Borderlands 2: Sir Hammerlock's Big Game Hunt Review (oousan)
GEREKSİZ
Bu DLC 2. oyunun sonundan sonra geçmektedir. İşte Vault Hunter, Handsome Jack'i öldürmüştür ama birileri bunu hazmedemez.
Hammerlock denen herifin evinin olduğu Afrikavâri bir yerde geçmektedir bu DLC. İlk oyundaki mekanı çok çok daha iyiydi. Neyse işte bu Hammerlock'u bulduktan sonra onun evine ulaşıyoruz ve Prof. Nakayama diye bir herif var, Handsome Jack'i tekrar diriltme projesi üzerinde çalışıyor, biz de onu engelliyoruz; güya... Güya dedim çünkü ilk oyunu oynayanlar bilir, senaryoda ölen bosslar DLC'lerde ikinci hayatları (zombi veya yarı robotik forumda) karşımıza çıkıyordu. Buradaki bosslardan birisi maalesef Hansome Jack'in Gigachad hali vs. değil maalesef, zorlanmadan öldürülebilecek çöp yığınları.
"Öyle iş mi olur, DLC'deki boss'lar ana oyundakilerden çok çok daha kolay olabilir mi?" sorusuna oyun 2 adet über-boss ekleyerek 'çözüm bulmuş'; birisi yan görev olarak diğeri de challenge sonucunda karşılaşabildiğimiz iki Yenilmez boss var. İşin kötü yanlarından birisi (aslında tek iyi yanı bossların düşürdükleri itemler ve verdikleri xp ama onlar da farm yapmaya değmez neden mi;) bu bosslardan birisine erişmek için 8, diğerine ise yaklaşık 75 Eridium harcamanız gerekiyor. 8 isteyende yalnızca kapıyı açmak için o ücreti ödüyorsunuz, 75 isteyende ise ana haritanın 3 farklı yerindeki fırınlara atıyoruz. Peki bu ödeme tek seferlik mi? Tabi ki HAYIR! Bossları kesmekte başarısız olursanız aynı miktarda ödemeyi tekrar gözden çıkartmanız gerekiyor. (Eridium'ları programlar yardımıyla kazanıyorsanız ona bir şey diyemem) 'Pahalı boss' Half-Life 2'deki uzunbacakların aynısı, tek farkı ise çok az NPC'nin sahip olduğu (gerçek anlamda) haritanın diğer ucundan vurma yeteneği. Bu boss yakın dövüş saldırısının yanı sıra size 2 çeşit tükürük saldırısı yapabiliyor, bunlardan birisi kalkanınızı tamamen devreden çıkaracak kadar güçlü. Neyse ki bu saldırısı güdümlü değil. Ama önlenemez de değil. Ağaçların ve rafinerimsi yapıların arkasından geçmiyor ama cephanenizi bitirip yenilemek için Hammerlock denen dangozun evine gitme gafletine düşerseniz geçmiş olsuuun. Boss sizi açık alandaymış gibi algıladığı için tükürük saldırısı yapabiliyor :D ve can çekişme aşamasına düşerseniz direkt oyundan çıkın çünkü orada Second Life'a geçemeyeceğiniz gibi sonraki canlanmanızda boss'a verdiğiniz bütün hasar sıfırlanacak :D Size oyunu kapatın dedim ya, pes edip veya rage quit attığınız takdirde tüm o fırınları tekrardan yakmanız gerekiyor. 'Fırınları yak ana üsse gel boss ile savaş' şeklinde de değil maalesef.
Burada oyundaki düşmanlarımızdan bahsederek yukarıdaki boss savaşına bir bağlantı yapacağım. Oyunda düşmanlarımızdan insan olanları (yaratık olanlarından boss'lar dışında uğraştırıcı değiller çünkü) Afrikalılar. amacım ırkçılığa bağlamak değil Bu herifler 3 çeşitler; birisi standart silah kullanıyor, diğeri kalkan ve maske takıp uzaktan yavaşlatıcı mızrak fırlatıp yakında da baltayla saldırıyor. Üçüncü tip ise şaman/büyücüler. Diğer ikisinin aksine bunlar, onlara doğrudan saldırmadıkça veya diplerindeki düşmanı öldürmedikçe saldırmıyorlar. Şamanlar da tek tip değiller. Vampir türü olanı var, uzun menzilde sizin sağlığınızı çalabiliyor, kasırgaya dönüşüp saldırabiliyor, sizi kendine çekebiliyor. Bu düşmanlar ile ilk karşılaşmalar oldukça zorlu çünkü sadece normal düşman kafadan direkt kritik vuruş yiyebiliyor, diğer ikisi mermi süngeri. Her gittiğiniz yerde bunlardan olduğunu düşününce Boko Haram ile çatışan komando gibi oluyorsunuz. Komando demişken, bu DLC en iyi Gunzerker ile oynanır, Commando sınıfı ile Savanna'larda gerçi çekilmeye çalışan piyadeler gibi kalıyorsunuz çünkü. Şunu d ekleyeyim; bu DLC'ye başladığımda 35. seviyedeydim ve über-boss dışındaki bütün görevleri yapıp o kadar irite NPC'ti kesmem zorunda kaldığım için 40. seviyeye ulaşmıştım. Bu duruma da tam olarak kötü diyemiyorum çünkü kimi yan görevler 50. seviyeye ulaşmanızı istiyor ve bu DLC'nin belki de işe yaradığı tek nokta bu.
Uzunbacak bossu hatırlayın, bu düşmanları hatırlayın. Şimdi fırınları yaktıktan sonra son işlemi de tetikledikten sonra üzerinize yağmur gibi bu NPC'lerin geldiğini düşünün... Onları atlatırsınız ama merminiz azalır. Bu sefer de über-boss gelir... 'Ucuz boss' için de durum farklı değil. Ona ulaşmak için yolda kabileleri atlatmaya çalışıyorsunuz ama bir şaman mutlaka sizi kendisine çekip savaşmaya zorluyor. Boss'a ulaştığınızda ise sizi 2 boss bekliyor. Birisi yaratık, diğeri İnsan. İnsan olanı eğer hızlıca öldüremezseniz yaratığa kalkan vermek suretiyle kendini feda ediyor. Bu durumda hangisine saldıracaksınız? Yaratığın canı ikiye katlanmadan ölsün diye insana mı yoksa kalkan kazanmadan canını ne kadar indirsem kârdır diyerek yaratığa mı?..
Bu DLC'de iyi olarak ne var? DLC'de (tek kullanılabilir araç olan) bir Howercraft var, buna üç silah takabiliyoruz; elektrik bombası, alev silahı ve asit topu. Üçüncüsü en işlevseli. Yeni gelen yaratıklardan Spore'lar hoşuma gitti, havada durup ölmeyi bekleyen bir yaratık yerine üzerine minik formlarını salan ateş, asit ve slagg formundaki, tam altından vurduğunuz zaman kritik yiyen yaratıklar.
Bu DLC eğer oyunun GOTY paketi ile satın alınabiliyor olmasaydı da tavsiye etmezdim. DLC'nin sahiplerinin tamamına yakını GOTY paketi ile edinen kişiler. Eğer siz de öyleyseniz DLC'yi başlarda sınıfınıza bağlı olarak zorlanabileceğinizi unutmadan oynayabilirsiniz, bitirirken hiç değilse karakteriniz 2 seviye atlamış oluyor. Eğer bu DLC'ye sahip değilseniz de çok bir şey kaybetmiyorsunuz.