçma sapan koruma görevleri verilip sonucunda koruduğunuz npc'nin yaptığı saçmalıklar yüzünden yine bölümlerin tekrara düşmesi çok olası. Bu oyunda ise friendly fire olayı müttefiklerimizin üzerine koyulan basit bir çarpı işareti ile engellenip sanki nano giysimizin bir işleviymiş gibi güzel şekilde yedirilmiş. Saçma koruma görevlerinin olmaması da cabası.Seri içerisinde oyunun en ilgi ve dikkat çeken özelliği ise tabi ki müzikleri. Her şeyiyle kendisine ait olduğunu bağıra bağıra belli eden o Hans Zimmer melodilerinin etkisini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Oyunun moduna müthiş derecede uygun, epik şaheserler. Oyun dışında da tekrar tekrar dinlenecek, bir medley konseri olsa düşünmeden gidilecek eserler.Oyunun o meşhur easter egg'ini anmazsam haksızlık olur. Oyunu ilk oynayışımda bu kısmı bir görev gibi düşünüp asansörü çağırmayı kendi kendime keşfettiğimde karşılaştığım manzaraya inanamamıştım. Bu oynayışımda da bu anlara şahit olmadan yapamazdım. Böyle ciddi bir oyuna bu kadar ciddiyetsiz bir detayı ekleyenlerin kafası harikaymış, her zaman çok güldüğüm bir sahne gerçekten ellerinize sağlık :DÖzetle Crysis tüm oyunlarıyla ama en çok da ikinci oyunuyla indirimli ya da indirimsiz her iki şekilde de sonuna kadar fiyatını fazlasıyla hakedecek, eminim ki birçok oyun sever için de sonsuza kadar bambaşka bir yere sahip olacaktır. Bize bu müthiş deneyimi sundukları için tüm ekibe teşekkürler.