Clair Obscur: Expedition 33 Review (arda)
Genelde Steam hesabımda oyunlara inceleme yapmam. Fakat kendi kendime bu oyunu konuşup birilerine kesinlikle aktarmam gerektiğini söyledim.
Yıllardır konsollarda ve PC'de oyunlar oynarım. 200’den fazla oyun bitirdim, birçok başyapıta tanık oldum. Kesinlikle size söyleyebileceğim şey şu: Bu oyun, oynadığım en iyi RPG oyunu. (JRPG’ler dahil — belki Persona 3 hariç, xD.)
Peki, neden böyle diyorum? Bunun başlıca etkenleri: hikayesi, atmosferi, karakterleri, oynanışı, grafikleri, akıcılığı, müzikleri, boss dizaynları ve teknik anlamdaki başarısı. RPG oyunlarına baktığımızda, genelde bu kavramlardan biri iyiyse diğeri “eh işte” kalitesinde olur.
Mesela türün en önemli örneklerinden biri olan Witcher 3: Hikayesi ne kadar mükemmel olsa da, oynanışı “eh işte” dedirtir. Oyunun başlarında ciddi bir akıcılık sorunu da var. Witcher, ne kadar sonradan çok iyi aksa da bu durum başta hissediliyor. Ciddi bir oyuncu kitlesi de Witcher 3’e ısınamadığını söylüyor bu yüzden.
Başka bir örnek vermem gerekirse yine türünün önemli örneklerinden Persona 5: Evet, hikayesi çok iyi. Evet, atmosferi harika, karakterleri harika. P5’in eksiği ise oynanışın bir zaman sonra çok tekrara binmesi. Farklı “Persona”larla bu durum kırılmaya çalışılıyor ama elbet bir yerden sonra sıkıyor.
Gibi gibi… Oyun listesi böyle uzar gider işte.
Claire Obscura’ya “en iyi RPG oyunu” dememin nedeni, türdaşlarının aksine tüm kategorilerde mükemmel iş çıkarması.
Şimdi tüm başlıkları inceleyip fikirlerimi yazacağım. Belki bunu okuyup oyunu alma isteği içinizde doğar ve siz de bu deneyimi yaşarsınız.
HİKAYE SPOİLERSİZ
Evet, bu kesinlikle son yıllarda yapılmış tüm oyun içeriklerindeki en yaratıcı hikayelerden biri. Hikayemizin hangi dönemde geçtiği hakkında bilgi verilmesede, tahminlerime göre günümüzden yaklaşık 70 yıl öncesinin Fransa’sında geçiyor.
Her yıl Paintress adlı bir varlık uyanıyor, monolite sayılar yazılıyor ve o yaşta olan tüm insanlar siliniyor. Yazılan yaştan 1 yıl genç olanlar da, yani Sefir grupları, Paintress’i durdurmaya çalışıyor fakat bu imkansız bir olay olarak görülüyor.
33. seferimizde, her yıl olduğu gibi Paintress için yola çıkıyorlar ama daha yolun en başında beklenmedik bir sürprizle karşılaşıyorlar... . Bu anlatı, kadercilik, ölüm ve insan iradesi gibi derin felsefi temaları işler.
Spoilersız bir şekilde böyle anlatabilirim ve buradan bile ne kadar yaratıcı olduğu direkt anlaşılabiliyor.
Alt başlık: Hikayede Temalar ve Edebiyat
Oyunu oynarken Paintress hakkında düşüncelere girdim. Mesela, Seferler tanrısal iradeye karşı geliyor.
Yani, Seferler bir tür özgürlük arayışında mıdır? Yoksa yapmak zorunda oldukları ve ölümü kabul ettikleri için mi, Paintress’i durdurmaya gidiyorlar?"
"Ya da şöyle soralım.
Gommage her yıl tekrar edecekse...
O hâlde savaşmamızın anlamı ne?
Yaşamın anlamı sabit değil. Yaratılması gereken bir şeydir.
Sefer 33, o anlamı yaratıyor. Belki de, kendilerince.
Expedition 33'te, oyuncuların içinde bulunduğu karakterler, belirli bir yaşta “silinmeye” mahkûmdur. Yani ölüm, spekülatif değil, kesin ve zamanla sınırlanmış bir şeydir. Bu, Heidegger’in ölümün zamanla iç içe geçmiş yapısını anımsatır:
“Zamanın sınırlılığı, anlamın derinliğini belirler.”
OYNANIŞ
Oyunumuz turn-based (tura bağlı) savaş sistemine sahip, ama aklınıza Baldur’s Gate gibi klasik bir turn-based sistemi gelmesin.
Çünkü bu, daha çok bir JRPG tarzında bir turn-based sistem. Genelde JRPG'lerde savaş sistemleri birbirine çok benzer, ama Clair Obscur yine yaratıcılığını konuşturarak bu stili efsane iki mekanikle harmanlamış.
Oyunda rakip atağa geçtiğinde, zıplama, kaçınma ve bloklama gibi aktif savunma özellikleri var. Karşınızdaki rakip ne kadar güçlü olursa olsun, eğer saldırılardan profesyonelce kaçınabilir veya zamanında bloklayabilirseniz, onu yenmeniz mümkün. Başarılı bir kaçınma veya blok hareketi yaptığınızda hiç hasar almıyorsunuz. Bu da savaş sırasında her anı dikkatle takip etmenizi gerektiriyor, çünkü bu mekanikler temel bir yerde duruyor ve düşmanlar gerçekten çok sert vuruyor.
Genelde JRPG oyunlarında sıra karşı taraftayken sadece izler ve hasar yemeyi beklersiniz. Ama Clair Obscur’un mükemmel tarzı, bu kısmı da oynanabilir kılarak oyuncuyu oyuna bağlamayı kolaylaştırmış. Bana göre oyunun bu kadar akıcı olmasının sebeplerinden biri de bu; çünkü savaşlarda sıkılmak neredeyse imkânsız.
Peki ya sıra bizdeyken ne oluyor?
İşte burada da devreye çok güzel ve yenilikçi yetenek sistemleri giriyor. Hepsini anlatmam mümkün değil ama özet geçmem gerekirse:
Her RPG oyununda olduğu gibi burada da her karaktere özel bir yetenek ağacı var. Bu ağaçtan puan toplayarak yetenekler açıyorsunuz. Çok çeşitli ve güçlü yetenekler mevcut. Üstelik bu yeteneklerin çoğu real-time event özelliğine sahip, yani doğru zamanda tuşa basarsanız vuruş hasarınız katlanıyor.
Bir de istatistikleri geliştirdiğimiz bir sistem var. Size tavsiyem: sadece güce yüklenmeyin. Gücü, hızı ve canı dengeli şekilde yükseltmeye çalışın çünkü savaş sırasında hız gerçekten çok önemli.
Kısacası, oynanışın kısa bir özetiydi bu.
Turn-based olmasına rağmen inanılmaz dinamik, etkileyici ve sürükleyici bir savaş sistemi var. Denemeden ne demek istediğimi tam anlayamazsınız.
ATMOSFER,MÜZİKLER,GRAFİKLER,CEVRE DİZAYNI,DUSMAN CESITLILIGI
Sanat kelimesinin karşılığı bu oyun gerçekten.
İlk olarak grafiklerinden başlayayım: Oyunun grafikleri inanılmaz iyi gözüküyor. Kullanılan renk paleti ise işi çok daha ayrı bir seviyeye taşıyor. Oyunun grafiklerini öyle bir düşünün ki, oyunun herhangi bir yerinde dur, rastgele bir yere kamerayı çevir, ekran görüntüsü al, wallpaper yap — o derece iyi.
Oyunun atmosferi çok başarılı. Bulunduğumuz bölgeye göre çevre sürekli değişiyor ve oyunun verdiği hava da buna göre şekilleniyor. Tabii, çevre dizaynı o kadar iyi ki, oyunun içine ışınlanıp orayı keşfetmek istiyorsunuz. Yani ben oynarken öyle düşündüm en azından. Bunları anlatmakta zorlanıyorum çünkü gerçekten anlatılması zor şeyler. Yani bence denemeniz gerekiyor, en rahat o zaman anlarsınız.
Düşman çeşitliliğine gelirsek:
Öncelikle her düşman türünü çok sevdim. Hepsinin bölgesine göre çok şık ve ürpertici tasarımları var. Hepsinin hareket şeması çok iyi; bazıları rahat ezberlenebiliyor, bazıları ise gerçekten çok zorlayıcı. Aynı şey boss'lar için de geçerli. Savaş sırasında bir kez bile sıkılmadım açıkçası.
GENEL PUAN VE SON YORUMLAR
Oyuna puanım: 9.5/10.
Bana göre bu, son yıllarda yapılmış en iyi oyunlardan biri. Herkesin mutlaka deneyimlemesi gerektiğini düşünüyorum. Clair Obscur, bazı büyük firmalara da adeta bir ders niteliğinde. Bir oyunu başarılı kılmak için illa 200-300 milyon dolar harcayıp delicesine PR yapmanıza gerek olmadığını çok net bir şekilde gösterdi.
Bu oyun bize şunu kanıtladı:
Eğer bazı firmalar oyun sektörünü bir sanat dalı yerine sadece para kazanma aracı olarak görmeye devam ederse, asla Clair Obscur seviyesine çıkamayacaklar. Hatta standartların bile altında kalacaklar. İyi oyunlar.