Call of Duty: Black Ops Review (vito_scaletta)
Bazen hikaye odaklı oyunlar oynamak istersin. Uzun sürsün ve hiç bitmemesini dilersin. Bazense sadece vakit geçirip keyif almaktır mühim olan; istediğini alır ve oyunu kapatırsın. Öyle zamanlar olur ki, yoğun stres ve baskı altındasındır; sadece ateş edip deşarj olmak, üzerindeki tüm kötü enerjilerin def olup gitmesi için uğraşırsın. İşte burada da Call of Duty Black Ops gibi bir oyun devreye girer. Devre kesici olarak üstlendiği rolü harika bir şekilde yerine getirecek şekilde hem de.
Call of Duty Black Ops, hayatında hiç bu oyunu oynamayanlar için dile getiriyorum birinci bakış açısına sahip FPS türünde bir oyundur. Mason adında bir CIA ajanını kontrol ediyoruz. Gözümüzü açtığımızda bir sorgu odasında olduğumuzun farkına varıyor ve tanımadığın kişilerin seni sorguladığını fark ediyorsun. Elin kolun bağlı, bir yayın istasyonunun konumunu ve bir sayı dizisinin ne anlama geldiğini öğrenmeye çalışıyorlar. Bizim elemanın kafa beş milyon tabii. Flashbackler ile Castro'yu öldürmek için görevlendirildiğimiz yıllara dönüyor ve hikayenin ne olduğunu anlamaya çalışıyorsun. Hikaye anlatımını pek sevdiğim bir yöntem olduğunu söyleyemem ama merak ettiren konusundan ötürü oyuna başlıyor ve ortasında bir şeyleri oturtmaya başlıyorsunuz. Bu sayede oyun kendisine bağlamayı da iyi biliyor diyebilirim.
Call of Duty dendiğinde akla aksiyonun dur durak bilmediği sahneler gelir ama Black Ops diğerleri kadar değil. Yine de atmosfer geçişlerine bayıldım desem yerinde olur. Bir gün Rusya'da gizlice bir üsse sızmaya çalışıyor, bir gün Vietnam'da sıcak çatışmanın tam merkezinde kurşunlarla selamlaşabiliyorsun, bir de bakmışsın ki Çin'de çatıdan çatıya bir kurbağa gibi zıplatıyorlar. Bu da heyecanı üst noktada tutmayı başarıyor. Silah çeşitliliği de çok ve dönemin envanterini yansıtınca ortaya güzel bir ürün çıkmış oluyor. Grafikler her ne kadar beni tatmin etmese de iş görüyor denilebilir.
Oyunun bir zombi modu bulunuyor. İster arkadaşlarınıza zombi akınına karşı ne kadar dayanabileceğinizi gösterin, ister tek tabanca takılıp deşarj olmak için kafa patlatın. Nereye kadar devam ederse. İstersen kendi rekorunu kırmak için saatlerce oynayabilirsin de. Multiplayer modu da fena değil ama benlik değil, çok oyunculu modu seven oyuncular için oyun süresi oldukça uzun tutulabilir. Bilgisayara karşı savaşmayı sevmiyorsan, birilerine karşı savaşacaksın. Ya herro ya merro.
Çok da uzatmanın bir anlamı yok, Call of Duty Black Ops oynanılacak bir oyun. Çatışmanın tam ortasında kaldığınızda nerde benim bu silah arkadaşlarım, silah tutmayı kim öğretiyor bu adamlara diye çokça söylenebileceğin ama yine de sonunda her şeye rağmen savaşmak keyif vericiydi dedirten bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Askere savaş için çokça adam aradıklarını duydum, sıradaki neden sen olmayasın? Güzel bir destan seni bekliyor. Unutma, Amerika her zaman dünyayı kurtarır. (!)