BioShock Remastered Review (Looklike)
Oyunda uçağımızın okyanusa düşmesiyle birlikte kendimizi Rapture adlı terk edilmiş bir su altı şehrinde buluyoruz. Bu şehirde hayatta kalmaya ve arkasındaki karanlık sırrı çözmeye çalışıyoruz.
Oyunun hikayesi merak uyandırıcı. Rapture’ın geçmişi, ses kayıtları ve çevresel anlatımlarla yavaş yavaş açılıyor ve her yeni bölümle birlikte daha da derinleşiyor. Terk edilmiş daireler, duvar yazıları, ses kayıtları ve çevresel detaylarla şehirde bir zamanlar neler yaşandığını adım adım bize öğretiyor.
Oyunun temelinde hem silahlar hem de özel güçler kullanabildiğimiz bir savaş sistemi var. Başlangıçta bu çeşitlilik keyif verici gibi görünse de ilerledikçe oynanış çok da derinleşmiyor. Düşman yapay zekası zayıf ve çatışmalar kısa sürede tekrara biniyor. Farklı silahlar ve güçler denense de savaş deneyimi sürekli kendini tekrar eden bir döngüye dönüşüyor. Bulmacalar ise oldukça yüzeysel kalmış.
Görsel açıdan oyun güzel duruyor. Rapture’ın retro-fütüristik tarzı, yıkılmış duvarları, paslı boruları ve su sızıntılarıyla oyunun atmosferini çok iyi yansıtıyor. Remastered sürümde ışıklandırma ve detaylar ile çok daha iyi gözüküyor. Oyunun müzikler ve özellikle çevresel sesler gerilimi sürekli yüksek tutuyor. Uzakta yankılanan çığlıklar, bozuk anonslar ve sürünen düşman sesleri, oyuncuyu sürekli diken üstünde tutup gerilimi arttırıyor.
** Hikayesi ve atmosferiyle unutulmaz bir deneyim sunuyor, özellikle gerilim öğeleri ve ses tasarımıyla çok iyi bir deneyim sunuyor. Ancak oynanış kısmı, özellikle çatışma ve bulmaca bölümleri oyun uzadıkça çok sıkıcı bi hal almaya başlıyor. Hikaye odaklı ve gerilim oyunlarını sevenler için kesinlikle denenmesi gereken bir oyun.