Call of Duty: Black Ops Review (Blaine)
Bugüne dek çok oyuna inceleme yazdım ancak bu biraz farklı olacak.
Black Ops benim için bir anlamda çocukluğumun çok önemli bir parçası. Zamanında ilk olarak PS3 üzerinden oynamıştım çıktığı zamanlarda ve ondan sonra da yıllarca kuzenimle evde sabah akşam zombi modunu oynardık. Bilen bilir o nazi zombileri ve Kino der Toten (Ölüler Tiyatrosu) haritasını. Gerek Black Ops 2 olsun gerek 3 hiçbiri o haritanın yerini tutamadı -3'te DLC ile gelen remasteredı dışında tabi-. Benim için yeri ayrı olan ilk 5 oyuna çok rahat girer bu oyun, öyle çokta iyi olmamasına rağmen.
Hikayeyi ele alacak olursak, bence oldukça iyi. O kafada dönen kodlar John F. Kennedy'nin bir kitabından alıntı ve her şey ilmek ilmek işlenmiş. Hikayeyle ilgili tek sıkıntı kötü adamın dandikliği olabilir. Yani baş kötüyü öldürmek bu kadar basit olmamalı bence.
Oynanış bakımından döneminde yine üstüne bir şeyler koyabilmiş -hatta yanlış hatırlamıyorsam sağa sola eğilme mekaniğini ilk getirdikleri oyun olabilir- iyi bir oynanışa sahip. Buga rastladığımı hatırlamıyorum.
Grafikler yine 2009 yılına göre çok çok iyi zaten. Sadece bence patlama ve düşmanda bıraktığı hasarın animasyonları daha iyi olabilirmiş.
Bu oyuna geçmişten kaynaklı puan vermemin pek objektif olacağını sanmıyorum o yüzden kısaca oyunu oynamanızı tavsiye ediyorum.
"Dragovich, Steiner, Kravchenko. All must die..."