Chernobylite: Complete Edition Review (vito_scaletta)
Çernobil Felaketi. Düşünsene o günlerde orada görev yapan bir bilim adamısın. Sevdiğin kadın ise bir keman virtüözü. Hayat tıkırında ve her şey yolunda gidiyor. Gayet mutlu bir çiftsiniz ve hiçbir sorun yok aranızda. Pripyat bölgesinde çalışmanın ayrı bir havası var. Refah düzeyin yüksek, istediğin her şeyi alabiliyorsun ve en önemlisi vatanın için çabalıyorsun. Ancak her güzel şeyin bir sonu vardır... Takvimler 26 Nisan 1986'yı, saatler ise 01: 23'ü gösteriyor. Pripyat yakınlarında bulunan Çernobil Nükleer Santrali'nin 4 numaralı reaktöründe bir patlama meydana geliyor. 50 ton nükleer yakıt saniyeler içerisinde gökyüzüne ulaşıyor. Bunun Hiroşima'ya atılan atom bombasının yarattığı etkinin 10 katından fazla olduğu söyleniyor. Herkes seferber oluyor; itfaiyeciler reaktörü söndürmek için radyasyonun içine dalıp göğüslerini siper ediyor. Sağlık çalışanları canla başla çalışıyor, polislerse halkı tahliye etmeye çalışıyor. Tüm terslikler yetmezmiş gibi eşini yani Tatyana'yı kaybediyorsun.
Üzerinden 30 sene geçiyor, acın hala taze. Tatyana'nın santralde tutulduğuna dair elinde sağlam kanıtların var. Ancak oraya girmek öyle kolay değil. Elini kolunu sallaya sallaya girmeye çalışırsan seni mıhlamaya hazır bir askeri grup yer alıyor. Amaç: kendi grubunu kurmak ve sağlam bir plan hazırlayarak eşini kurtarmaktır.
Chernobylite, bize büyük bir açık dünya sunuyor. Bu dünya gerçekler baz alınarak yaratılmış. Yolda gördüğün bir otobüsün bile hala orada paslanmış ve işlevsiz bir şekilde durduğunu gözler önüne seren fotoğraflar var. Hiçbir şey boş yere ya da kafadan atılarak yapılmamış, bu da oyunun atmosferini daha çekici bir hale getirmiş. Atmosferden hazır konu açılmışken, oyun bize yalnızlık duygusunu bölgenin terk edilmişlik hissini iyi bir şekilde aşılıyor. Bir zamanların gözde ancak terk edilmiş ya da çürümüş mekanlar olsun, Pripyat merkezinde 1 Mayıs'ta açılacak olan ancak hiç kullanılmamış lunapark olsun ve daha fazlasını görmek mümkün. Hikayenin her bir yanına bir nakış gibi işlendiğini görebiliyoruz. Haritanın boyutu yeterince tatmin etmeyi başarıyor.
Oyunda ana görevlerin yanında yan görevler de bulunuyor ve bu görevler vasıtasıyla yeni yoldaşlar bulabiliyor, ekibimize katabiliyoruz. Her birini mutlu etmek zaman zaman zor olabiliyor çünkü herkesi mutlu edemezsin. Ekibindeki iki kişinin farklı düşüncelere sahip olması, oyunun seni; ikisinden birinin düşüncesinin yanında olmaya zorlamasına kadar götürüyor. Seçim ne kadar farklı olursa ekip arkadaşlarının seninle kalma isteği de o kadar değişken olabiliyor. Bu yüzden kararlar önemli. Peki diğer artılar ve eksiler neler kısaca ondan bahsedelim:
Leblebinin faydaları:
+ Fotoğraf modu sayesinde fotoğraçılık üzerinden para kazanmaya başlayabilirsin. Sonuçta radyasyonlu ortam. Fotoğraflar iyi para eder.
+ Kendine ait bir güvenli alanın var ve keyfine göre dizayn edebiliyor, üretim yapabiliyorsun.
+ Silah çeşitliliği fena değil. Modifiye etmek için alan kurabiliyorsun.
+ Çernobil tarihini öğretmek için tur rehberi bölümü yapılmış. Bu sayede bölgede çatışmadan, bir turist gibi gezerek bölgenin geçmişini öğrenebiliyorum. Ki bu çoğu oyuna konulmalı diye düşünüyorum. Eğlenirken öğrenelim.
+ Serbest takıl bölümünde yine gezip tozabiliyor, bol bol fotoğraf çekebiliyorsun.
+ Kazandığın puanlar sayesinde yeni yetenekler öğrenebiliyor ve bunları düşmanın aleyhine kullanabiliyorsun.
+ Resmi Türkçe dil desteği sunuyor. Adamsınız!
Her şeyin fazlası zarar olan şeyler:
- Yapay zeka o kadar da iyi değil. Daha akıllı olabilirdi, şapşalca davranıyor.
- Silah vuruş hissiyatı kötü. Vurduğun zaman sanki ateş etmemiş gibisin. İyi olabilirdi.
- Silah modifikasyonu için masalar tek bir tane olabilirdi. Her bir silah için neden ayrı masalar üretmek zorundayım?
Uzun sözün kısası: önce beni başta sıkan, bırakmak istediğim ama sonrasında bırakamadığım bir oyun olmayı başardı Chernobylite. 50 saate yakın süren uzun oyun süresiyle de göz doldurmayı başarıyor. Adamlar dilimize de destek vermişler. Acun Ilıcalı'nın da dediği gibi: " Siz daha ne istiyorsunuz abi?!"
Çökün, çökün, çökün! Ha bir de unutmadan, Rusça dublajlı oynayın. Çok daha keyif verdiğini göreceksiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=FthmJ_fdaUI