Control: Ultimate Edition Review (cadı bilge)
Oyunu bitirdikten sonra gerçekten oyunun bitmesine üzüldüm. Oyun o kadar güzel ki bir 50 saat daha oynardım.
Oyun resmen beni kendisine bağladı oynarken, bir türlü kapatasım gelmedi. Oyunun atmosferi çok güzel ve insanı kendisine bağlayabiliyor. Evet biraz kapalı ve bazen çok gergin olabiliyor, özellikle geceleri oynarken korkuyordum oyundan. Karakterlerin suratında ve konuşmalarında tam büro çalışanı tipi var. Dilekçe yazıp veresim geldi arada öyle diyeyim. (Fince şarkı söyleyen abimiz Ahti de bile vardı). Atmosferi kapalı ortamlarda geçmesine rağmen çok bunaltmıyor çünkü büroyu devasa bir yer yapmışlar resmen.
Çatışma mekanikleri çok güzel. Her ne kadar tekrar ediyor gibi olsa da farklı düşmanlarla karşılaştığımızda hemen değişiyor ve tekrardan eğlenceli bir hal alıyor. Uçup zıplayıp düşmanları öldürmek çok eğlenceli ve çatışmalar insanı hiç sıkmıyor. Oyunda çevrenin yıkıldığını hissediyorsunuz. Çatıştığınız düşmanları gerçekten vurduğunuzu hissettiriyor oyun size. Oyunun bossları biraz zor geldi ama onu söylemem lazım. Ölüp en yakın kontrol noktasına gidip tekrardan başlıyorsunuz, galiba mold-1 ile savaşırken kafayı yiyecektim. Almış olduğunuz ve geliştirdiğiniz her bir "ability" sizin düşmanlarla olan savaşınızda daha etkili olmanızı veya yeni taktiklerle savaşmanızı sağlıyor. Çatışma mekanikleri belki de en sevdiğim özelliklerinden birisi ama şunu söylemem lazım ki bazen bir koridordan ötekine geçerken o kadar sık düşman saldırısı oluyor ki gerçekten sıkıyor, ilginçtir düşman aradığım zamanda ise hiç göremiyordum... Ama bunun oyunla bir ilgisi olduğunu sanmıyorum xd
Hikayesine gelecek olursam hikayesi ilk başlarda pek ilgimi çekmemişti yani "ne alaka şimdi ya" falan demiştim ama oyunun ortasına doğru yaklaştıkça "acaba ileride ne olacak" diye merak uyandırdı iyiden iyiye. Özellikle başlarda pek bir şeyden haberimizin olmaması ama bir anda bayaaa üst rütbeden birisi olmamız gibi şeyler.. başta garip sonra ilgi çekici oldu hikayesi benim için.
Özellikle kadın baş kahramanlı oyunlar çok ilgimi çektiği için oynamak istiyordum ama resmen bu Jesse'ye aşık oldum oyunu oynarken. Bu kişisel bir şey kabul ediyorum ama karakterimiz fazla bossiçe resmen dayanamadım.. Diğer karakterler arasında da ilgi çekici tipler var. Hiç sıkıcı ve görmek istemediğim, yine bu tipini yediğim ya dediğim bir karakter yok resmen oyunda. Hiçbirisi sıkıcı tipler değil. Özellikle badass bossiçemiz Marshall ve Simon Arish'i çok beğendim. Keşke Jesse Faden gerçek olsa da yanaklarından öpsem o kadar çok beğendim baş karakteri.
Bir de o ara sahneler neydi ablam ya.. Oturup izlersin gerçekten çok güzeldi. Ama bazen "noluyor ya şimdi" dediğim olmadı değil..
Oyun BENCE 10/10. Pek bir kusurunu göremedim. Yani ne kadar kusur sayılır bilmem ama bossları bazen çok zorladı beni. Tekrar tekrar deneyip başaramayıp, dışarı çıkıp biraz hava alıp tekrar denediğim, boss fight'ın ortasında yemek yeyip geri gelip denediğim de oldu. Ama galiba benim beceriksizliğim olması daha olası bu konu için :p Ha bir de bir iki defa haritadan aşağıya düştüm ve birkaç karakter öyle kaldı hiçbir şekilde etkileşime giremedim garip şekilde. Ama önemli bir kusur gibi görünmeyecek kadar nadirdi bunlar.